İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Halaçoğlu “Usta işi azınlık projesi”

Fatih Erboz

Halaçoğlu, dünyanın her yerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da mülk alabildiğini ama sadece mülkün kullanım hakkını alabildiklerini söyledi. Halaçoğlu, “Türklere yurtdışında aldıkları mallar için sadece kullanım hakkı veriliyor. Türkiye’de ise tam aksi yapıldı. Doğrudan doğruya mülkiyet verildi. Bu son derece yanlış tabii ki. Bu 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl başlarında Yahudi ve Ermeniler tarafından da sık sık yapılan bir olaydı. Mesela Ermeniler, Çukurova Bölgesi’nde Sarıçam’dan Gavur dağlarına kadar 650 bin dönüm arazi aldı aldılar. Sonra Abdülhamit Han buraları devletleştirdi. Çünkü özel mülkiyet hangi hukuk sistemi gelirse gelsin kişilerin üzerinden alınamıyor. Tasarruf hakkı tamamen kişilerin oluyor. Dolayısıyla bunlar sakıncalı” dedi. (Halaçoğlu yine doğru söylemiyor. Türk Vatandaşlarının batı ülkelerinde aldığı mülklerin sadece kullanma hakkını aldığı tamamen yanlış. İkinci olarak Halaçoğlu TC vatandaşı olan biz azınlıkları başka ülke vatandaşı olarak göstererek bile bile okuyucularını yanıltıyor. Her zamanki gibi nerem doğru ki dedirtecek bir görüş. Ne diyelim, yakışır. HYETERT)

********************
MHP’li Yusuf Halaçoğlu, azınlığı zengin eden AKP’nin daha ileri adımlar atacağını savundu:Bu işte gerçekten de ustaca hareket ediyorlar!
Koloni oluşturma hedefi…
MHP’li Yusuf Halaçoğlu, iktidarın bir KHK ile azınlığı zengin etmesinin arka planına ışık tuttu: Türkler de her yerde mülk alabilir ama sadece kullanım hakkını. AKP ise mülkiyeti verdi. Bazı düzenlemelerle artık koloni oluşturulabilir.
Çifte vatandaşlık tehlikesi
Eğer 1936-1976 arası da iade edilir, buradan göç edenlere de çifte vatandaşlık hakkı verilirse Türkiye sıkıntıya düşer. Ustalık dönemi iddiasındaki iktidar, bu konudaki ustalığını Balkanlardaki Türk malları için de göstermeyi denemeli!
“AKP, AZINLIĞA TAVİZDE USTACA HAREKET EDİYOR”
MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu: Eğer 1936’dan 1976’ya kadarki yerler de verilmeye kalkışılırsa durum tam anlamıyla bir fecaat olur.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın azınlıklara ait vakıf ve arazilerin geri verileceğini açıklamasının ardından muhalefetin tepkisi devam ediyor. MHP Kayseri milletvekili Yusuf Halaçoğlu, önümüzdeki dönemde yapılacak bir takım düzenlemeler ile Türkiye içerisinde adeta bir koloni oluşturabilme ihtimali olduğunu belirterek, bunun son derece yanlış olduğunu ifade etti.
Halaçoğlu, dünyanın her yerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da mülk alabildiğini ama sadece mülkün kullanım hakkını alabildiklerini söyledi. Halaçoğlu, “Türklere yurtdışında aldıkları mallar için sadece kullanım hakkı veriliyor. Türkiye’de ise tam aksi yapıldı. Doğrudan doğruya mülkiyet verildi. Bu son derece yanlış tabii ki. Bu 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl başlarında Yahudi ve Ermeniler tarafından da sık sık yapılan bir olaydı. Mesela Ermeniler, Çukurova Bölgesi’nde Sarıçam’dan Gavur dağlarına kadar 650 bin dönüm arazi aldı aldılar. Sonra Abdülhamit Han buraları devletleştirdi. Çünkü özel mülkiyet hangi hukuk sistemi gelirse gelsin kişilerin üzerinden alınamıyor. Tasarruf hakkı tamamen kişilerin oluyor. Dolayısıyla bunlar sakıncalı” dedi.
Önümüzdeki dönemde yapılacak bir takım yeni düzenlemeler ile bunların Türkiye içerisinde adeta bir koloni oluşturabilme ihtimallerinin bulunduğuna dikkat çeken Halaçoğlu, bunun son derece yanlış olduğunu ama uygulamanın çok eskiden beri var süregeldiğini ifade etti. Halaçoğlu şöyle konuştu: “Bunlar AB ile alakası olan şeyler de değil. AB’ye mensup ülkeler bile taşınmaz malları edinirken kısıtlamalarla veriyor. Kaldı ki biz daha AB’ye bile girmedik. Tıpkı Gümrük Birliği gibi bunda da yanlış yapıldı. Herhalde bugünkü iktidarın zihniyeti çok farklı.” Halaçoğlu, Türkiye’den zamanında göç etmiş olan bir takım kişilerin geri döndükleri takdirde çifte vatandaşlık hakkının da özellikle tanınmasıyla o zaman Türkiye’nin sıkıntıya gireceğini vurgulayarak, “Bu iktidarın ustalık dönemi olduğu için daha buna benzer projeler de çıkabilir. Ustaca hareket ediyorlar tabi” diye konuştu.
Kilise uyanık geçiniyor
Halaçoğlu, “Eğer 1936’dan 1976’ya kadarki yerler de verilmeye kalkışılırsa zaten o bir fecaat olur. Buna karşılık bizim Balkanlardaki vakıf mallarımızın ne ölçüde bize geri verildiği konusu aslında karşılık prensibine göre değerlendirilmek zorundadır” şeklinde konuştu. Edinilen bu malların bağış adı altında verilenlerinin de olduğu konusuna da değinen Halaçoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Rumların 1950-60’da terk edip gittikleri döneme bakarsanız ciddi mal ve mülk var. Bunlar da kilise tarafından bağış yapılmamasına rağmen el konulmuş vaziyette. Bizim malımız diyorlar.”
Yeniçağ / Fatih Erboz

Yorumlar kapatıldı.