İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Başbakan yetimhanenin harap halini görünce bu işi çözün dedi

Erdinç Akkoyunlu
Devlet tarafından el konulan azınlıklara ait vakıf mallarının iadesine ilişkin 25 yıldan bu yana mücadele eden Fener Rum Patrikhanesi’nin avukatı Kezban Hatemi o süreçte yaşananları anlattı. Hatemi, devlet içindeki Ergenekon yapılanmasının son ana kadar malların iadesine karşı direndiğini ama Başbakan Erdoğan’ın kararlılık gösterip, Ergenekon’u adım adım gerileterek konuyu ilerlettiğini söyledi. Hatemi “Erdoğan ile Bülent Arınç kimsenin yapamadığını yapıp, tarihe geçti” dedi

******************
Azınlık vakıflarının mallarının iadesi için yıllardır hukuk mücadelesi yürüten Kezban Hatemi bu sorunun daha önce de çözülebileceğini ancak her seferinde Ergenekoncuların engeline takıldığını söyledi.
İSTANBUL
Erdinç Akkoyunlu
Devlet tarafından el konulan azınlıklara ait vakıf mallarının iadesine ilişkin 25 yıldan bu yana mücadele eden Fener Rum Patrikhanesi’nin avukatı Kezban Hatemi o süreçte yaşananları anlattı. Hatemi, devlet içindeki Ergenekon yapılanmasının son ana kadar malların iadesine karşı direndiğini ama Başbakan Erdoğan’ın kararlılık gösterip, Ergenekon’u adım adım gerileterek konuyu ilerlettiğini söyledi. Hatemi “Erdoğan ile Bülent Arınç kimsenin yapamadığını yapıp, tarihe geçti” dedi. Sürecin Başbakan Erdoğan ve Bülent Arınç’ın da katıldığı 17 Ağustos 2009’daki cemaat liderleri ile Büyükada’daki buluşmada hızlandığını söyleyen Hatemi, Başbakan’ın Fener Rum Yetimhanesi’nin harap halini gördükten sonra ‘Bu işi çözün’ talimatı verdiğini ifade etti. Hatemi, Erdoğan’ın da ‘Haklının hakkını verelim’ diyerek yola çıktığını ancak  Ergenekon yapılanmasının son ana kadar işe taş koymaya çalıştığını anlattı.
Vakıfları seçim bölgelerine ayırdılar
Hatemi, Erdoğan’ın Ergenekon’a adım adım diz çöktürdüğünü ve malları geri verdirmeyi başardığını belirtti. Hatemi, o dönem devletin azınlıklara ait mallara nasıl el koyulduğunu anlatırken şu örneği verdi: “Devlet vakıf malları için tüzel kişilik tanımıyor. Mallar kimin üstüne olacak; o kilisenin papazı üstüne olacak. O da ölünce, mallar gitti. Bu devlet içinde örgütlenmiş bir yapının eseriydi. Vakıfları semt semt seçim bölgesine bile ayırdılar. Nüfusun az olduğu yerlerde 5-7 kişilik heyet olacak denildi. Sayı az olduğu için heyet toplanamıyor. Mallar yine devlete geçiyor.”
Başbakan’a rağmen AİHM’e gönderilen mektup
KEZBAN Hatemi Türkiye’yi zora sokan ve uluslararı arenada da sıkıntıya düşüren bu kötaü durumun Başbakan Erdoğan’ın Büyükada’da cemaat temsilcileri ile toplantısında son bulduğunu söyleyerek  şunları anlattı; “O toplantının düzenleyicisi bendim. Yetimhaneyi gören Başbakan, ‘Derhal, AHİM kararını da beklemiyorsunuz, gerekli işlemi yapın, bunu sahibine verin’ dedi. Başbakan, o güzelim yapıya tek bir çivi bile çakılamadığını gördü. Aradan birkaç ay geçti,  Bülent Arınç, beni Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisine çağırdı. ‘Ben malları vermeye kalkıyorum ama idari ve tazminat davaları ile AHİM’deki dava var. Bu nedir’ dedi. Ben de tek tek davaları anlattım. O sırada da dava AHİM’de, bize yönelik olarak ‘Mülkü mü parayı mı istiyorsunuz’ diye soruyordu. Biz de ‘Malları istiyoruz’ demiştik. Bu görüşmeler sürerken, en çağdaş sandığımız bakanlık Dışişleri’nden bir yazı geldi gizli ibareli. Kime geldi, ne zaman geldi söylemem. Ama şöyle diyordu ‘Para verin ama malları iade etmeyin. Bunlar ilerde Türkiye’nin başına dert açar’ Dışişleri Bakanlığı’nın bu konu ile ilgisi ne? Derin yapılanma işte bu! Dışişleri Bakanı’na rağmen, Başbakan’a rağmen, ‘AHİM kararını beklemeyin, parasını verin’ diyor. Ergenekon yapılaması son ana kadar işe taş koymaya çalıştı ama Erdoğan ile Bülent Arınç kararlılık gösterdi, kimsenin yapamadığını yapıp, tarihe geçti.”
http://www.stargazete.com/politika/basbakan-yetimhanenin-harap-halini-gorunce-bu-isi-cozun-dedi-haber-378714.htm

Yorumlar kapatıldı.