İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye gittikçe tutuculaşıyor

Türkiye ayağı Bahçeşehir Üniversitesi’nce yapılan ‘Dünya Değerler Araştırması’ndan çarpıcı sonuçlar çıktı. “Ülkemizde insan haklarına ne kadar saygı gösteriliyor?” sorusuna 2001 yılında “Büyük ölçüde” yanıtını verenler yüzde 4 iken bu oran 2011’de yüzde 15 çıktı. “Hiç gösterilmiyor” yanıtını verenler ise yüzde 16.  Toplumun yüzde 74’ü Türk olmaktan “son derece” gurur duyarken, “hiç duymuyorum” diyenlerin yüzde 1. Bu soruya “Türk değilim” yanıtını verenler ise yüzde 6. Yüzde 81 kendisini dindar olarak tanımlıyor. Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler yüzde 79. 

Türkiye gittikçe tutuculaşıyor

4 kişiden biri şortlu komşu istemiyor. “Erkeğin birden fazla karısı olabilir” diyenler arttı.
reklam

Dört kişiden biri şortlu komşu kızı istemiyor…
Türkiye ayağı Bahçeşehir Üniversitesi’nce yapılan ‘Dünya Değerler Araştırması’ndan çarpıcı sonuçlar çıktı. Araştırmaya göre Türklerin çoğunluğu mutlu. Sonuçlarda komşuluk kriterleri dikkat çekti…

Türkiye ayağı Bahçeşehir Üniversitesi tarafından yapılan “Dünya Değerler Araştırması”nın (World Value Survey) sonuçları dün açıklandı. Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in başkanlığında, 54 il ve 128 ilçede 1605 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelerden elde edilen bulgularla hazırlanan çalışmaya göre, Türkiye toplumunun yüzde 77’si kendini “mutlu” hissediyor. En çok komşu olarak istenmeyen kesim ise eşcinseller. Halkın yarısından fazlası ise telefonlarının dinlenip, e-postalarının okunmasından endişe duyuyor.

Araştırmadan çarpıcı başlıklar şöyle:

– Nüfusun yüzde 37’si “çok mutlu”, yüzde 40’ı “biraz mutlu”, yüzde 19’u “pek mutlu değil”. “Hiç mutlu değilim” diyenlerin oranı ise yüzde 3.

– “Gelecek yıl için sizi en çok endişelendiren nedir?” sorusuna “hayat pahalılığı” yanıtını verenlerin oranı yüzde 82; “çocuklarına iyi eğitim sağlayamamak” yüzde 76; “terör saldırısı” yüzde 71; “işini kaybedip, yeni iş bulamamak” yüzde 68; “iç savaş” yüzde 68; “telefon ve e-postaların izlenmesi” ise yüzde 52.

– Toplumun yüzde 52’si üniversite eğitiminin amacını “meslek sahibi olmak” olarak belirtirken, yüzde 27’si “toplumsal statü kazanmak”, yüzde 10’u “daha çok kazanç sağlamak”, yüzde 12’si ise “bilgili, görgülü insan olmak” olarak görüyor.

– Araştırmaya göre, 2008 yılından itibaren orduya güven düşüş gösterdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) duyulan güven oranı 2008 yılında yüzde 90 iken, 2009’da yüzde 86, 2011’de ise yüzde 75’e düştü. Bölgeler arasında farklılık gösteren oran, yüzde 94 ile en yüksek Batı Marmara, yüzde 43 ile de en düşük Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görülüyor.

– Hükümete güvenenlerin oranı ise 2008 yılından bu yana yükselişte. 2001 yılında yüzde 29 olan oran, 2011’de yüzde 61’i buldu.

– Halkın yüzde 75’i polise, yüzde 41’i ise basına güveniyor.

– “Ülkemizde insan haklarına ne kadar saygı gösteriliyor?” sorusuna 2001 yılında “Büyük ölçüde” yanıtını verenler yüzde 4 iken bu oran 2011’de yüzde 15 çıktı. “Hiç gösterilmiyor” yanıtını verenler ise yüzde 16.

Eşcinsel komşu da istenmiyor

– Türkiye toplumunda komşu olarak en fazla istenmeyen grup, yüzde 84 ile eşcinseller. Eşcinsellerin ardından AIDS’liler (yüzde 74), nikahsız yaşayan çiftler (yüzde 68), Tanrıya inanmayanlar (yüzde 64), şeriat yanlıları (yüzde 54) geliyor. Kızları şortla gezenleri komşusu istemeyenlerin oranı ise yüzde 26. Yahudi komşu istemeyenlerin oranı yüzde 54, Hıristiyan istemeyenlerin ise yüzde 48.

– Toplumun yüzde 74’ü Türk olmaktan “son derece” gurur duyarken, “hiç duymuyorum” diyenlerin yüzde 1. Bu soruya “Türk değilim” yanıtını verenler ise yüzde 6.

Çalışan anne benimsenmiyor
– Araştırmaya katılanların yüzde 70’i dışarıda çalışan bir annenin çocuklarının zarar göreceği fikrinde.

– Erkeklerden daha iyi siyasi lider olacağını düşünenler yüzde 71.

– “Kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalıdır” diyenler yüzde 62.

– Bazı kadınların kocalarından dayak yemeyi hak ettiğini düşünen kadınların oranı yüzde 27.

– “Kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalıdır” diyen kadınların oranı yüzde 57.





Yüzde 81 kendisini dindar olarak tanımlıyor
– Dinin esas anlamının “Kurallara ve törenlere uymak” olduğunu düşünenler yüzde 64 iken, “İnsanlara iyilik yapmaktır” diyenler yüzde 36.

– “Din ölümden sonrasına anlam kazandırır” diye düşünenler yüzde 79, “Yaşadığımız dünyaya anlam kazandırır” diyenler ise yüzde 21.

– Ramazanda lokantaların iftara kadar kapalı olması gerektiğini düşünenlerin oranı 2007 yılında yüzde 39 iken, 2011’de bu oran yüzde 44.

– Kendisini “dindar” olarak tanımlayanların oranı yüzde 81.

– Oruç tuttuğunu söyleyenlerin oranı yüzde 87.

– Namaz kıldığını söyleyenlerin oranı yüzde 70.

– Cehenneme inananların oranı yüzde 97.

– Son kurban bayramında kurban kestiğini söyleyenlerin oranı yüzde 57.



YÜZDE 61: KADIN MAYO GİYMESİN
– Kadının plajda mayo giymesinin günah olduğunu düşünenler yüzde 61.

– “Din esas olarak öteki dünyaya anlam kazandırır” görüşüne katılanlar yüzde 79.

– Tanrıya inanmayan politikacıları göreve layık bulmayanlar yüzde 55.

– Yönetim görevlerinde dinibütün insanların bulunmasını yararlı görenler yüzde 51.

– Dine ve dini değerlere saldıran kitap ve yayınların yasaklanmasını isteyenler yüzde 63.

– Cemevlerine camiler gibi ibadethane statüsü verilmesini doğru bulanlar yüzde 58.

– “Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur” görüşüne katılanlar yüzde 77.

– Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler yüzde 79.

– Yaşlı insanların toplum üzerinde bir yük teşkil ettiğini düşünenler yüzde 32.

– Yaşlıların gereğinden fazla siyasi güce sahip olduğunu düşünenler yüzde 57.

ÇOĞUNLUK İŞ ENDİŞESİ TAŞIYOR
– Kendilerini mahallelerinde güvende hissetmeyenler yüzde 17.

– Güvenlik amacıyla silah veya bıçak taşıdığını söyleyenler yüzde 8.

– İşini kaybedip, yeni iş bulamamaktan endişe duyanlar yüzde 68.

– Telefonlarının dinlenip, e-postalarının okunmasından endişe duyanlar yüzde 52.

– Çocuklarına iyi bir eğitim sağlayamamaktan endişe duyanlar yüzde 76.

– Bazı koşullarda, adaletin sağlanması için savaşın zorunlu olduğunu düşünenler yüzde 43.

– Son bir yıl içinde, yeterli yemek bulamadığını söyleyenler yüzde 15.

– Evliliğin modası geçmiş bir kurum olduğunu düşünenler yüzde 8.

Ortalama kadın kilosu 66
Araştırmaya katılanlara boy ve kiloları da soruldu ve cevapların ortalaması çıkarıldı. Buna göre 18 yaş üstü katılımcıların verdiği cevaplara göre, Türkiye’de ortalama kadın boyu 163.5 santimetre, ortalama kadın kilosu ise 66.5. Ortalama erkek bolu 173.8, ortalama erkek kilosu ise 75.9. Tüm katılımcıların ortalama beden kitle endeksi ise 25. Bu değer ortalama 19-25 arasında normal sayılıyor. Ankete katılanların yüzde 63’ü sigara içmediğini söylüyor.

Kaan
22 Temmuz 2011 20:43

Bu site yorumcularının bu toplumun değerlerinden ne kadar uzak olduğu görülüyor.. Anketteki azınlık grup buraya toplanmış.. Sizin toplamınız bu kadar işte..

ilke
22 Temmuz 2011 15:28

Şu yorumlara bakılacak olursa Türkiye’nin geleceği yaman neymiş kadın erkeğe itaat etmeliymiş mayo yada şort giymemeliymiş komşu eşcinsel olmamalıymış nikahsız birlikte yaşanmamalıymış başka dinden komşu olmamalıymış mış mış mış delircektim yha bunlar bizi ilgilendirmez ki herkez keyfine ve gönlüne göre istediğince yaşasın kardeşim bu cahillik niye bi kere insan haklarına saygı kalmadı şort giye kızlara millet laf atıyo böyle olur insan hakları ya eğer durum böyleyse türk olmaktan gurur duyulcak hiç bir şey kalmamış yazık valla çok yazık

turkerhaz
22 Temmuz 2011 14:58

Herkez bir tarafindan mehşur olsun diye bir anket uyduruyor İnanmayın arkadaşlar

Ersin
22 Temmuz 2011 12:51

Türkiye gittikce tutuculasmiyor, GITTIKLE CAHILLESIYOR. Sebepleri malum.

HAYDAR
22 Temmuz 2011 12:38

nerede bu kadinlar??????

E.Uzun
22 Temmuz 2011 11:35

Tum dunyada, yeni liberal soyguna paralel, yeni bir kultur ve yeni bir insan tipi yaratmanin pesinde olan uluslararasi sermaye ve onun ulkelerdeki tasaronlari, bu misyonlarina uygun olarak hareket etmekte, toplumu ileri goturecek bilim ve teknolojiden kopartarak, kisa vadeli veya uzun vadeli cikar ve soygun hesaplarina gore toplumu geriye cekmek icin, egitimden-kaldiki egitimin niteligide cok onemli-yoz kulture, kadar ulkemiz ve insanimizin bir asira yaklasan ileri degerlerini birer, birer geriye cekmektedirler.

Ulkenin daha fazla””dincilesmesi”” daha fazla gericilesmesi, siddetin, hirsizligin, ahlaksizligin ve insanin kendine yabancilasmasi bir tesaduf degildir. Tum bu gelismeler yine insanin-sermayenin- bilincli eylemi ile bir amac icin gerceklestirilmektedir. Kapitalizm/emperyalizm girdigi her ulkede ilk olarak insanoglunun binlerce yilda kazandigi degerlerini yipratip, kendine uygun, soygununa uygun insan yaratmak ve bu yarattigi kultur uzerinden soygununu kalici ve surekli kilmak amacindadir. saldirdigi ilk hedeflerden kultur ve egitimin gericilesmesi hatta apolitik/lumpen suruler yartamanin cabasi icine girer.

Elbetteki olayin boyutu sadece bu yazilan tesbitlerlede izah edilemez, ancak genel olarak bu gericilik/ tutuculugun mutlak bir amac icin, birileri tarafindan bilinclice yapildigidir!

AKP, uluslarasi cok uluslu sermaye ve onun ulkemizdeki uzantisi komprador sermayenin tasaronu olarak isbasina getirildi. Esas amac bu cok uluslu akbabalarin cikar ve menfaatlerine bagli kalmanin AKP icin yasamsal bir onemi vardir bunu bilen AKP, ulkemize ve halkimiza saldirilarini ve uzun sure isbasinda kalabilmenin mihenk taslarindan birininde, tolumu gericilestirmek ve apolitik/lumpen bir kulturun urunu tutucu bir kitle tabani yaratarak, somuru ve soygunun yanisira omrunu bu gerici/tutucu lumpen kulturun uzerinden devam ettirmek gayretindedir, bundada basarili oldu, ulkemizde universite sayisi artarken, buna paralel olarakte, gericilik/tutuculukta artmaktadir, kadina siddet son yillarin rekorunu kirmaktadir, namus cinayetleri,asiret cinayetleride bu politikanin bir sonucu olarak muthis bir oranda artmis bulunmaktadir, gunu kurtarmak, coluk,cocuguna as/ekmek goturebilmek icin her seyin mubah hale getirildigi dayanilmaz bir ekonomik saldiri, yolsuzluk,hirsizlik ve ahlaki cokuste muthis bir suratle ilerlemektedir.

Butun bu olumsuzluklarin ulkemizdeki hukumetten bagimsiz,AKP nin ulkemize ve insanimiza dusman niteliginden bagimsiz degildir, emperyalizme hizmete kosulmus ve ulkesine yabanci bir sermayenin tasaronlarindan, bilimsel ve modern bir degisim ve gelisim beklemek kadar abest bir sey olamaz, bu anlamda ulkemizde emperyalist isgale ve bagimsiz/demokratik bir ulke yaratma mucadelesi butun bu olumsuzluklara karsi mucadele ile gerceklestirilecektir!

ONURCAN
22 Temmuz 2011 11:18

NE TUTUCULAŞMASI ,KORKULARINDAN ŞERİATÇI YÖNTEMLERİ BENİMSİYORLAR,YARIN BU ÜLKEYİ SOLCULAR YÖNETSE EMİN OLUN BU DEGERLER AYNEN TERS ÇIKAR ,

exsper
22 Temmuz 2011 11:14

bu ankete bakılırsa AB üyeliğimiz sadece masal

sefalet için de yaşayanlar;
22 Temmuz 2011 10:27

“Inancli bir insanin supheci bir insandan daha mutlu olmasi, sarhos bir insanin ayik birinden daha mutlu olmasindan farkli degildir.”

George Bernard Shaw

MUNKERNEKIR
22 Temmuz 2011 10:17

gabi halkim birgun aradigi talibanizmi bulacak tolkieni hakli cikaracak.

http://www.gercekgundem.com/?p=387935&com=all

Yorumlar kapatıldı.