İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soyadı haktır…

Arda Uskan
İki gündür evde bir telefon trafiği sormayın gitsin. Ailede herkes birbirini arıyor. Meğer kayınpederim Yahudi asıllıymış!Bunu şunun için anlattım; Benim örneğin benzeri, bu soyadı değiştirme ve ille de Türk ismi alma zorunluluğu konusunda, bir kanunumuz var malum. Diyor ki; “Yabancı ırk ve millet adlarının, soyadı olarak kullanılması yasaktır!” Mesela Favlus Ay isimli bir Türk vatandaşı, geçen gün soyadını değiştirip ‘Bartuma’ yapmak için mahkemeye başvurmuş, (Süryanice Ay demek) ama ne mümkün? Sonucu etkilemese de, sevindirici bir durum var; başta Haşim Kılıç olmak üzere bir kısım Anayasa üyeleri aksi görüş bildirmişler, bir de oyları kafi gelmeseymiş…Bu da demektir ki, yakında insanlarımızın ‘tabiyetlerini ve soyadlarını özgürce taşıyacakları bir ülkemiz olacak. Ve itiraf böyle 82 yıl sonra gelmeyecek.

********************
İki gündür evde bir telefon trafiği sormayın gitsin. Ailede herkes birbirini arıyor. Meğer kayınpederim Yahudi asıllıymış! Aslında eşimin üvey babası ama aynı zamanda akrabası.
Canımın içi 82 yaşında ve demek ki “Artık yaşlandım, itiraf edip öleyim bari” diye düşündü. Ve anlattı ‘nereden geldiğini’ ve soyadlarını nasıl ‘değiştirdiklerini!’ Dizinin dibine oturduk ve dinledik. Aslında güzel de bir aşk hikayesi…
 Yıl, 1920’ler… İstanbullu bir ailenin (baba Hilmi bey eskinin ordu komutanı, o günlerin de Şehremini Belediye başkanı) biricik kızları Leman ‘Fransızca öğreneceğim’ diye tutturuyor. Ve Amerika kökenli Yahudi bir genç bu işe talip oluyor.
 Dersler başlıyor ama genç adam kıza aşık oluveriyor.
 Hilmi beyse kızını kendisi gibi bir zabite verme taraftarı.
 Bu yüzden bir dizi şart konuyor damat adayının önüne, onlardan biri de, ‘din ve tabiyetini’ değiştirmesi gerekir! Her zaman olduğu gibi aşk galip geliyor ve Müslüman oluyor damat.
 Lemen kızla evleniyorlar ve benim kayınpederim doğuyor. Bu arada Hilmi beyin bir de oğlu var.
 Onun da evliliğinden bir kızı oluyor Necla. Necla benim rahmetli kayınvalidem. Onun minik yaşta yaptığı mutsuz evliliğinden doğuyor karım. Ve daha sonra bebesiyle birlikte halasının oğluna varıyor. İşte şimdi o halaoğlu bizim evin dedesi.
Kayınvalidemin ölümünden sonra da bize emaneti.
 Ama nedendir bilinmez, yıllardır sakladığı sırrını paylaşmak ihtiyacını duydu bu günlerde. Oysa bizim için ne kadar önemsiz bir teferruat.
 Bunu şunun için anlattım; Benim örneğin benzeri, bu soyadı değiştirme ve ille de Türk ismi alma zorunluluğu konusunda, bir kanunumuz var malum. Diyor ki; “Yabancı ırk ve millet adlarının, soyadı olarak kullanılması yasaktır!” Mesela Favlus Ay isimli bir Türk vatandaşı, geçen gün soyadını değiştirip ‘Bartuma’ yapmak için mahkemeye başvurmuş, (Süryanice Ay demek) ama ne mümkün? Sonucu etkilemese de, sevindirici bir durum var; başta Haşim Kılıç olmak üzere bir kısım Anayasa üyeleri aksi görüş bildirmişler, bir de oyları kafi gelmeseymiş…
 Bu da demektir ki, yakında insanlarımızın ‘tabiyetlerini ve soyadlarını özgürce taşıyacakları bir ülkemiz olacak. Ve itiraf böyle 82 yıl sonra gelmeyecek.
HALKIN SESİ
Apartmanımızın hanımları sabah kahvesinde… “Bir düğün davetiyesi geldi, üzerinde yine ‘Sayın Muhittin Sayıcı ve eşi’ yazıyor. Eşi ben oluyorum yani!” “E ne var bunda, Muhittin ve metresi mi deselerdi?” “Sulandırma lütfen, benim bir adım yok mu, onu diyorum?” “Yok şekerim, senin bir adın madın yok, sen Muhittin’in 23 yıllık eşisin çünkü!” “Yani fincan gibi, diğer eşi?” “Öyle olsa iyi.
 Bizler orijinal tablonun röprodüksiyonları gibiyiz hayatım. İstendiğinde çoğaltılabilen…”
http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/arda_uskan/2011/07/15/soyadi-haktir

Yorumlar kapatıldı.