İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Abdestinden kuşku duymak

Selim KEMALOĞLU
Sayın Mustafa Bilici, sırf BDP’ye rüştünü ispatlamak ve geçmiş iki seçimde yaşadığı politik hezimetin intikamını almak uğruna Van’da kilisenin açılmasına tepki göstermek, bu bireysel ego tatminini de toplumsallaştırarak Vanlılara ve İslam Dini ’ne mal etmektedir. Açıkçası bu çelişkilerle dolu salvonuz boşa gitti; Sayın Bilici. Siz BDP’den ve BDP’li Van Belediyesi’nden politik intikam alacaksınız diye başkasını hedef göstermeyin. Allah insanları özgür iradeleriyle yaratmışsa bir birey Hıristiyan’da, Musevi’de olabilir. O halde bırakın da isteyen istediği dini seçsin. Neden insanlar üzerinde tahakküm kurma ihtiyacı duyuyorsunuz? Van’da kilise açılmasını “misyonerlik” yada sizin deyiminizle “Siyonist politika” olarak görüyorsanız, neden Avrupa’da 5 bin kadrolu imam var? Siz birilerinin dinlerini değiştirme hakkını kendinizde buluyorsanız, neden bir başkası mahallenizde salyangoz satmasın? … Vanlılar, Ermenilerin Ahtamar Kilisesi’nde ayin yapmalarına karşı koymadı. Hatta en makbul dindarlar bile ayinin bir gün yerine o insanların belirleyeceği zaman dilimlerinde ayin yapmaları gerektiğini savundular. Bence de olması gereken bu. Eğer abdestinizden kuşkunuz yoksa bırakın isteyen istediğine tapınsın, istediği gibi dinini yaşasın. Hatta misyonerlik yapsın.

Özellikle İran’dan Türkiye’ye gelerek Birleşmiş Milletlere sığınan İranlıları yanı sıra Türk, Kürt ve Afganların gittiği kilisenin açıldığına dair ilk haberi ben yapmıştım. Ermenilerin Van’dan sürülmesinin ardından belki de ilk kez resmi bir nitelik kazanan Van Kilisesi, Van Belediyesi’nin verdiği kararla resmi hüviyetine kavuştu.
Evet, bu haberi ilk ben yaptım ve diğer bütün ajanslar, TV’ler, gazeteler benden sonra kilise haberini yaptı. Haberlerin yazılı ve görsel medya da yayınlanmasının ardından AKP’li Van milletvekili Mustafa Bilici bütün basın kuruluşlarına yazılı bir açıklama yaptı. Sayın vekil Bilici, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” başlığıyla basın kuruluşlarına gönderdiği yazısında Van’ın muhafazakar yapısından dem vurarak Hristiyanlara kilise ruhsatı verdiği için Van Belediyesi’nden intikam almaya çalışıyor. Sayın vekil Bilici, 2009 ve 2011 seçimlerinde yaşadıkları hezimetin adeta intikamını almak uğruna kilisenin açılmasına tepki gösteriyor.
Ancak bu kör dövüşte sayın vekil Bilici maalesef kendiyle ve iktidarda olan siyasi partisinin genel yaklaşımıyla, politikalarıyla çelişmektedir. Sayın Bilici, öncelikle bu tür faaliyetlerin Siyonist politikalar olduğuna dem durmakta: “İslam topraklarında kiliselerin onarılması bir evrensellik, bir erdemliliktir. Ancak yüzde yüzü Müslüman toplumlarda Siyonist faaliyetlere alet olarak yeni kiliseler açmak büyük bir gaflettir. Müslüman Van halkı kilise açanların yada açtıranların maksadını görmeyecek ve sezmeyecek kadar kör ve aptal değildir” demektedir, Sayın Bilici.
Sayın Bilici kanımca Siyonizm’in ne olduğunu bilmiyor. Siyonizm, kavramını kullanarak Vanlıların Van Belediyesi’ne daha fazla tepki göstermesini sağlamaya çalışıyor. Sayın Bilici, Siyonizm’in ne olduğunu herkes biliyor. Hıristiyanlara ait kiliselerin açılmasını Siyonizm’e mal ederek manipüle etmenin anlamı yok. Zira Siyonizm,  Filistin’de Yahudiler için yeniden bir vatan kurulmasına destek veren uluslararası Yahudi siyasi hareketi. Bunu bilmeyen kimse yok. Eminim siz de en az Vanlılar kadar Siyonizm’in ne olduğunu biliyorsunuz. Ancak bilinçli bir şekilde kilise açılmasının Siyonist politika olduğunu vurguluyorsunuz.
Sayın vekil Mustafa Bilici’nin yazısında kendisiyle çelişen bir diğer yön ise; “İslam topraklarında kiliselerin onarılması bir evrensellik, bir erdemliliktir” ve “Van halkı herkesin dini inançlarına saygılı itikatli bir toplumdur” demesidir.
Şahsen Sayın Bilici’nin bu tür belirlemelere neden başvurduğunu anlamış değilim. Hem kilisenin açılmasına kızmış Sayın Bilici, hem de İslamiyet’in ve Vanlıların hoşgörüsünden, diğer dinlere olan saygısından söz etmiş. Sayın Bilici, şahsen kafam karıştı: karar verin İslam dini ve Müslüman olan Vanlılar diğer dinlere karşı sizin gibi karşı mı, sizin kadar diğer dinlere karşı hoşgörüsüz ve tahammülsüz müdür?
Ki İslam Dininin hoşgörü dini olduğunu bilmeyen yoktur. HZ. Muhammed Kabe’yi fethederken İslam’ın baş düşmanı Ebu Süfyan’a veya savaşlarda İslam ordularının karşısında kılıç kuşanmış müşrik kölelere karşı nasıl davrandığını hepimiz biliyoruz.
Evet, Sayın vekil Bilici, İslamiyet’in ve Vanlıların hoşgörüsünü biliyoruz da sizi kızdıran ve kilise aleyhtarı mesaj yayınlatmanıza neden olan nedir? Siz, “İslamiyet ve Vanlılar” diyerek kendi politik tahammülsüzlüğünüzü mü ifade ediyorsunuz? Kendi bireysel yaklaşımınızı İslamiyet ve Vanlılar diyerek toplumsallaştırmaya mı çalışıyorsunuz?
Sayın Mustafa Bilici, sırf BDP’ye rüştünü ispatlamak ve geçmiş iki seçimde yaşadığı politik hezimetin intikamını almak uğruna Van’da kilisenin açılmasına tepki göstermek, bu bireysel ego tatminini de toplumsallaştırarak Vanlılara ve İslam Dini ’ne mal etmektedir.
Açıkçası bu çelişkilerle dolu salvonuz boşa gitti; Sayın Bilici. Siz BDP’den ve BDP’li Van Belediyesi’nden politik intikam alacaksınız diye başkasını hedef göstermeyin. Allah insanları özgür iradeleriyle yaratmışsa bir birey Hıristiyan’da, Musevi’de olabilir. O halde bırakın da isteyen istediği dini seçsin. Neden insanlar üzerinde tahakküm kurma ihtiyacı duyuyorsunuz? Van’da kilise açılmasını “misyonerlik” yada sizin deyiminizle “Siyonist politika” olarak görüyorsanız, neden Avrupa’da 5 bin kadrolu imam var? Siz birilerinin dinlerini değiştirme hakkını kendinizde buluyorsanız, neden bir başkası mahallenizde salyangoz satmasın?
Hem bu mahallenin tapusunu kim size vermiş? Bu mahallede sadece sizin gibi tahammülsüz olanlar yok, kendinizi neden mahallenin asli unsuru olarak görüyorsunuz? Unutmayın ki bu mahallede Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler asırlarca dostça barış içinde yaşadılar. Asırlarca komşuluk eden farklı dinlere mensup insanları şimdi neden çatıştırıyorsunuz? Neden Van Kilisesi’ni ve cemaatini hedef gösteriyorsunuz?
Sayın Bilici’ye son söz olarak şunları söylemek isterim: Sayın vekil Bilici, siyasi partinizin genel başkanı ve Türkiye (dikkat edin lütfen, Türkiye’nin) Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın ülkemizde yaşayan hiçbir azınlığa ve diğer dinlere mensup insanlara karşı bir politikası yok. Aksine, diğer dinlerin mensuplarına ve cemaatlerine karşı son derece saygılı ve tahammüllü yaklaşım içinde. Hatta Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmamasının kendisini rahatsız ettiğini ve açılması gerektiğini söylemiş, Başbakan Erdoğan. Başbakan’ın böylesi yaklaşımına karşın İstanbul’da yaşayan bir çok Ermeni son iki seçimde partinize oy vermiyor mu, Sayın Bilici?
Madem Başbakan Hıristiyanlara böyle yaklaşıyor, sizi rahatsız eden nedir? Van Belediyesi’nin izin vermesi mi?
Sayın vekil Mustafa Bilici, bırakın insanlar dinlerini özgürce yaşasın, kendi özgür iradeleriyle, kendi dilleriyle, kültürleriyle inançlarını yaşasınlar. Geçen yıl 19 Eylül’de Ahtamar Kilisesi’nde binlerce Ermeni ayinlerini yaptı. Kime ne zararları oldu? Vanlılar, Ermenilerin Ahtamar Kilisesi’nde ayin yapmalarına karşı koymadı. Hatta en makbul dindarlar bile ayinin bir gün yerine o insanların belirleyeceği zaman dilimlerinde ayin yapmaları gerektiğini savundular. Bence de olması gereken bu. Eğer abdestinizden kuşkunuz yoksa bırakın isteyen istediğine tapınsın, istediği gibi dinini yaşasın. Hatta misyonerlik yapsın.
 Şahsen benim abdestimden kuşkum yok, birileri salyangoz satacaksa satsın. Demokratik duruşumdan dolayı nasıl başörtü zulmüne karşı çıkıyorsam, Hıristiyanların kendi ibadethanelerini açmasının da yanındayım.

Yorumlar kapatıldı.