İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye ‘Soykırım’ kıskacında

Dr. Hatem Cabbarlı, AGSA Merkezi Başkanı
Ermenistan ABD ve Avrupa’da sözde soykırımın tanınması çalışmalarının yanı sıra Türkiye’de de propaganda çalışmalarına öncelik vermektedir. Ermenistan için en önemli başarı bu konuda Türk kamuoyunu ikiye bölebilmektir. Bunun için Ermenistan ve Ermeni diaspora kuruluşları sözde “Ermeni soykırımının” Türk kamu oyunda ve uluslararası alanda tanınması amacıyla son yıllarda Türkiye’de ve yurtdışında yaşayan ve “Ermeni soykırımını” kabul eden Türk vatandaşlarını bir araç olarak kullanmaktadır. Türklerin kendilerinin ‘Ermeni soykırımını’ itiraf etmesi propagandası özellikle Avrupa ve Amerika kamuoyu açısından daha inandırıcı gözükmektedir. Kendilerini Türk vatandaşı ve milliyetçe Türk olarak tanıtan bu kişilerden Halil Berktay, Ali Ertem, Hülya Engin, Doğan Ahanli ve Taner Akçam Türkiye’nin 1915 yılında Ermenilere karşı “soykırım” yapıldığını kabul etmesi gerektiğini dile getirmekle Ermenilerin tezini savunmaktadırlar.

Türkiye ‘Soykırım’ kıskacında
Son zamanlarda Türkiye’nin iç politikasında yaşanan bazı olaylar-PKK terör örgütünün silahlı eylemlerinin artması, Ergenekon operasyonlarının devam etmesi, Parlamento seçimleri ve Arap coğrafyasında yaşanan devrimler Türkiye’nin enerjisini fazlasıyla tüketmiş, güvenlik ve dış politikada hayat-memat meselesi olan sözde Ermeni soykırımı konusu bir anlamda unutulmuştur. Soykırım konusunda olayların gelişme dinamizmine dikkat edildiğinde, özellikle, Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra ciddi bir hareketlilik gözlenmektedir.
Daha önce bu konu genellikle Ermeni diaspora kuruluşlarının kontrolünde olmuş, ABD ve Avrupa Ermeni diasporası 1991 yılına kadar bu konuda ciddi başarılar elde etmiştir.
Ermenistan’ın bağımsız devlet olmasından sonra diaspora kuruluşları Ermenistan’ın da siyasi, ekonomik ve diplomasi desteğini arkasına alarak sözde Ermeni soykırımının tanınması konusunda yeni bir dönem başlatmış ve bu konuda genelde ABD ve Fransa’da ciddi başarıları elde etmişlerdir. Bu propaganda süreci ile beraber Ermeniler uluslararası ve bölgesel örgütler nezdinde de faaliyetlerine devam etmiş, Türkiye’de de görüntülü, yazılı ve sesli medyanın olanaklarından yararlanarak kamuoyunu etkilemeye çalışmıştır.
21-21 Haziran 2011’de Paris’te 28 devletin katılımıyla düzenlenen Ortodoks Parlamentolararası Asamblesi’nin 18. olağan konferansında ‘Osmanlı İmparatorluğunun Hıristiyan halklarına-Ermeni, Yunan ve Süryanilere karşı yapılan soykırım hakkında’ bildiri oybirliği ile kabul edilmiştir. Konferans sonucunda yapılan tartışmalarda bu konuda sözlü bildirinin kabul edilmesi öngörülse de, Ermenistan temsilcilerinin ısrarı üzerine yazılı bildiri kabul edilmiştir. Konferansta, bu bildirinin görüşülmesi için 150 devletin parlamentosuna gönderilmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır.
Ermenistan Hükümeti Türkiye ile diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınır kapılarının açılması yönünde görüş bildirse de, reel politikada bu isteğinin tam tersi siyaset uygulamakta, Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile suçlamakta, tazminat ve toprak talep etmektedir. Türkiye ve Ermenistan arasında ilişkilerin düzelmesi için arabuluculuk yapan devletler de, yerel ve merkezi yasama organlarında sözde Ermeni soykırımını tanıyan kararlar alarak etik davranmamakta ve arabuluculuk girişimlerine gölge düşürmektedirler.
Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı
Not: Yasak nedeniyle yazının tamamını yayımlayamıyoruz. Yazıyı aşağıdak linkten okuyabilirsiniz.
http://www.turkishny.com/other-news/4-other-news/59295-turkiye-soykrm-kskacnda

Yorumlar kapatıldı.