İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Brüksel’de Ermenistan’da dönüşüm başlıklı konferans

Avrupa Politika Merkezi European Policy Center tarafından 23 Haziran tarihinde Brüksel’de düzenlenen “Armenia in transition?” (Ermenistan’da  dönüşüm?) başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferansta  Ermenistan’ın son yılarda yaşadığı politik ve ekonomik gelişmeler Avrupa Birliği ile ilişkiler çerçevesinde değerlendirildi.  
ABHaberin yakından izlediği konferansın başkanlığını European Policy Center politika analisti Amanda Paul yaparken, Foreign Policy Center politika direktörü Adam Hug, European Friends of Armenia kıdemli danışmanı Paruyr Hovhannisyan, AB Dış Eylem Servisi Ermenistan memuru Aili Ribulus, Open Society Institute’den kıdemli politika analisti Jacqueline Hale konuşmacı olarak katıldı.Konferansta söz alan konuşmacılar özetle şunları kaydettiler:

Adam Hug:Ermenistan üzerine yapılan değerlendirmelerde yaklaşımlar genel olarak Nagorno-Karabağ sorunu veya soykırım tartışmaları çerçevesinde oluyor. Ancak Ermenistan’ın bu konular dışındaki uluslararası ilişkileri ve kendi içinde yaşadığı dönüşüm, demokratikleşme çabası ve özgürlükler sorunu da önemle eğilinmesi gereken konulardır. 2008 seçimlerinden sonra 1 mart olaylarının yaşanması belki de Ermenistan’ın dönüşüm sürecini tetiklemiş oldu. Son dönemde hükümet ile muhalefet partisi ile kurulan diyalog ve yapılan koalisyon anlaşması da bunun göstergesidir. Hükümetin AB ile ilişkilere bağlılığı da Başkan Sarkisyan’ın geçen yıl sonunda yaptığı konuşmada görülmüştür. AB Ermenistan’da gerçekleşecek projeleri desteklemek için çeşitli fonlar sağlamaktadır ancak bu projelerin başarılarının daha görülebilir ve gelecek vadeder olması gerekmektedir çünkü fonlara bazı limitler getirilmesi söz konusudur.”
Paruyr Hovhannisyan:Ermenistan bir dönüşüm içinde. Bu dönüşüm ekonomik kriz öncesi daha belirgindi ancak ekonomik kriz sonrası döneme bakıldığında bir yavaşlama görülüyor. Fakat ekonomik krizden alınan dersler ile bu krizin Ermenistan’ın dönüşümüne pozitif etkileri de oldu, ekonomi faaliyet çeşitlenirken, daha iyi ekonomik mekanizmalar kullanılmaya başlandı. Krizin sosyal bütçeyi etkilememesi ise diğer bir iyi gelişme oldu.Rusya’nın Ermenistan ekonomisinde büyük etkisinin olduğu bir gerçek ancak Rusya’nın burada tek aktör olduğunu söyleyemeyiz. Ermenistan, İran ile ticari ilişkilerini geliştiriyor. İran ile enerji sektörünün yanında taşımacılık sektöründe de yakın ilişki içerisinde. İletişim sektörü de çeşitlilik kazanıyor. Rusya’nın yanında ABD ve Fransa ile devam eden nükleer istasyon yapımı görüşmeleri de mevcut. Bilindiği gibi Ermenistan’da tansiyon 1 Mart olaylarından sonra yükselmişti. Geçtiğimiz ay bu olaylarla ilgili olarak tutuklananlara yönelik genel af çıkarılması ile Avrupa Birliği Ermenistan ilişkilerinde bir yakınlaşma olduğu görülüyor. Ermenistan Başkanı Serj Sarkisyan’ın AB konseyi ziyareti ve bunun gibi karşılıklı ziyaretler ile süreç umut vadeden bir şekilde ilerliyor. İki taraf arasındaki ilişkiler; platformlar, alt komiteler, karşılıklı yapılan ziyaretler ve ortaklık anlaşması görüşmeleri üzerinden yürütülüyor. Ortaklık anlaşmasına dair sekiz başlık kapatılmış durumda ancak hala üzerinde çalışılan konular var. Avrupa Parlamentosu’nda da Ermenistan ile ilgili çalışmalar yapılıyor, yenilikçi projeler üretiliyor. Son dönemde Avrupa Parlamentosu’nda ilk defa Nagorno-Karabağ sorununa eğilimler görülmeye başlandı. AB tarafından Türkiye hakkında hazırlanan raporda da Ermenistan’dan bahsediliyor ve Türkiye’nin Ermenistan ile arasındaki Nagorno-Karabağ sorunundan kaynaklanan problemi çözmesi talep ediliyor. Bu konuda Kazan Zirvesi sonrasında pozitif gelişmeler olacağına dair iyimser yaklaşımlar mevcut ancak Ermenistan ve Azerbaycan liderlerinin görüşleri hala birbirinden ayrı ve ortak bir karara varılamamış durumda.
Türkiye Ermenistan ilişkilerine geldiğimizde, Türkiye’nin Azerbaycan’a karşı fazla duyarlı olduğunu görüyoruz. Türkiye üzerindeki bu baskı Ermenistan ile arasındaki sorunların çözümünü yavaşlatıyor. Seçim öncesi dönemde Yukarı-Karabağ konusunun AKP ve CHP tarafından farklı şekillerde dile getirildiği görüldü. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Ermenistan’la ilişkileri düzeltme çabası içinde olduğu görülüyor. Bu pozitif bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak Türkiye’nin Azerbaycan ile yakın ilişki içerisinde olup diğer taraf Ermenistan ile diplomatik ilişki içinde bulunmaması bir tezat yaratıyor ve Türkiye’nin bu sorunun çözümünde rol oynamak isteyip istemediği hakkında şüphe yaratıyor.
 Aili Ribulus:Avrupa Birliği ve Ermenistan arasındaki ikili ve çok taraflı ilişkiler son yıllarda yoğunlaştı. Avrupa birliği birkaç yıl önce Kafkaslara karşı bu kadar ilgili değilken son dönemde bu bölgeye ilgisinin arttığı görülüyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Bunlardan ilki son genişleme dalgası ile AB’nin Karadeniz’e açılımı. İkincisi ise Rus- Gürcü Savaşı Avrupa Birliği’ni alarma geçirdi ve savaş sonrası bölgede güvenliğin sağlanması ve olası tehditlerin önlenmesi ihtiyacı gündeme geldi. Diğer bir neden ise AB’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmek istemesidir. İlişkilerin son durumuna bakıldığında bölgede Avrupa Birliği’nin Doğu Ortaklığı ve Komşuluk Politikası başlıkları kapsamında ilişkiler yürütülüyor. Geçen yıl Temmuz ayında başlayan Ermenistan ile bir ortaklık anlaşması için müzakereler devam ediyor. Ayrıca bu ilişkinin derin ve kapsamlı serbest ticaret anlaşmaları ile pekiştirilmesi planlanıyor. Ancak bu anlaşmaların müzakere sürecinde yerine yerine getirilmesi gereken prosedürler ortaklık antlaşmasının sürecini yavaşlatıyor. Ermenistan ve AB arasında hızlanan siyasi ilişkilerin yanında AB’nin Ermenistan’a uyguladığı bütçe destek programları gibi yardım paketleri de mevcut. Ermenistan’ın AB ile ikili ilişkilerinin yanında, izole olmuş pozisyonundan kurtulup uluslararası çok taraflı ilişkilere katılımcı ve istekli olmasını görmekten memnunuz. Ermenistan ve AB’yi bu ilişki sürecinde bekleyen sorunları ise şu şekilde sıralayabiliriz. Ermenistan için; birincisi ve en önemlisi demokratikleşme ve politik reform süreci olacaktır. İkincisi ise politik hayata ilgisini yitirdiği görülen toplumun politikaya katılım isteğinin sağlanmasıdır. Üçüncüsü ise Nagorno-Karabağ probleminin çözümüdür. AB için ise Ermenistan’da daha gözle görülür ve etkin bir pozisyonun kazanılması olacaktır. AB bölgede diğer güçlerinde etkili olduğunu hatırlamalı ve daha etkin olmalıdır. İkinci bir sorun ise mobilite sorunudur. Ermenistan vatandaşları Rusya’ya serbestçe seyahat edebilirken Avrupa Birliği’nde vize sorunu ile karşılaşmaktadırlar. AB bu konuda henüz başarılı bir ilerleme kaydedememiştir. Diğer konu ise AB’nin Nagorno-Karabağ sorununun çözümüne ne şekilde nasıl katkı yapacağının belirlenmesidir.”
 Jacqueline Hale:Aslında dönüşüm yalnızca Ermenistan’da değil tüm bölgede görülmekte. Ermenistan’ın yaşadığı sorunlar ile ilgili olarak Ribulus’un dile getirdiği konulara benimde ekleyeceğim birkaç madde var. Ermenistan’da sistematik bir yolsuzluk sorunu yaşanıyor. İstatiksel verilere bakıldığında bu yolsuzluğun en çok polis, yargı ve eğitim alanlarında olduğu görülüyor. Bu konuda 2010 yılından sonra kısmen bir ilerleme görülmüş olsa da uygulama da hala sorun devam etmektedir. Ermenistan’da 2008 seçimlerinden sonra AB aslında Ermenistan’da demokratikleşmenin desteklenmesine yönelik bir hata yaptı. Ermenistan’da aslında yaşamayan 60,000 insanın oylarının Sarkisyan’a gittiği söylenirken ayrıca bu isimlerin emekli maaşlarının nereye gittiğinin tespit edilememesi ile yolsuzluk tartışmaları devam ediyor olmasına rağmen AB Sarkisyan’ı kutlayarak, seçimleri demokratik olarak değerlendirdi.İkinci bir sorun ise Ermenistan’da yaşanan dönüşümün nereye gideceğidir. AB ve Ermenistan’ın bu konuda beklentilerini daha açık ifade etmeleri ve daha acık rotalar belirlemeleri gerekiyor. Üçüncüsü ise AB’nin yumuşak güç kullanımı ve sivil toplumun Ermenistan’da yaratacağı etki. AB eğer Ermenistan’da sivil toplum faaliyetlerini arttırırsa bu olumlu karşılanacaktır.
YASAL UYARI :KAYNAK GÖSTERİLMEDEN YAYIMLANAMAZ
ABHaber, 24-06-2011 10.43 (TSİ)
KAYNAK : http://www.abhaber.com/ozelhaber.php?id=10258

Yorumlar kapatıldı.