İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yüksek Tarihçi Resul Narin’le

Yüksek Tarihçi Resül Narin ve kitabı ‘XIX Yüzyılda Adapazarı’ da bu güzel örneklerden birisi. Yüksek lisansını da Adapazarı tarihi üzerine yapan ve Adapazarı tarihi üzerine 20’yi aşan makaleler yazan Adapazarı doğumlu tarihçimizle Adapazarı’nın 1800’lü yılları üzerine söyleştik…19. yüzyılın sonlarında Adapazarı Merkez ile onu çevreleyen mahallerde çeşitli düzeylerde toplam 148 okul bulunmaktaydı. Bu okulların 133’ü ilkokuldu. 148 okuldan 136’sı Müslümanların, geriye kalan 12 okul ise gayrimüslimlerindi. Müslüman okullarında okuyan öğrenci sayısı 915’ti. 1890 yılında Grogeryan Ermenilerin 4 kız okulunda 760 öğrenci mevcuttu. 4 erkek lisesinde ise 310 öğrenci vardı. Protestan Ermenilerin ise 1 misyoner ortaokulunda 120 öğrenci ve 1 erkek ilkokulunda 50 öğrenci okumakta idi.

******
Sakarya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü iki yıldır birbirinden güzel ve kıymetli kitaplara imza atıyor. Araştırmacılara, hazırla(t)yanlara ve yayımlara çok çok teşekkürler.
Adapazarı gibi –maalesef- yeterince üzerinde durulmamış ve araştırılmamış bir şehir pek yoktur ülkemizde. Bilgiler belgelere ve tanıklara dayanmadıkları için bir çok ‘şehir efsanesi’ dolaşıyor ortalıkta. Söz konusu kitaplar bu efsaneleri gerçeklerle yer değiştiriyor elden geldiğince. Yüksek Tarihçi Resül Narin ve kitabı ‘XIX Yüzyılda Adapazarı’ da bu güzel örneklerden birisi. Yüksek lisansını da Adapazarı tarihi üzerine yapan ve Adapazarı tarihi üzerine 20’yi aşan makaleler yazan Adapazarı doğumlu tarihçimizle Adapazarı’nın 1800’lü yılları üzerine söyleştik…
BENİ PROF.DR.ATİLLA ÇETİN TEŞVİK ETTİ
Resül Bey, sizi on yıldır Adapazarı Tarihi üzerine yaptığınız araştırmalarınız ve bu alanda 20’yi aşkın makalenizle tanıyorduk. Şimdi bu güzel çalışmalar aynı alanda bir kitapla taçlanmış oldu. Niçin Adapazarı tarihi? Neden ve nasıl başladınız?
Adapazarı, birçok Adapazarılı için olduğu gibi, benim içinde bir aşk… Doğduğum ve doyamadığım şehrime olan vefa borcumun bir sonucu olarak çıktı bu kitap. 12 yıl önce, Sakarya Üniversitesi’nde öğrenci iken Prof. Dr. Atilla Çetin hocamızın bir sözü beni bu konuya teşvik etti. Kendisinden çok şey öğrendiğim değerli hocam şöyle demişti: “Adapazarı ve İzmit bölgesi tarihi yeterince incelenmiş bir konu değil. Bu konuyu çalışmak, siz Adapazarılı ve İzmitli öğrencilerime düşüyor”. Atilla hocamın bu sözü benim için bir milat oldu ve o günden itibaren çalışmalarıma başladım. Eşeledikçe yeni şeyler buldum. Osmanlı Arşivlerini, yerli ve yabancı kaynakları inceledim ve arşivledim.
Bu alandaki ilk ürününüz/makaleniz hangisi ve ne üzerineydi? Nerede yayımlandı.
Daha üniversite yıllarımda başladım yazmaya… İlkyazım da Adapazarı üzerine oldu. 2002 yılında, Irmak Kültür-Sanat Dergisi’nin 18. Sayısında, önemli bir Kurtuluş Savaşı kahramanımız olan ve Sakarya Bölgesi’nin düşman işgalinden kurtarılmasında da çok fazla emeği olan “Recep Reis (İpsiz Recep)”’i yazdım. Irmak Dergisi’nin diğer sayılarında da yazılarım yer aldı. İlk olması hasebiyle Irmak Dergisi bende önemli bir yer tutar.
LİSANS TEZİMİM DE YÜKSEK LİSANS TRZİMİN DE KONUSU ADAPAZARI’YDI
Lisans tezinizin konusu neydi?
Sakarya Üniversitesi’nde Lisans ve Yüksek lisans tez hocam Yrd. Doç. Dr. Turgut SUBAŞI idi. Kendisine çok şey borçluyum. Bana makale yazmayı o ve Prof. Dr. Azmi Özcan hocam öğretmiştir. Üniversite hayatım boyunca topladığım birikimi, “Başlangıcından İl Oluşuna Kadar Sakarya” adlı lisans tezimde topladım. Turgut Hocam hiç unutmuyorum yüksek lisans öğrencilerine benim tezimi örnek olarak gösterirdi.
Yüksek lisansınızın konusu neydi ve niçin o konuyu tercih ettiniz?
Yüksek Lisansımı da Sakarya Üniversitesi’nde tamamladım. Tez danışmanım yine Yrd. Doç. Dr. Turgut Subaşı idi. Zaten kendisiyle lisans tez konusuna karar verirken yüksek lisansıda planlamıştık; yine Adapazarı üzerine bir çalışma olacaktı. Aylarca Osmanlı Arşivlerinde ve Milli Kütüphane’de tarama yaptım. En sonunda “19. Yüzyılda Adapazarı’nda Yabancıların Sosyal ve Ekonomik Yaşama Etkileri” konusunda çalışmaya karar verdik. Tezimi hazırlamam çok da zor olmadı benim için. Elimdeki kitap ve belgeler bu tezi hazırlamamda bana yetti. 
ADAPAZARI’NI ANLAMAK İÇİN 19.YÜZYIL ÇOK ÖNEMLİDİR
Adapazarı özellikle de 19. yüzyıl niçin bu kadar karanlıkta kalmış sizce?
Adapazarı’nın 19. Yüzyılı karanlıktan ziyade yeterince araştırılmamıştır. Devlet Arşivleri’nde bu konuyla ilgili 10 binlerce belge mevcut. Adapazarı’nın en parlak dönemi olarak saydığım 19. Yüzyıl içerisinde Adapazarı’nın kazandığı birikimi 20. Yüzyıla taşımış ve adından söz ettirir bir merkez olmuştur.
19. yüzyıl Adapazarı’nı niçin bu kadar önemsiyorsunuz?
Bütün hakkında karar vermek istiyorsanız parçalardan yola çıkmalısınız. 19. Yüzyıl Osmanlı Devleti için oldukça hareketli geçmiştir. Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılda bulunduğu durumu anlamamızda hazırlamış olduğum bu çalışma önemli bilgiler vermektedir. Bir de şunu vurgulamak istiyorum, Adapazarı’nı tanımak ve anlamak için 19. Yüzyıl çok önemlidir. Çünkü bu yüzyılda Adapazarı, sosyo-ekonomik açıdan oldukça gelişmiştir.
1845’TE ADAPAZARI 9 MAHALLEDEN MEVCUT
19. yüzyılın başlarında Adapazarı kaç mahalle kaç köy, mahalle adları neler, nüfusun dağılımı nasıl?
1831 sayımlarında Sapanca ile birlikte anılan ve burası ile birlikte 20.000 kadar nüfusa sahip olan Adapazarı, 1881-1893 Osmanlı nüfus sayımında İzmit Sancağı’nda görülmekte ve yalnız Adapazarı’nın nüfusu 53.924’dir. Bu sayımda sancak merkezi olan İzmit’in nüfusunun 39.789 olması; 1845’te Adapazarı’nda 30 köy varken 1900’de bu sayının 90 olması Adapazarı’nın büyüme hızını gösteriyor olsa gerek. 1845 yılında devlet görevlilerince yazılan Temettuat Defterleri’ne göre Adapazarı dâhilindeki mahalleler: Dağcılar, Uzaklar, Burma, Kuyumcu, Yahyalar, Hocaoğlu, Yağcılar, Papuccular ve Mehmetefendi mahalleleridir. Bu dönemde Adapazarı’na bağlı olan 30 köy ise: Aşağıdere, Yukarıdere, Kasımlar, Rüstemler, Beylikkışla, Anahtarcılar, Solaklar, Göktepe, Hacılar, Karaabdiler, Çimkeler, Nevruzlar, Demirciler, Bilecik, Çökükler, Karakamış, İkizce, Tavuklar, Abalı, Çalılar, İlyaslar, Kurtbeyler, Hacıramazanlar, Doğancılar, Karaman, Taşlık, Kamışlı, Dağdibi, Damlık ve Hasanbey köyleri idi
19. Yüzyıl Adapazarı’nı kronolojik olarak tanımlamanız gerekse nasıl anlatırınız?
Öncelikle bu yüzyılın başında Sapanca ile birlikte anılan Adapazarı için özellikle 19. Yüzyılın ikinci yarısında büyük bir ivme yakalamıştır. Osmanlı Devleti’nin toprakları azalırken elden çıkan topraklardan gelen göçmenler için devletin belirlediği iskân merkezlerinden biri de Adapazarı olmuştur. Göçlerle nüfus ve bölge içerisindeki hareketlilik artmıştır.  Bu yüzyılın başında yarı yarıya yakın olan Gayrimüslim ve Müslüman Türk nüfusunun oranı zamanla oldukça azalmıştır. Bu yüzyılın sonlarına doğru Adapazarı’nda misyonerlik faaliyetlerinin arttığını görüyoruz. 1901 yılında yapılan Adapazarı-Haydarpaşa Demiryolu hattı, devletin Adapazarı’na verdiği önemi anlatıyor olsa gerek.
19.YÜZYILDA YABANCILAR ADAPAZAR’INDA FRANSIZ VE AMERİKAN OKULU AÇMIŞLAR
1800’lerin Adapazarı’yla 2011 Adapazarı’nın benzer ve farklılıkları neler?
Adapazarı’nın kozmopolit yapısı 1800’lü yıllardan günümüze kalan en önemli bakiyelerden biridir. Adapazarı’nda geçmişte olduğu gibi günümüzde de her milletten insanı bulabilirsiniz. Farklı etnik gruplarından olsalar bile Laz, Gürcü veya Çerkez bütün Adapazarılılar tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de kardeşçe yaşamaktadırlar. Geçmişten günümüze yaşanan farklılıklara bir örnek: Adapazarı’nın günümüzde pek üretilmeyen patatesidir. Adapazarı ve İstanbul için patates öyle önemli idi ki, 1860 yılında Osmanlı Devleti Avrupalılardan dış borç isterken, dönemin sadrazamı Fuat Paşa, Adapazarı’nda yetiştirilen patatesin İstanbul’a getirilmesi için bir yol yapılması gerekçesini öne sürmüştü. 
Yabancıların 1850’lerden itibaren Adapazarı ve çevresine büyük ilgisi sizce neden kaynaklanıyor?
1850’lerden itibaren Osmanlı Devleti içerisinde misyonerlik faaliyetleri oldukça artmıştır. Avrupalı Devletlerin Osmanlı’dan aldıkları imtiyazları, misyonerler ve Avrupalı tüccarlar Adapazarı’nda da azami oranda kullanmışlardı. Adapazarı’nda açtıkları hizar fabrikaları, çamaşır teknesi imalathanesi ve reji şirketi gibi daha birçok işletme ile Adapazarı’nda faaliyet göstermişlerdir. Bölgede yer alan Gayrimüslim Osmanlı vatandaşları da özellikle misyonerlerin ilgi alanlarına girmiştir. Etnik yapıyı iyi çözümleyen misyonerler Adapazarı’nda bir Fransız ve bir de Amerikan Okulu açmışlardır. 
1800’LERİN ADAPAZARI’NDA 148 OKULDAN 12’Sİ GAYRI MÜSLİMLERİNDİ
19. yüzyıl Adapazarı’nda eğitimin durumu nasıl? Müslüman çocukları hangi okullara ecnebiler hangi okullara gidiyorlar?
Adapazarı’nda bu yüzyıl içerisinde eğitim de oldukça gelişmiş bir konumda idi. Türkler kendi okullarına; Ermeniler ve Rumlar da kendi okullarına gidip, eğitim alabiliyorlardı. 19. yüzyılın sonlarında Adapazarı Merkez ile onu çevreleyen mahallerde çeşitli düzeylerde toplam 148 okul bulunmaktaydı. Bu okulların 133’ü ilkokuldu. 148 okuldan 136’sı Müslümanların, geriye kalan 12 okul ise gayrimüslimlerindi. Müslüman okullarında okuyan öğrenci sayısı 915’ti.
Azınlıkların özellikle de Ermenilerin Adapazarı’nda kilise ve okullarının durumu nedir?
1890 yılında Grogeryan Ermenilerin 4 kız okulunda 760 öğrenci mevcuttu. 4 erkek lisesinde ise 310 öğrenci vardı. Protestan Ermenilerin ise 1 misyoner ortaokulunda 120 öğrenci ve 1 erkek ilkokulunda 50 öğrenci okumakta idi.
ADAPAZARI’NIN GELİŞMESİNE AZINLIKLARIN DA KATLISI OLMUŞTUR
Azınlıkların 19. yüzyıl Adapazarı’nın gelişiminde olumlu ve olumsuz etkileri nasıl olmuştur?
Adapazarı’nın 19. Yüzyıl içerisindeki gelişimine tabii ki azınlıkların da katkısı olmuştur. Kurdukları kültürel dernekler ile kültürel yaşama, sahibi oldukları ticarethanelerle ekonomik yaşama katkı sağlamışlardır. Bu yüzyıl içerisinde azınlıklarla dostane bir yaşam sürdüren Adapazarı halkı hoşgörü ile kardeşçe yaşamışlardır. Ancak zaman içerisinde özellikle misyonerlik faaliyetleri sonrasında kardeşliklerini ihanet boyutuna taşımışlardır.
Agapos Alyanakyan, Udi Emre Hrant gibi bestekârların Adapazarılı Ermeniler olduğu biliniyor. İl/çenin kültür ve sanatına yabancıların katkıları olmuş mudur?
 Adapazarı şehrindeki soysal yaşam Ermeni vatandaşları için de son derece canlıydı. İnteresirats (Okumaseverler), Gırtasirats (Eğitimseverler), Azkayin Joğovadeği (Milli Buluşma Yeri) cemiyetlerinin yanı sıra tiyatro grupları, korolar ve kadın yardımsever grupları Adapazarı’nda bulunan Ermenilere ait sosyal gruplardı. Böyle bir yapılanmanın olduğu Adapazarı’ndan Agapos Alyanakyan gibi ünlü bestekarların çıkması gayet doğal bir sonuçtur.
1915-1921 (I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı) yıllarında Adapazarı ve çevresinde Ermeni ve Rum çetelerinin Müslüman ahaliye verdiği zarar ve zulümlerden bahsediliyor. Bu olayların 19.yüzyılda yabancıların Adapazarı üzerindeki emel ve girişimleriyle bağlantıları nelerdir?
19. yüzyılın bakiyesi ile 20. Yüzyıla giren Adapazarı, maalesef özellikle misyonerlerin faaliyetleri sonrasında Rum ve Ermeni Osmanlı vatandaşlarının ihanetini yaşamıştır. Ancak şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Hiçbir zaman yapılanları genellememek lazım. Bütün Ermeni ve Rumlar kötüdür demek çok yanlış bir söz olur. Çanakkale’de Osmanlı Devleti için ölenlerin arasında Ermenilerin ve Rumların da olduğunu unutmayalım. 
TARİHTE ADAPAZARI, İZMİT’İ HEP GERİDE BIRAKMIŞTIR
Resül hocam; İzmit-Adapazarı (Kocaelispor-Sakaryaspor) rekabeti uzun yıllardır devam ediyor. 19.yüzyılda İzmit’le Adapazarı’nın nüfus, kalkınmışlık, ekonomik vs. açısından mukayesesini yapar mısınız?
1850 yılından 1954 yılına kadar, yanı Sakarya’nın il oluşuna kadar Adapazarı, Kocaeli Sancağı’nın merkezi olan İzmit’i ekonomi, nüfus, kalkınmışlık, spor ve sanat konusunda hep geride bırakmıştır. Adapazarı’nın nüfusu İzmit’ten %35 daha fazla idi. Anadolu’da kurulan ilk özel teşebbüs bankalarından biri Adapazarı’nda, Adapazarı İslam Ticaret Bankası (daha sonra Türk Ticaret Bankası) adıyla kurulmuştur. Osmanlı’da ilk elektriği kullanan merkezlerden biri Adapazarı olmuştur. Zaten Adapazarı’nın Kocaeli Sancağı’ndan ayrılmasının ve il olma gerekliliğinin en büyük nedeni, İl Merkezi olan İzmit’ten her zaman birçok alanda önde yer almasından kaynaklanmaktadır.
DOKTORAMI DA ADAPAZARI PROTESTAN ERMENİ MEKTEBİ KONUSUNDA YAPMAK İSTİYORUM
Adapazarı tarihi açısından en acil gün yüzüne çıkartılması gereken sizce en üç olay/yıl/tarih hangisidir?
Bence Adapazarı için çok önemli olan caddeye dereye adını veren Çark, neden en az 400 yıllık bir geçmişi olan Adapazarı kelimesi değil de Sakarya ismi ön plana çıkıyor bunun cevabı ve Adapazarı’na yapılan göçler  araştırılması gereken konular…
Önünüzde/gündeminizde Adapazarı tarihi ile ilgili neler var? Doktoranızı hangi konuda yapmayı planlıyorsunuz?
Adapazarı’ndaki azınlıklar ile ilgili çalışmaya devam ediyorum. Bu günlerde bu konu ile ilgili iki makalem önemli bir ansiklopedide yayınlanacak. Kurtuluş Savaşında Adapazarı, Adapazarı ve Deprem, Adapazarı Camileri, Adapazarı’nda Ekonomisi gibi konularda çalışmalarıma devam etmekteyim. Sakarya Ekonomi Dergisinde Adapazarı tarihi ile ilgili makalelerim sürekli yayınlanmakta. Doktorada, Adapazarı Protestan Ermeni Mektebi’nin de bağlı olduğu Bahçecik Amerikan Koleji’ni çalışmayı düşünüyorum.
Başarılarınızın devamı dileklerimle çok çok teşekkürler.
Ben size çok teşekkür ederim. Adapazarı için önemli kişilerden birisiniz. Bana ve Adapazarı’nın Kültürel Yaşamı’na sağladığınız katkıdan ötürü de ayrıca teşekkür ederim.
Resül Narin kimdir?
1980 yılında Adapazarı’nda doğdu. Eser İlkokulu ve Ali Dilmen Lisesi’ni bitirdi. SAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü bitirdi (2003). SAÜ’ye bağlı değişik fakültelerde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersleri verdi (2004-05). Yüksek lisansını SAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı’nda tamamlayarak Yüksek Tarihçi unvanını aldı. Hâlen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nda
Tarih uzmanı olarak görev yapan Narin’in ulusal ve uluslar arası yirminin üzerinde yayımlanmış makalesi ve ‘XIX. Yüzyılda Adapazarı’ adlı yayımlanmış bir kitabı bulunuyor.
ÇARK HABER
http://www.carkhaber.com/icerik.php?kategori=haber&id=10187

Yorumlar kapatıldı.