12 Haziran’da Mardin’den bağımsız milletvekili seçilen ilk Süryani olan Erol Dora, “Yeni anayasada bir etnik kimliğe vurgu yapmayan, bütün vatandaşların kendisini orada hissedebileceği bir vatandaşlık tanımı olmalı” diye konuştu.
ntvmsnbc
İSTANBUL – 12 Haziran’da yapılan seçimlerde Mardin’den bağımsız milletvekili seçilen Erol Dora, Türkiye’nin ilk Süryani milletvekili oldu.
BDP’nin desteklediği bağımsız adaylardan olan Dora 52 bin 600 oyla seçildi.
NTV canlı yayınına katılan Erol Dora, BDP’nin kendisine teklif yaptığını ve Süryanilerin de Meclis’te temsilcisi olmasını istedikleri için kendisinin tercih edildiğini belirtti.
Bağımsız milletvekilisiniz ama bir süre sonra Meclis’te BDP çatısı altında toplanacaksınız. Meclis’te önceliğiniz ne olacak hangi sorunları öne çıkaracaksınız?
Seçildikten sonra bir araya gelmiş değiliz. Yapılacak görüşmeler neticesinde Meclis’te nasıl bir tavır takınacağımız, kendi aramızda yapacağımız müzakereler sonucunda belli olacaktır. Hedefimiz Türkiye’nin sorunlarının barışçı yollarla, diyalogla, halkların iradesi temelinde çözümlenmesi bağlamında olacaktır. Bizim mücadelemiz hukukun üstünlüğünün Türkiye’de gerçekleşmesi, demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler bağlamında olacaktır. Bir de kimsenin kendini dışlanmış hissetmediği bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kendilerini özgürce ifade edebilecekleri yeni demokratik bir Cumhuriyet’le birlikte iradi birliktelik çerçevesinde yaşamaya yönelik mücadelemiz olacaktır.
Seçim süresince Mardin’deydiniz. Süryani cemaatinin öne çıkan istekleri nelerdi? Vatandaşlar daha çok sizden ne istiyorlardı? Hangi talepler çok fazlaydı? Nasıl bir ilgi vardı?
Bu seçim süresinde biz daha çok kendimizi halka tanıtmaya çalıştık. Buradaki halkın istekleri zaten bellidir. Buradaki halk kendini dışlanmış hissediyor. Temel hak ve özgürlükler konusunda biliyorsunuz çekilen sıkıntılar var, kimlik meseleleri, anadil meseleleri, Süryaniler de kendilerini tarih süreci içinde dışlanmış olarak hissetmişlerdir. Süryanilerde yalnız dini bir topluluk değil. Süryaniler bu bölgede 6500 yıllık tarihleri olan yerli bir halkıdır. Dolayısıyla onların da sıkıntıları var.
Mesela şu anda vakıflarla ilgili meseleleri var. Mor Gabriel Manastırı’nın gayrimenkul sorunları var daha doğrusu Lozan’dan kaynaklanan sorunlarımız var. Diğer gayrimüslimler Lozan’ın tanımış olduğu haklardan yararlanmış olmalarına karşın biz fiiliyatta o haklardan yararlanamıyoruz. Dolayısıyla Lozan’ın kapsamında hukuken olmamıza karşın bunlardan yararlanamıyoruz. Bu durumda Süryanilerin sorunlarının çoğalmasında etken bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda göçleri de hızlandırmıştır. Anadilini öğrenemeyen, kendini geliştiremeyen, kültürünü özgürce geliştiremeyen bir toplumda asimilasyona uğrayacaktır ve göç etmek durumunda kalacaktır. Diğer azınlıklarınsa ilkokuldan lise düzeyine kadar kendi anadillerinde eğitim ve öğretimleri var. Bu da onların kendilerini var etmeleri temelinde kendi kültürlerini geliştirmeleri bağlamında olanaklara sahipler. Bizim bu olanaklarımızda yoktu. Bizim bu tür taleplerimiz Lozan’ın bize tanınmış haklarının uygulanmasını talep ediyoruz.
Zaten Meclis’e girmeden önce de biz bütün bu istemlerimizi değişik platformlarda dile getiriyorduk umarım bundan sonra daha gür bir sesle bunları gündeme getirebileceğiz.
Yorumlar kapatıldı.