İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dağın gölgesinde kalan ülke

Muhsin Öztürk/ Erivan
Hâkim sovyetik atmosferle beraber, yakın tarihte yaşanan krizler ve savaşlar sonrasında Azerilerin ve Rusların çekilmesiyle Erivan tam bir Ermeni şehrine dönüşmüş. Ülke nüfusunun yarıya yakını bu şehirde yaşıyor. Mahalleler arasında tanıdık isimlere rastlıyoruz. Malatya, Arapkir, Muş, Maraş tehcir döneminde Ermenistan’a göç eden Ermenilerin yaşadığı mahallelerin ismi. Göç vermesine rağmen Ermenistan’ın yegâne çekim merkezi. Son yıllarda yaşanan tersine göçler, şehrin 30 yıl önceki nüfusa dönmesini sağlamış.

*******************
Sayı: 860 / Tarih : 30-05-2011 

Bazen şehirlerin kaderini ve kimliğini sınırlar ve sınırların ötesindekiler belirliyor. Erivan böyle bir yer. Hakkında anlatılanların ne kadarı doğrudan bu şehre dâhildir, karar vermek zor. 

Sabahın erken saatlerinde şehre girdiğimizde apartmanların arasından beliren Ağrı Dağı’nın haşmeti, her yere niye Ararat yazıldığının sebebini açıklar nitelikteydi. Ağrı Dağı, Erivan’ı hayata, göğe bağlayan kutsal bir lamba gibi duruyor. Tarihi çok eskiye dayanan, yüzyıllar içinde farklı devletlerin idaresinde kalan, ciddi nüfus hareketlerine sahne olan bir şehirdeyiz. Tarih kitaplarımızda Safevilerle ilişkiler bağlamında ve ‘revan’ seferlerinde konu ediliyor. Şehre 1 saat mesafede Büyük İskender tarafından yaptırılmış tapınak ve çok eski kiliseler Erivan’ın kadim bir kültüre ve tarihe yataklık ettiğine işaret ediyor. Küf rengi taş binalar, görkemli şehir meydanı eski çoğulcu demografik yapıyı sergilemiyor. Hâkim sovyetik atmosferle beraber, yakın tarihte yaşanan krizler ve savaşlar sonrasında Azerilerin ve Rusların çekilmesiyle Erivan tam bir Ermeni şehrine dönüşmüş. Ülke nüfusunun yarıya yakını bu şehirde yaşıyor. Mahalleler arasında tanıdık isimlere rastlıyoruz. Malatya, Arapkir, Muş, Maraş tehcir döneminde Ermenistan’a göç eden Ermenilerin yaşadığı mahallelerin ismi. Göç vermesine rağmen Ermenistan’ın yegâne çekim merkezi. Son yıllarda yaşanan tersine göçler, şehrin 30 yıl önceki nüfusa dönmesini sağlamış. Şehir merkezinin kentli seçkinler için iyi kötü dizayn edildiği görülürken, taşrası kaderine terk edilmiş izlenimi veriyor. Görkemli meydana uzanan caddede lüks rezidanslar üç yıldır alıcılarını bekliyor. Dünyanın ünlü pahalı markaları en pahalı hâlleriyle bu caddede satışta. Uygun fiyata yapılan özelleştirmeler zengin bir azınlığın doğmasına yol açarken, çok lüks jeeplerle tedavülden kaldırılmayı bekleyen Lada’lar yan yana trafikte seyrediyor.

Türkiye’nin sıfır sorun politikası bu küçücük toprak alanında işlemiyor. Diaspora fikrinin kalıplaştığı son yıllarda Türkiye ile Ermenistan arasında adeta bir demirperde örüldü. Soğuk savaşın bittiği 90’lı yıllarda Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ile birlikte ve bir görüşe göre Türkiye’de örtülü bir darbenin gerçekleştiği 93 yılında Ermenistan kapısı bir daha açılmamak üzere kapatıldı. Soğuk savaş bu sınırda bitmedi. İki yıl önce cumhurbaşkanları seviyesinde futbol maçının çok olumlu katkısı olmakla birlikte bu yarıda kaldı, protokoller donduruldu. Türkiye ile Ermenistan arasında iki sınır ülkesi arasındaki ilişkilerin çok ötesinde sıkıntılar var. Türkiye’nin Avrupa ve Amerika ile ilişkileri, Azerbaycan ve Rusya ile yaptığı işbirliği Ermenistan ilişkilerinin en belirleyici öğeleri. Elbette karşılıklı alışveriş yok değil. Dolaylı yollardan gerçekleşen Türkiye’nin Ermenistan’a yıllık ihracatı 215 milyon dolar. Ermenistan’ın Türkiye’yi ihracatı ise 1 milyon dolar civarında. Ermenistan’da 50-100 arasında değişen Türk girişimci ticaret yapıyor ki bunların Ermeni asıllı Türkiye vatandaşı olmadığı teyit ediliyor. Antalya en çok tercih edilen tatil beldesi. Ermeni girişimcinin Türkiye piyasasıyla ilgili geniş bir malumata sahip olmasının yanı sıra Türkiye’nin Ermenistan’a yönelik bir ilgisizliği dikkat çekiyor. Prof. Dr. Mensur Akgün, “Pek çok sorunumuz var, Türkiye Ermenistan ilişkileri öncelikli yer tutmuyor” diyor.

Ermenistan halkı hükümetlerinin Türkiye’ye karşı siyasi taviz vermesini istemiyor. Ancak toplumda özellikle genç kuşakta Türkiye’ye yönelik daha açık bir işbirliği arzusu göze çarpıyor. Türkiye-Ermenistan İş Geliştirme Konseyi’nin yaptığı kapsamlı araştırmaya göre, sınırlarla ilgili resmî görüş korunurken iş adamlarının yüzde 82’si Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesini istiyor. Türklerin tersine, Ermeni girişimciler Türkiye’den teknoloji ve uzman ithal etme konusunda büyük oranda bilgili ve istekli. Son gün toplantılarından birinde bir Ermeni iş adamının sitemi kayda geçti: “ Tanrı’ya ve hükümetlerine dua etsinler, sayelerinde çok büyüdüler ama lütfen Türk iş adamları bize tepeden bakmayı bıraksınlar.” Araştırmayı yapanlardan ve sunumunu Türkçe yapan Aline Özinyan, Ermeni girişimcisine Anadolu’ya açılıp Denizli’yi, Malatya’yı vs tanımalarını öneriyor. Bir ara bütün dünyaya yayılan agresif ve güvenilir özellikleriyle yeni sahalara adım atan TUSKON’cuların ruhu toplantıda dolaşmadı değil. Özinyan, “Türkiyeli iş adamlarının yüzde 60’ının acaba Ermenistan’da Türk olduğumuzu öğrenirlerse bize bir şey yaparlar mı?” diye sorduklarını söylüyor. Ekonominin konuşulduğu oturumda ağırlıklı teknik konuların ve hukuksal sorunların gündeme gelmesi, işbirliği kapısının zorlanacağına işaret ediyor. Ermenistan’la ticaret ilişkilerinin gelişmesinin Türkiye ekonomisi için küçük ama Doğu Anadolu illeri için büyük katkısı olacağı da dillendiriliyor. Erivan’da 15 yıldır lojistik işi yapan Karadenizli bir iş adamı ‘diaspora’nın  Ermenistan yerine Türkiye’ye yatırım yaptığını söylüyor. “Eğer Türk iş adamı Ermenistan’da para kazanabileceğini bilse hiçbir siyasi krizi ve sınırlamayı tanımadan gelir burada yatırım yapar.” cümlesi Özinyan’a ait.

Erivan’da olmamızın sebebi aslında birkaç günlük ekonomik, siyasi ve sivil ilişkilerin ele alındığı yuvarlak masa toplantıları. İstanbul Kültür Üniversitesi’ne bağlı ve başkanlığını Mensur Akgün’ün yaptığı Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi (GPOT) , From the Amerikan People ( USAID) ve Erevan Press Clup işbirliğiyle düzenlenen ‘Ermenistan-Türkiye Yakınlaşmasında Medyanın Katkısı’ konulu toplantı için buradayız. Toplantı karşılıklı müzakereye imkân verdiği gibi kapsamlı araştırmaların sunumuna da sahne oldu. Kafkaslar Araştırma Merkezi’nin hazırladığı, ‘Kafkasya 2010 Barometresi’ verilerine göre, Ermenilerin yarıya yakını sınırların açılmasının iyi olacağını düşünürken yüzde 44’ü bunun iç siyaseti olumsuz etkileyeceğini, yüzde 58’i de ülke güvenliğini tehdit edeceğini düşünüyor. Genç ve orta kuşak olumlu yaklaşırken yaşlılar ilişkilerin donuklaşmasından memnun. Bir Ermeni kızının Türk’le evlenmesine olumlu bakanların oranı yüzde 1. Yüzde 69’u Türkiye’nin Ermenistan’a iyi davranmadığını düşünüyor.

Ermenistan’da Türkiye iç politikasına yönelik gelişmeler yakından izleniyor. 12 Haziran seçimi sonrası Ermenistan ilişkilerinin konuşulduğu bir oturum neredeyse tamamıyla Türk televizyonlarındaki tartışmalar gibi geçti. Bunda Türkiye’nin yeni tarz-ı siyasetinin bir merak kaynağı oluşturması kadar, bu değişimin Ermenistan’la ilişkilerde belirleyici olacağı inancı da etkili oluyor. Kars’taki Barış Anıtı’nın (ucube) yıkılmasını protesto eden aydınların yanında ‘niye bir Ermeni yok’ diyor bir Ermeni katılımcı. Konunun Ermenistan’la ilgisi olmadığını, ‘özgürlük yürüyüşü yapan darbe yanlısı ulusalcılar’ meselesini nasıl izah etmeliydi ki!
Öte yandan, iki ülke medyası üzerinde yapılan çalışmalar da Ermenistan tarafındaki merakı, Türkiye’deki ilgisizliği teyit ediyor. Türkiye ayağını İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi ve öğretim üyelerinin yaptığı araştırmanın Ermenistan tarafında ilginç sonuçları var. Belli gazeteler baz alınarak yapılan çalışmaya göre, Ermeni basınında çıkan 3.088 haber, analiz ve makalenin yüzde 84 gibi büyük bir çoğunluğunu (2.592), ‘nötr’ yayınlar oluşturuyor. Yayınların yüzde 12’si (368) ‘olumsuz’ iken; ‘olumlu’ yayınlar yüzde 4’te (128) kalıyor. Türk medyasında ise milli takım futbol maçları ve Akdamar Kilisesi açılışlarında olumlu haberler,  ABD kongresinde soykırımın tartışıldığı, Obama’nın iki ülke arasındaki yol haritasını açıkladığı ve protokollerin askıya alındığı tarihlerde de olumsuz haberler çıkıyor. Bu haber ve analizlerin yarıdan fazlası negatif içeriğe sahip.  Erivan’da Türkçe konuşmak herhangi bir kem göze maruz bırakmıyor. Hem tarihte yaşananlar hem de diasporanın politik serüveni Erivan’ın kaderini belirliyor, tıpkı Sovyetlerin kalıcı şehir planları gibi. Ermeni iş adamları Türkiye ile teknoloji ve uzman işbirliğine gidilerek bir üretim yapılabileceğini, çıkan ürünleri de Rusya’ya satabileceklerini söylüyor. Rusya bir çıkış ülkesi Erivan için, eğer ilişkiler düzelseydi bu Türkiye olurdu herhâlde…

30.05.2011

MUHSİN ÖZTÜRK Erivan 

Yorumlar kapatıldı.