Aysel Yaşa
İstanbul Kültür Üniversitesi Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi (GPoT Center) Yerevan Press Club (YPC) ve Internews Armenia ile birlikte “Türkiye-Ermenistan Diyaloğu’nu İyileştirme Projesi’ni başlattı. Dört ayaklı projenin ilk ayağında 8 Ermeni ve 8 Türk gazeteci, bir hafta Türkiye’yi, bir hafta ise Ermenistan’ı gezdi. Gezinin Türkiye ayağı İstanbul’dan başlayıp Adana, Antakya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Van ve Kars’ta noktalandı. Gezinin Ermeni ayağı ise Gürcistan’ın Akhaltsikhe’den başlayıp, Gümri, Alaverdi, Erivan ve Meghri’den geçerek yine başkent Erivan’da sona erdi. Toplamda dört bin kilometre yol kat edildi. Gruptaki Ermeni gazetecilerin birçoğunun ailesi Muş, Erzurum, Kars, Van ve Ağrı’dan göç etmiş. Dedelerinin ayak izlerini Anadolu’da arayan gazeteciler, o günlerde yaşanan trajediyi anlamaya çalışıyor. Kimisi öğrendiği birkaç Türkçe kelime ile arıyordu mirasını, kimiyse bildiği şehirleri sıralayarak geçmişine dair sorgulamalarda bulunuyordu. Biz de Türkiye- Ermenistan dostluğu adına yollara düştük ve Ermeni meslektaşlarımızla bu uzun yolculuğu birlikte geçirdik. Geziyle ilgili izlenimlerin Ermenistan ayağını haftaya bırakarak, Türkiye gezisiyle başlıyoruz. İşte gün gün Ermeni- Türk dostluğunun temel atma izlenimleri, anlama ve anlaşılmaya dair notlardan satırbaşları!
Tarih 4 Mayıs 2011. Gezinin ikinci günündeyiz. Gideceğimiz şehir tam bir medeniyetler mozaiği. Üstelik dünyaya örnek teşkil edecek şekilde her milletten, dinden, ırktan, dilden insan burada huzur içerisinde yaşıyor. Evet, Antakya’dan bahsediyorum. Ermeni gazeteciler için oldukça önemli bir şehir. Çünkü burada hala Ermenilerin yaşadığı tek köy var; Vakıflı. 1915’ten sonra geriye tek köy kalmış. Musa Dağı’na sığınanlardan geriye kalanların oluşturduğu köyün nüfusu 135 kişi. Genç nüfusun birçoğu üniversite için şehir dışına çıkarken, yüzde sekseni ise Amerika, Kanada veya Almanya’ya gitmiş. Köyde kalanların birçoğu gelecek kaygısı taşıdığından çocuk yapmıyor. Köylü, kiliselerini kendi imkanlarıyla yaptırmışlar fakat henüz bir papazları yok. Ölüm, düğün ve vaftiz törenleri için İstanbul’dan din adamı geliyor. Yorucu bir geziden sonra sırada Antakya’nın simgelerinden Medeniyetler Korosu’nu ziyaret etmeye geliyor. Koronun şefi “Politikacılar Ermenistan’la problemleri halledip, sınırı açtıklarında sınırda Ermenilerle konser vermek istiyoruz. Müzikte yalan olmaz, bunu içten diliyoruz” şeklinde konuşuyor. Grupta temenniler hep aynı: “Keşke sınırlar kalksa!”
Yorumlar kapatıldı.