İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kurtulmuş: Erdoğan Demirel gibi konuşuyor

Kurtulmuş, özde ve sözde vatandaşlığın özellikle 1961 ve 1982 anayasasıyla ete kemiğe büründürüldüğünü ileri sürerek, ”Bu anayasalarda özde vatandaş Türk, Müslüman ve Sünni, ama devletin istediği kadar Müslüman olan bir vatandaştır. Böyle olunca farklı etnik kökenden gelenler, farklı mezhebe sahip olanlar, devletin değil, Allah’ın istediği kadar İslamı yaşamak isteyenler, gayrimüslim yurttaşlar kendini 2. sınıf vatandaş olarak görüyor” diye konuştu.

****************

 HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile ilgili sözlerini hatırlatarak, ”Kılıçdaroğlu’nun eski Cumhurbaşkanı Demirel’den ders aldığını söylüyor. Kılıçdaroğlu ders aldı mı, almadı mı bilmem. Ama benim bildiğim bir şey var ki, Sayın Erdoğan da Sayın Demirel’in 70’li yıllarda konuştuğu gibi konuşuyor” dedi.

 Kurtulmuş, partisinin Fatih ilçe başkanlığı tarafından düzenlenen ”Sivil Toplum Kuruluşlarıyla Tanışma Toplantısı”nda, Türkiye’nin çok önemli bir seçime girdiğini belirterek, ”Sivil toplum kuruluşları, Türkiye siyasetinde, gerçekten sistemin sivilleşmesinde önemli bir yer tutuyor. Türkiye’de ilk kez bir siyasi partide STK’lardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ihtisas etmiştir” dedi.

Seçim çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini ifade eden Kurtulmuş, ”Türkiye’nin her yerinde milletimiz büyük bir ilgiyle, dikkatle HAS Parti’yi izliyor, takip ediyor. Bütün gelişmelerden ve gezilerimizden elde ettiğimiz bir cümlelik sonuç var; Halkın Sesi Partisi tutmuştur ve halkımız tarafından Türkiye’nin bundan sonraki iktidar partisi olarak görülmektedir” diye konuştu.

Kurtulmuş, seçime yaklaşıldıkça siyasi parti liderlerinin kullandığı üslubun daha da ağırlaşacağını belirterek şunları söyledi:

”İktidar ve anamuhalefet arasındaki seviyesiz üslupla yapılan polemikleri milletimiz üzülerek takip ediyor. Biz kimseye hakaret etmiyoruz, aşağılamıyoruz, düşman olarak, öteki olarak görmüyoruz. Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek sözü de projeleri de ortaya koyuyoruz. Bu tartışmaların nedeni, 8 yıllık iktidar partisinin icraatlarının hesabını vermekten kaçmasıdır.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 8 yıllık icraatlarının hesabını vermekten kaçmak için herkesle kavga ettiğini ileri süren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

”Yetmiyor, eski Cumhurbaşkanıyla kavga ediyor, Kılıçdaroğlu’nun eski Cumhurbaşkanı Demirel’den ders aldığını söylüyor. Ders aldı mı, almadı mı bilmem. Ama benim bildiğim bir şey var ki Sayın Erdoğan da Sayın Demirel’in 70’li yıllarda konuştuğu gibi konuşuyor. Ayrıca Sayın Demirel’in o zaman MSP ve MHP tabanı için söylediği, ‘Sakın oylarınızı bölmeyin. Oylarınızı bölerseniz komünistler gelir’ sözünü, bugün farklı versiyonlarıyla Adalet ve Kalkınma Partisi mensupları ve özellikle Sayın Başbakan kullanıyor. Ayrıca şunu da hatırlatmak bizim herhalde hakkımızdır. Sayın Başbakan, Adalet ve Kalkınma Partisini kurarken ilk ziyaret ettiği kıdemli ziyaretçi Sayın Süleyman Demirel’dir. Fotoğraflarıyla, kayıtlarıyla bütün medyada olan bir husustur.”

HAS Parti’nin seçim beyannamesinde Türkiye’nin 3 temel ayağı olduğunu ifade ettiklerini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:

”Bunlardan bir tanesi siyasal sistemi değiştirmektir. Artık siyasal sistem, üzerinde ufak tefek rötuşlarla göz boyamalarla kurtarılamayacak kadar köhnemiştir. Bu sistemi değiştirmeyi taahhüt etmeyen bütün siyasi partiler sistemin işbirlikçisidir. Onun için AKP ve CHP araya başka bir parti sokmamaya çalışıyorlar. İkincisi Türkiye’deki ekonomik sistemin değiştirilmesidir. Laflarımı ıvırmadan kıvırmadan söylüyorum. Türkiye’de bütçe açığı siyasal iktidarlar tarafından içerdeki zadegana sus payı olarak verilir. Cari açık ise bu hükümetin uluslararası sisteme verdiği siyasi rüşvettir. ‘Aman sesinizi çıkarmayın, biz sizinle uyumlu çalışıyoruz’ mesajıdır. Üçüncüsü, Türkiye’de toplumsal barışın sağlanmasıdır. Türkiye’de çok az sayıda insan özde vatandaş olarak görülür, geri kalan kendini sözde vatandaş olarak görür. Türkiye’de toplumsal barış da bunun için sağlanamıyor.”

-”DEVLETİN İSTEDİĞİ KADAR MÜSLÜMAN OLAN VATANDAŞ…”-

Kurtulmuş, özde ve sözde vatandaşlığın özellikle 1961 ve 1982 anayasasıyla ete kemiğe büründürüldüğünü ileri sürerek, ”Bu anayasalarda özde vatandaş Türk, Müslüman ve Sünni, ama devletin istediği kadar Müslüman olan bir vatandaştır. Böyle olunca farklı etnik kökenden gelenler, farklı mezhebe sahip olanlar, devletin değil, Allah’ın istediği kadar İslamı yaşamak isteyenler, gayrimüslim yurttaşlar kendini 2. sınıf vatandaş olarak görüyor” diye konuştu.

 Konuşmasının ardından bir partilinin, ”Parti beyannamemizde ‘HAS Parti iktidara geldiği zaman İsrail’le yapılan bütün askeri anlaşmaları feshedilecektir’ deniyor. Bu nasıl olacak, bize bunu yaptırırlar mı?” sorusuna da Kurtulmuş, şöyle cevap verdi:

 ”Cümlenin devamı da var. ‘HAS Parti, İsrail işgal ettiği bütün topraklardan çekilene ve Filistin topraklarının egemenliğini tanıyana kadar, yapılmış olan askeri anlaşmalar askıya alınacaktır’. Neden? Bu askeri anlaşmalar İsrail’in Filistin üzerindeki baskısını artırmaya yarıyor. Sorunuzu da yadırgadım. Kusura bakmayın, Türkiye İsrail’in bir eyaleti değildir. Zaten böyle bir algı üzerinden siyaset yapılıyorsa bu bir teslimiyettir. Biz şu an 8 bin 500 yıllık bir şehirde bulunuyoruz. Bu topraklarda 1100 senedir Müslümanların kurduğu büyük medeniyetler hakim olmuştur. İsrail dediğiniz ülkeyse daha 1948’de kurulmuş yeni bir devlettir. Biz siyaset yaparken başka bir devletten izin alacak değiliz.”

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1135315&title=kurtulmus-erdogan-demirel-gibi-konusuyor

Yorumlar kapatıldı.