İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni büyükelçi atanabilir mi?

H.İbrahim CAN
Böyle kıymetli bir beynin, Ermeni tezlerini önyargılı bir biçimde destekleyen Fransa’da –OECD bünyesinde de olsa- büyükelçi olarak atanması bir çok açıdan yararlı olacaktır. Makamların himayecilikle değil, maharet ve liyakate göre dağıtılmasına da iyi bir örnek olacağı kanaatindeyiz.Aslında kendisinden ekonomist olarak yararlanma yolları da aranmalıdır. Acemoğlu, Bediüzzaman’ın “(Ermeniler) uyandılar, dünyaya yayıldılar, terakkiyat tohumlarını topladılar, vatanımızda ekecekler. Bizi medeniyete mecbur, terakkîye ikaz, bizdeki fikr-i milliyeti hüşyâr ediyorlar” sözleriyle tarif ettiği kimselerin en güzel örneklerinden. Üstadın bir asır öncesinde gördüğü bir gelişmenin şimdi hayata geçiyor.

——————–
http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay2.asp?id=1356
Son günlerde Paris’e (OECD’ye) Ermeni kökenli bir vatandaşımızın büyükelçi olarak atanmak istendiğine dair haberler basında yer buldu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu yaptığı açıklamada, Daron Acemoğlu’na OECD Daimî Temsilciliği için teklif götürdüklerini ancak kendisinin akedemik çalışmaları dolayısıyla ileride bu teklifi değerlendirebileceğini belirterek görevi kabul etmediklerini söyledi. Ancak verdiği cevabın içindeki en önemli cümle “bundan büyük bir şeref duyduğunu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendisi için en onurlu görev olduğunu” söylediği cümle idi.
H.İbrahim CAN
hibrahimcan@windowslive.com
Peki Daron Acemoğlu kimdir?
İstanbul doğumlu Acemoğlu, Galatasaray Lisesi mezunu. Üniversite eğitimi ve doktorasını İngiltere’de yapmış. Halen de Amerika’da Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde Uygulamalı Ekonomi profesörü olarak görev yapıyor. Eserlerine en çok atıfta bulunulan dünyanın on ekonomisti arasında yer alıyor. Çok başarılı bir ekonomist. Çeşitli ödülleri de var. Nobel ödülü yolunda olduğu değerlendirmeleri yaygın.
Böyle kıymetli bir beynin, Ermeni tezlerini önyargılı bir biçimde destekleyen Fransa’da –OECD bünyesinde de olsa- büyükelçi olarak atanması bir çok açıdan yararlı olacaktır. Makamların himayecilikle değil, maharet ve liyakate göre dağıtılmasına da iyi bir örnek olacağı kanaatindeyiz.
Aslında kendisinden ekonomist olarak yararlanma yolları da aranmalıdır. Acemoğlu, Bediüzzaman’ın “(Ermeniler) uyandılar, dünyaya yayıldılar, terakkiyat tohumlarını topladılar, vatanımızda ekecekler. Bizi medeniyete mecbur, terakkîye ikaz, bizdeki fikr-i milliyeti hüşyâr ediyorlar” sözleriyle tarif ettiği kimselerin en güzel örneklerinden. Üstadın bir asır öncesinde gördüğü bir gelişmenin şimdi hayata geçiyor olması ve yüzyıla yakın zamandır etnik kökene dayalı bir devlet ve toplum inşa etme çabalarının başarısız olduğunun da bir göstergesi.
İslâm’ın hoşgörü ve adalet anlayışı çerçevesinde, Osmanlı üst kimliği altında birleştirilen onlarca etnik kökenden milyonlarca insanın yedi yüzyıla yakın bir süre bir arada yaşamasını sağlayan anlayışı savunuyordu Üstad. “Şimdi Ermeniler kaymakam ve vali oluyorlar. Nasıl olur?” diye soranlara “saatçi ve makineci ve süpürgeci oldukları gibi. Zira meşrûtiyet, hakimiyet-i millettir. Hükümet hizmetkârdır. Meşrûtiyet doğru olursa, kaymakam ve vali reis değiller, belki hizmetkârlardır” cevabını veriyordu.
Acemoğlu’nun atanmak istenmesini de bu bakış açısıyla değerlendirmek gerek. Şimdilik kabul etmese de, bakarsınız Nobel bilim ödülünü aldıktan sonra kabul edecektir. Önemli olan Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun bu geniş bakış açısını sergilemiş olması ve Acemoğlu’nun da bu teklifi sıcak karşılamasıdır. Şimdiye kadar sürekli kamplaştırma ve sun’î düşmanlar oluşturma yoluyla toplumu kendi kontrolleri altında tutmak isteyenlerin işine gelmese de, artık bu oyunlar bozuluyor. Malatya, Zirve katliâmıyla tezgâhlanan tuzağın bozulması gibi, Ermeni düşmanlığını körükleyici oyunlar da bozulacaktır. Ermeni tehciri ve Ermeni çetelerinin yaptıkları katliâmlar ayrı bir değerlendirme konusudur. Ama ülkemizi üç yanı denizlerle, dört yanı düşmanlarla çevrili ülke konumundan çıkarmak için, yapay düşmanlık inşa planlarını günışığına çıkarmak ve bu oyunları bozmak açısından Acemoğlu gibi kendisini yetiştirmiş ve ülkesini seven değerlerin kıymeti bilinmelidir.
31.03.2011

Yorumlar kapatıldı.