19.03.2011Maltepe Üniversitesi öğrencileri, ‘Ermenilerden Özür Diliyoruz’ kampanyasına imza attığı için Yavuz Bingöl’ü eleştirdi. Bingöl’ün yanıtı şöyle oldu: “Annemin halasını Ermeniler katletmiş. Ben de “Artık bu mesele bitsin” dedim. Siz hiç haklı olduğunuz halde özür dilemediniz mi? (!!!! HYETERT)
http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Magazin/2011/03/19/hakli_oldugunuz_halde_hic_ozur_dilemediniz_mi
Geçtiğimiz hafta ‘Abbas Güçlü ile Genç Bakış’ programına ’72. Koğuş’ filminin ekibi ve eserin yazarı Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü katıldı. Hem film, hem de hayatlarıyla ilgili soruları yanıtlayan ekipte en çok Yavuz Bingöl’ün yaptığı açıklamalar dikkat çekti. Maltepe Üniversitesi’ndeki yayında; birkaç öğrenci ‘Ermenilerden Özür Diliyoruz’ kampanyasına attığı imza nedeniyle Bingöl’ü protesto eden pankart açtı. Yavuz Bingöl ise “Halam Ermeniler tarafından katledildi! Siz hiç haklı durumdayken özür dilemediniz mi?” diyerek eleştirileri açık yüreklilikle yanıtladı.
GÖĞÜS UÇLARINI KESMİŞLER
Siz hiç haklı durumdayken kimseden özür dilemediniz mi? Annemin halası Ermeniler tarafından katledilmiş. Hem de göğüs uçları kesilip tecavüz edilerek!
Ben de ailesinde bu acıyı yaşamış biri olarak “Yeter artık arkadaş! Bu mesele bitsin. Ben özür diliyorum” dedim. Özür dilemek basit bir iştir.
Biz özür metninde ‘soykırım’ demedik. Soykırımı da asla kabul etmem. O kampanya, artık bu sorunlarla gündem meşgul edilmesin diye yapılmış çok iyi niyetli bir işti. Basın tarafından çok abartıldı, başka bir noktaya sürüklendi.
KAN, GÖZYAŞI YETTİ ARTIK
Ben bu meseleyi iyi açıklamamış olabilirim, sizleri incittiysem tabii ki Türk halkından özür dilerim. Benim orkestramda bir Azeri, iki Ermeni arkadaş var. Hrant Dink öldürüldüğü zaman, ben o Ermeni müzisyen arkadaşlarımın yüzüne bakamadım.
100 yıldır bu ülkede Ermeni sorunu kuşaktan kuşağa yayılıyor, anlatılıyor. Kızım bana bir gün “Baba bu Ermeni meselesi nedir?” dedi, cevap veremedim. Bu ülkede savaş, kan, gözyaşı yetti artık. Türkiye’nin geçmişteki karanlık tarihine bakın…
SONGÜL ÖDEN
KEŞKE 20 YAŞINDA ÇOCUKLAR İDAM EDİLMESEYDİ
’72.Koğuş’ta suçsuz olduğu halde idama mahkum edilen çok genç bir kadını canlandırıyorum. Bizim ülkemiz idamlar konusunda sınıfta kalmış bir ülke. Başbakanını idam etmiş…
Keşke bu ülkede 20 yaşında çocuklar idam edilmeseydi. Dünyayı değiştirmek adına bir şeyler yapmaya çalışan çocuklar keşke öldürülmeseydi. O yüzden üniversiteli arkadaşların bütün özgürlüklerini ayakta alkışlıyorum.
IŞIK ÖĞÜTÇÜ
MÜSTEHCEN DİYE YAYINLAMADILAR
Film için “Gerçekten dört dürtlük bir iş çıkmış” diyen Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, babasının ’72. Koğuş’ eserini nasıl yazdığını anlattı: 1954 kışında Fener’de iki odalı bir evde yakacak yok, yiyecek yok. Bu koşullarda annem babam ve üç çocuk yaşıyor. Annem ve kardeşlerim üşümemek için çok erken bir saatte yatağa giriyor. Babam da ’72. Koğuş’ hikayesini yazmak istiyor ve sabaha kadar sadece bir gaz ocağının sıcaklığıyla ’72. Koğuş’u yazıyor. Sonra alıyor bu hikayeyi ve Cağaloğlu’ndaki bir dergiye götürüyor. Hayali, öyküyü satıp eve yiyecek, ısınacak bir şeyler getirmek. Ama eser çok müstehcen bulunduğu için yayınlanmıyor. Babam eve gelip “Yahu serde erkeklik var, yoksa oturup hüngür hüngür ağlayacağım” diyor. Sonra eser yayınlanıyor ve bugün 22’nci baskıda. İki kez filmi yapıldı, yüzlerce kez sahnelendi
Yorumlar kapatıldı.