İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

70 yıl sonra Varlık Vergisi

Hasan Pulur
Yine mi “Varlık Vergisi?” diyebilirsiniz.  “Varlık Vergisi” Cumhuriyet tarihinin tek parti döneminin en önemli olaylarından biridir… Sayın Kayra der ki:1980 sonrası, iddialı Maocu solcuların kendiliklerinden ortadan silindiği ve eski ateşli solculardan bir bölümünün yeni sağ akımın ve dinci kategorinin en hırslı yandaşı haline dönüştüğü bir ortamda, eski bir olay birden ve özenli bir şekilde gündeme getirildi. Düşünce yapılarında, savaş yıllarında Türk toplumunun çektiği acılara yer vermeyen, bu acıları önemsemeyen bazı yeni aydınlar, çeşitli araçları kullanarak Varlık Vergisi üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin politikalarına, siyaset ahlakına ve geçmişin erdemli insanlarına ağır suçlar yükleyen bir yayın kampanyası açtılar. Bunların hiçbiri savaş yıllarını yaşamış insanlar değillerdir. Bilgileri yansızlığı ve bilimselliği kuşkulu kitaplardan ya da kulaktan duyma kişisel bilgi ve görüşlerden olmuştur.” (Son yıllarda bu konuda değerli eserler veren yazarlar, umarız bu ağır suçlamalara  hak ettiği cevabı verirler. HYETERT)

———————
http://www.milliyet.com.tr/70-yil-sonra-varlik-vergisi/hasan-pulur/yasam/yazardetay/26.02.2011/1357149/default.htm
Yine mi “Varlık Vergisi?” diyebilirsiniz.  “Varlık Vergisi” Cumhuriyet tarihinin tek parti döneminin en önemli olaylarından biridir.
27 yıllık CHP iktidarı 1950’de Demokrat Parti’ye seçim sandığıyla geçerken, en vurucu propaganda “Varlık Vergisi” ve uygulamaları olmuştur.
* * *
Türkiye 1940’ların başında 2. Cihan Savaşı ortalarında parasızdır, sınırlarda hepsi üretici çağda yüz binler nöbet tutmaktadır. Devlet çarkının dönmesi için, hükümetin paraya ihtiyacı vardır.
Bu para nereden bulunacaktır?
Vergi alınacaktır.
Kimden alınacaktır?
Varlıklılardan…
İşte Varlık Vergisi budur.
Verginin hedefi varlıklı vatandaşlar olunca kimler vardır bunların arasında?
Varlık vergisinin en genç uygulayıcılarından, maliye müfettişi Cahit Kayra varlıklılar için şöyle yazar:
“Gayrimüslimler ve yabancı işadamları hem sayı itibarıyla hem de varlık olarak Türklerden on kat, belki daha fazla zengindirler.”
Bu tespit  ve uygulama, varlık vergisini çıkaran Saraçoğlu hükümetini ırkçılığa, faşistliğe kadar giden haksız suçlamanın hedefi yapar.
Hedefin değiştiği söylenemez…
O günleri yaşayan verginin uygulayıcılarından olan Cahit Kayra, o günleri ve bugünleri anlatır.
Bugün kimdir bunlar?
Kılık kıyafet değiştirmiş olsalar bile “Varlık Vergisi”ni acımasızca eleştirenlerdir.
* * *
Sayın Kayra der ki:
1980 sonrası, iddialı Maocu solcuların kendiliklerinden ortadan silindiği ve eski ateşli solculardan bir bölümünün yeni sağ akımın ve dinci kategorinin en hırslı yandaşı haline dönüştüğü bir ortamda, eski bir olay birden ve özenli bir şekilde gündeme getirildi. Düşünce yapılarında, savaş yıllarında Türk toplumunun çektiği acılara yer vermeyen, bu acıları önemsemeyen bazı yeni aydınlar, çeşitli araçları kullanarak Varlık Vergisi üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin politikalarına, siyaset ahlakına ve geçmişin erdemli insanlarına ağır suçlar yükleyen bir yayın kampanyası açtılar. Bunların hiçbiri savaş yıllarını yaşamış insanlar değillerdir. Bilgileri yansızlığı ve bilimselliği kuşkulu kitaplardan ya da kulaktan duyma kişisel bilgi ve görüşlerden olmuştur.”
Varlık vergisi, bugünün koşullarıyla değil, “Savaş Türkiyesi”nin koşullarıyla değerlendirilmelidir.
* * *
Varlık vergisinin ayıbı yok mudur?
Olmaz olur mu?
Bir vergi kanunu düşünün ki itirazı olmasın…
Bir vergi kanunu düşünün ki, en sert uygulayıcısı İstanbul Defterdarı Faik Ökte olsun, 1950’de iktidar değiştikten sonra bir kitap yazsın “Varlık Vergisi Faciası” desin…
Bu facianın baş sorumlusu, uygulayıcısı kim?
Kendisi, ayıp değil mi?
Sayın Kayra şöyle der:
“Faik Ökte Bey’le ilgili olan bu anlatıyı bitirirken istemediğim bir konuya değinmek zorunda kaldığım için üzgünüm. Faik Bey’in emeklilik yıllarının biraz sıkıntılı geçtiğini hatırlıyorum. Bu tarihlerde, onunla ilgili olarak, varlık vergisi uygulaması sonrasında bir Ermeni’nin hacizdeki evini satın aldığı hakkındaki haber elbette yalnızca onun için değil, hepimiz için çok üzücü olmuştu.   O zamanlar Teftiş Kurulu’nda, ciddi sorumluluk getiren bu haberlerin, onun Varlık Vergisi hakkındaki kitabının yazılışında bir yeri olduğu konusunun tartışıldığını hatırlıyorum.”
Bizce varlık vergisinin “ayıplarından” biri budur.
Sayın Kayra nezaketiyle eski “üstadı”nı ancak böyle anımsayabilmiştir. (x)
* * *
Varlık Vergisi 11 ay uygulandıktan sonra kaldırıldı. 114 bin kişi vergilendirildi, düzeltme ve terkin sonucu 314 milyon vergi alındı, ödenmeyen, terkin edilen vergi 109 milyon liraydı.
Değer miydi?
Adamın evini, eşyasını haraç mezat satmaya, ödemeyenleri Aşkale’ye sürgüne göndermeye,
70 yıldan beri hâlâ konuşmaya değer miydi?
Evet, değer miydi?
Bunun cevabı o günkü koşullarda verilir.
——————
(x) Savaş, Türkiye, Varlık Vergisi/Cahit Kayra-Tarihçi Kitabevi

Yorumlar kapatıldı.