İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’de kafatasçı anlayışı CHP başlattı

Yazdığı kitapta CHP Liderini anlatan Yeşilyurt, “1936’da İnönü’nün talimatıyla 64 bin kişinin kafatası ölçüldü. Buna Mimar Sinan’ın kafatası da dahil” dedi… Türkiye’de kafatasçılığın mimarının CHP olduğunu yazdım. 1936 senesinde İsmet İnönü’nün talimatıyla Türkiye 10 bölgeye ayrılıyor ve 64 bin kişinin kafatası ölçülüyor. O dönemde İnönü Bakanlar Kurulu kararıyla Türk Tarih Kurumu Başkanı Afet İnan’a talimat veriyor. İnan Türkiye’yi 10 bölgeye ayırıyor. İsviçre’den alet edevat getirtiliyor. 64 bin vatandaşımız belden yukarısı çıplak olmak kaydıyla Prof. Dr. Aziz Kansu başkanlığındaki bir heyet tarafından kafatası testinden geçiriliyor. Bunlara Mimar Sinan kafatasının mezardan çıkartılıp ölçülmesi de dâhildir. Türkiye’de soy soptan bahseden ilk parti CHP’dir. Bu rezalet ilk ve son defa onların döneminde yapılmıştır.

————————-
   
Yazdığı kitapta CHP Liderini anlatan Yeşilyurt, “1936’da İnönü’nün talimatıyla 64 bin kişinin kafatası ölçüldü. Buna Mimar Sinan’ın kafatası da dahil” dedi.
İnsanlar hangi millete mensup olduklarını tercih ve tayin hakkına sahip değiller. Bu hak doğuştan gelir. Ama özellikle de siyasetle meşgul olup kamuoyuna mal olan kişilerin hayatı ve geçmişi hep deşilir. Kim oldukları, nereden geldikleri didik didik edilir, lehlerinde ya da aleyhlerinde yazılar, kitaplar yazılır. Bu kitaplardan bir tanesi daha piyasaya çıktı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, etnik kökeninin konu edildiği kitabın ismi “Dersim Ermenisi Yemuş Hanım’ın Oğlu Çarkçı Kemal”. İsminden de anlaşıldığı gibi Kılıçdaroğlu’nun annesinin etnik ve dinî kimliğine sert bir vurgu var. Kitabın yazarı eski bir ülkücü: Süleyman Yeşilyurt. Genellikle dikenli konuları yazıyor ve 21 kitaba imza atmış. Eski bir devlet memuru olan Yeşilyurt’un kitabında Kılıçdaroğlu’nun aleyhinde ağır nitelendirmeler var. Yeşilyurt, Kılıçdaroğlu’nun babasının şeceresini açıkladığı gibi anne tarafının da şeceresini açıklamasını istiyor. Kitapta ilginç iddialar da bulunuyor. Yeşilyurt sorularımızı cevapladı. İşte söyleşiden bazı bölümler:
Bu kitabı ne zaman hazırladınız?
Kitap üzerinde takriben iki yıldır çalışıyordum. Kılıçdaroğlu’nun bütün konuşmalarını dinledim. Hakkında sayısız bilgi topladım ve yazdım.
İddia ettiğiniz gibi Kılıçdaroğlu’nun annesi Ermeni mi?
Evet. Areli Aşiretindendir. Onlara Düzgün Ailesi derler. Tunceli’de, Muş’ta ve Varto’da yaşayan Ermeniler tıpkı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürtler gibi aşiretleşmişlerdir. Kılıçdaroğlu’nun annesi Yemuş Hanım bir Ermeni aşiretine mensuptur. Baba tarafı ise Kürt Alevisi’dir ve Cebelligiller olarak bilinir.
 Hangi kaynaklara dayandırıyorsunuz bu iddialarınızı?
İddia değil, devletin resmî kaynaklarıdır. Cumhuriyet öncesi ve sonrası nüfus kayıt belgeleridir kaynaklarım. 1934 yılında Düzgün soyadı almışlar. Yemuş Hanım’ın babası 1915 tehcirinden sonra ismini Zülfü olarak değiştiriyor. Soyadı kanunu gelince de 1934 yılında kayıtlara Zülfü Düzgün olarak yazılıyor.
 Annesi de isim değişikliği yapıyor mu?
Yemuş Hanım, Kamer Karabulut ile evleniyor. Bu evlilik neticesinde Karabulut soyadı alıyor. Yemuş, Ermenice bir isim olduğundan Kılıçdaroğlu’nun babası Kamer Karabulut, ismi sevmiyor ve değiştirmesini istiyor. Bunun üzerine aile içinde herkes Nimet Hanım demeyi tercih ediyor.
64 BİN KİŞİYİ ÖLÇTÜLER
 Kitapta enteresan başka neler var?
Türkiye’de kafatasçılığın mimarının CHP olduğunu yazdım. 1936 senesinde İsmet İnönü’nün talimatıyla Türkiye 10 bölgeye ayrılıyor ve 64 bin kişinin kafatası ölçülüyor. O dönemde İnönü Bakanlar Kurulu kararıyla Türk Tarih Kurumu Başkanı Afet İnan’a talimat veriyor. İnan Türkiye’yi 10 bölgeye ayırıyor. İsviçre’den alet edevat getirtiliyor. 64 bin vatandaşımız belden yukarısı çıplak olmak kaydıyla Prof. Dr. Aziz Kansu başkanlığındaki bir heyet tarafından kafatası testinden geçiriliyor. Bunlara Mimar Sinan kafatasının mezardan çıkartılıp ölçülmesi de dâhildir. Türkiye’de soy soptan bahseden ilk parti CHP’dir. Bu rezalet ilk ve son defa onların döneminde yapılmıştır. Bu olaydan yıllar sonra Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış soydan soptan ve kafatası ölçümünde Başbakanı suçluyor. CHP’nin ölçtürdüğü 64 bin insanın durumunu ne yapacağız? Devletin resmi arşivlerinde bu var. Kılıçdaroğlu dik durmadığı için bunları yazdım.
İĞNELİ FIÇI ÜZERİNDE OTURUYOR
“Bakın bir parti liderinden bahsediyoruz. İğneli fıçının üzerinde oturuyor. Kemal Kılıçdaroğlu” diyen Süleyman Yeşilyurt, “Türkiye’yi idareye talip birisi. Başbakan olacağım diyor. Nasıl baba tarafının şeceresini açıklıyorsa, Areli aşiretinin şeceresini de aynı açık yüreklilikle açıklamalıdır. Ben bunu vurguladım. Bir insan ailesinden 70 kişiyi SSK’ya aldırabilir mi? Bu kadar kayırmacılık olur mu? Kitap sadece Yemuş Hanım’ın kökeninin ne olduğundan ibaret değil ki” ifadelerini kullanıyor.
KABRİ ERMENİ MEZARLIĞINDA
Yemuş Hanım, kocasının cemine ve cemaatine gitmiyor. Ermeni âdet gelenek ve göreneklerinden vazgeçmiyor. Hayatının sonuna kadar gizli bir Ermeni olarak yaşıyor. Kabri şu anda Atlantı Ermeni Mezarlığı’nda.
Yemuş Hanım, Kamer Bey ile evlendikten sonra kimliğinde değişiklikler yapılıyor tabii ki. Din hanesine “Müslüman” ibaresi yazılıyor. Ancak hiçbir zaman önceki dinin ritüellerinden taviz vermiyor. Kocasının cemine ve cemaatine gitmiyor. Ermeni âdet gelenek ve göreneklerinden vazgeçmiyor. Hayatının sonuna kadar gizli bir Ermeni olarak yaşıyor. Kabri şu anda Atlantı Ermeni Mezarlığı’nda.
 Bu mezarlık nerede?
Atlantı Köyü Tunceli’ye bağlı bir yerleşim birimidir. 2008 Kasım’ında vefat ediyor ve Atlantı Ermeni Mezarlığı’na defnediliyor. Cenazesi her ne kadar cemevinde kaldırılmış olsa da vasiyeti üzerine Ermeni mezarlığına defnedilmiştir.
 Böyle bir kitap yazmaya niye ihtiyaç duydunuz?
Liderlerin şeffaf olması gerektiğini düşünüyorum. Benim annem Türk, Ermeni ya da Yahudi olabilir. Kökenimin ne olduğunu açık yüreklilikle söyleyebilmeliyim. Özellikle liderler hiçbir şeyi muğlâk bırakmamalıdırlar. Kılıçdaroğlu’na lider olduğu günden bu yana annesinin Ermeni olup olmadığına ilişkin soru soruluyor. Ancak net cevap vermiyor. Bir lidere yakışmayacak hareketler bunlar. Türkiye’nin idaresine talip olan bir insan net konuşmalı. İnsanlar hiçbir zaman kendi milletlerini tayin edemezler. Kılıçdaroğlu da bu problemle karşı karşıya kaldığı için insanların kafasındaki soru işaretlerini gidermelidir.
 Kitap kapağındaki ifadeler ırkçılık kokuyor.
“Dersim Ermenisi Yemuş Hanım’ın Oğlu Çarkçı Kemal” ismini taşıyor kitabım. Çarkçı Kılıçdaroğlu’nun lakabı gibidir. Ankara’da sağcı ve ülkücülerden dayak yiyince onlarla arkadaşlık yapmış. Sağcı gibi görünüp vaziyeti idare etmiş, sonrasında ise solcuların safına geçmiş. Sürekli çark etmiş birisi. Annesinin Ermeni olduğunu açıklaması gerekiyor. Gizli kalmaması gereken bir bilgidir.
Yemuş ismi nüfus kayıtlarında duruyor mu?
Duruyor. Bu isim Ermenilerde yöreseldir. Yemuş, Haydamuş, Amuş gibi isimler Dersim ve Varto Ermenilerinin kullandığı isimlerdir. Kökenin unutulmaması için bilinçli tercih edilen isimlerdir.
 Kitabı yazarken Kılıçdaroğlu ile görüştünüz mü?
Hayır görüşme talebinde bulunmadım, görüşmedim.
Etik olarak görüşmeniz gerekmiyor muydu?
Etik olanı görüşmekti. Ama görüşme gereği duymadım. Talep etseydim görüşmezdi benimle.
 Bu ön yargılı olduğunuzun işareti değil mi?
Görüşmek mecburiyetim yok. Bugüne kadar 21 kitap yazdım. Kitaplarımda dile getirdiklerim iddia değil. Varsayımlar üzerinden hareket etmediğim için kendisiyle görüşmeye gerek duymadım. Annesinin Ermeni olduğu tartışmasızdır. Kayıtlar, veriler, belge ve bilgiler olayı tereddütsüz bir şekilde ortaya koyuyor.
 Bu belge, bilgi, kayıt veya verilerinizin güvenirlik derecesi nedir?
Ben hep resmi belgelerden hareketle bir şeyler yazdım. Bakın benim hakkımda olumsuz tek bir şey demedi Kılıçdaroğlu. ‘Yazarı mahkemeye vereceğim’ gibi bir laf kullanmadı. Sadece kitap için “AK Parti’nin hazırladığı bir kitaptır” diyerek olayı geçiştirdi. Başka türlü olsaydı Kılıçdaroğlu olaya asılır ve benimle mahkemede hesaplaşırdı.
Kitap kasıtlı mı?
 Kılıçdaroğlu ailesinin soyadı Karabulut iken sonradan nasıl değiştiriliyor?
Bu ailenin soyadı Karabulut idi. 1966 senesinde Kemal, Elazığ Ticaret Lisesi’nde iken Kılıçdaroğlu olarak değişiyor. 1980 ihtilali döneminde Fransa’ya gönderiliyor. Devletten harcırah alarak bir sene burada kalıyor.
 Kılıçdaroğlu soyadı niye tercih edilmiş?
Kılıçdaroğlu soyadı Kemal’ın babasının dedesi eşkıya Hüseyin’den esinlenilerek alınmıştır. Ailede soyadını değiştiren başkaları yok.
 Seçimlere üç ay kalmışken böyle bir kitabın piyasaya sürülmesinin amacı nedir?
Yayıncı kitabı kargo aracılığıyla meclise göndermiş. Ben milliyetçi bir insanım. Ancak kitabı hazırlarken hiç kimseden icazet almadım. Başkaları gibi ısmarlama kitaplar hazırlamam. Hiçbir partiye angaje değilim. Beni başkaları ile karıştırıyorlar. Başbakan Erdoğan hakkında ‘Takunyalı Fuhrer’, ‘Musa’nın Çocukları’ gibi acayip kitaplar yazıldı ama kimse kota koymadı. Amabazı yayınevleri benim kitaplarımı satmama yönünde karar aldı.
AK Parti’ye seçim öncesinde malzeme amaçlı yazdığınız iddia ediliyor.
Asla böyle bir şeyi kabul etmem. Bakın Alfa Yayınlarının sahibi Faruk Bayrak Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilidir. Ancak onun sahibi olduğu yayınevi kitaplarımı dağıtmıyor.
 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesi için CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman benzer iddialarda bulunmuş ve çok tepki toplamıştı. Siz tepki toplamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?
Canan Arıtman belgesiz bilgisiz konuştu. O tür yayınlara asla itibar etmiyorum. Satıoğlu ailesi hakkında böyle bir iddia asla doğru değildir. Kılıçdaroğlu’nun benim gündeme getirdiklerimi ya teyit ya da yalanlaması lazım.
 Niye yalanlasın ki. Bir insanın annesi Ermeni ya da Rum olamaz mı?
Gayet tabii ki olabilir. Ayıbı yoktur. Ama bunu saklamasın istiyorum.
 http://www.ihlassondakika.com/gazete_baslik_detay.php?hd=358255&id=19608

Yorumlar kapatıldı.