İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Arjantin’den Bir Vatandaşımız Abdullah Aymaz

Seneler önce ülkemizden Arjantin’e gitmiş bir Ermeni vatandaşımızın orada okul açan eğitim gönüllülerimizle tanıştıktan sonra M. Fethullah Gülen Hocaefendi’ye gönderdiği mesajı sizlere kısaltarak takdim ediyorum:

Sevgili Hocam, sizinle bir baba gibi konuşmak istiyorum.
Şu anda Türkçemle bütün yüreğimden gelen düşüncelerimi size arz etmek istiyorum.
Bugün böyle bir dünyada herkes kendi şahsi menfaatından başka bir şey düşünmüyor. Sizin insanlık namına yaptığınız bu büyük hareketi takdir etmekten başka bir şey düşünemiyor ve sizi elimde olmadığı halde alkışlıyorum.
Sayın Hocamız, ben şimdi size kim olduğumu anlatayım. Ben tam bugün 20 Ağustos 1948 tarihinde İstanbul’dan Arjantin’e gitmiş Ermeni asıllı bir Türk vatandaşıyım. O zaman lise talebesiydim.
Tabii günün cilvelerinden dolayı buraya gelmeye mecbur oldum, sebebini artık siz biliyorsunuzdur. Burada hamdolsun bu hükümet bana bağrını açtı ve bana yemek verdi. Burada 85 türlü milletin 95 türlü adamı vardır, hepsi kardeş gibi yaşıyor.
Bundan sonra istiyorum ki Türkiye’mizdeki yutta sulh cihanda sulh kelimesi cümlesi manşet olsun. Yegâne istediğim şey konuştuğumuz zaman karşımızdaki kişiyle bir kardeş gibi bizim bir payımız gibi tanıyalım ve bizce konuşalım; eğer biz siz diye konuşacak olursak mesele çatallaşıyor.
Siz karanlık dünyada aydınlık olsun diye çok kişilerin gözünü açmak istiyorsunuz ama ne yazık ki bazı insanların gözü bu açık hareketi görmek istemiyor. Çok kişiler var, kulakları var dinlemek istemiyorlar. Siz burada yolun başında durmuş elinize meşaleyi almış bu cehaleti ortadan kaldırmak için ışıktan okullar kurulmasına vesile oluyorsunuz. Bu okullarda ne din, ne dil, ne ırk farkı bulunmadan insanlık hakkında güzel bir yol açmışınız.
Dolayısıyla sizi destekleyen kimselere de gıpta ediyorum; çünkü onlar olmasa bu iş biraz zora binerdi. Bazen düşünüyorum tek başıma olduğum vakit ama inanmıyorum hocam bu yapılan iş bir dev işidir.
Hocacığım size ben fazla konuşmak istemiyorum. Ben sadece takdir ediyorum yapılan işi. Elimden geldiği kadar da sağa sola her şeyi beyan etmek istiyorum ve görmelerini istiyorum. Çünkü bu okullar, dünyanın her tarafında. HOCAM BİR DÜŞÜNÜN BU YAPILACAK BİR ŞEY DEĞİL. BU ALLAH’IN BİR KEREMİDİR, YOKSA ALLAH’IN ELİ OLMASA SİZ BU İŞİ YAPAMAZSINIZ HOCAM!..
Benim yegâne dileğim, Allah sizlere uzun ömürler versin. Allah size sıhhat versin, sizi destekleyen ağabeylere iş açıklığı versin. Ellerinden gelen hiçbir şeyi esirgemesinler ve bu fikrinizi yürütebilsinler uzun zaman. Çünkü sizin bıraktığınız bu iş insanlık namına çok önemli bir iştir.
Ondan sonra başka bir şey söylemek istiyorum haddim olmayarak size vaktiyle bir seccade göndermiştim, siz de buna karşılık bana birkaç tane hatıra göndermişsiniz ki bunun manevi kıymeti benim için çok büyüktür. Ve ben sizi daima hatırlayacağım tabii biz yaşımızı almışızdır, çocuk değiliz. Aşağı yukarı 80’e yaklaşıyoruz ve Türkçemi biraz affedin, çünkü çoktandır konuşmuyorum. Sizin sayenizde Türkçeyi de tekrar etmiş olduk, pratik etmiş olduk ve konuşuyoruz. a.aymaz@zaman.com.tr

Yorumlar kapatıldı.