İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Burhan Kuzu’nun özerklik talebine açıklaması

Burhan Kuzu’nun özerklik talebine açıklaması

27 Aralık 2010 Pazartesi 14:22BDP’nin özerklik talebine TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “olmaz” dedi. Kuzu hem anayasal hem de siyasal gerekçeleri sıraladı, alternatif yolları da açıkladı.

BDP’nin özerklik talebi için ne diyorsunuz?

Bunlar doğru talepler değil, evvela bunun altını çizmemiz lazım. Esasen iki dilde hizmete daha önce Danıştay’ın verdiği kararı AİHM engelledi. Bu konu bilimsel olarak konferanslarda, sempozyumlarda, panellerde tartışılabilir. Ama bu konuyu anayasal plana taşıyıp uygulamaya geçirmek, uzun vadede yapılacak işler. Bir siyasi parti istiyor diye anayasayı değiştirip, bunu yapmak mümkün değil. Bu ülkenin doğusu var batısı var, güneyi, kuzeyi var. Bu siyasi partinin aldığı oya baktığınız zaman aslında bunu söyleyecek gücü de yok, bunu görüyoruz.

Ayrı bir devlet isteği var mı size göre?

Bir taraftan “biz ayrılmak, ayrı devlet kurmak istemiyoruz” diyorlar, güzel… Ama diğer taraftan ayrı bayrak, ayrı güvenlik gücü, ayrı dil, o bölgenin ekonomik imkanları, bunları istiyorlar. Hepsi bir araya gelince aslında bu ismi kurulmamış bir devlet oluyor.

Dışarıdan örnek verebilir miyiz bu talebe?

Güneydoğu’nun durumu, ne Bask’a benzer İspanya’daki gibi, ne Fransa’ya, ne İrlanda’ya benzer. Bunların hepsi bu ülkeler tarafından işgal edilmiş bölgeler ama bizde Kürt vatandaşların durumu azınlık konumunda değil. O yüzden bu insanlara azınlık muamelesi zaten yapılamaz.

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi bu konuyu çözer mi?

Biz 2003 yılında meclise kamu reformu yasası getirdik. Bunu maalesef Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer veto etti. En büyük yanlış orada yapıldı. O yasa yerel yönetimleri, mahalli idareleri çok güçlendiren bir yasadır. İzmir’deki yerel yönetimle, Şırnak’takini, Trabzon’dakini, Kayseri’dekini, Diyarbakır’dakini eşit şekilde güçlendiren bir yasaydı. Mahalli idareler, eğitim, sağlık gibi alanlarda güçlendirilmeli, oradaki bürokratik işlemler Ankara’dan değil, merkezden çözülmeli, bunu ben de destekliyorum.

Peki BDP’nin tavrı…

Ama BDP biz bu konuyu kendi kültürümüz çerçevesinde çözeriz deyince bu durum ülkeyi bölünmeye götürür. Zaten anayasa onların talebine müsait değil. Anayasayı değiştirmek için o güce erişmek lazım.

Anayasa ne diyor bu taleplere?

Anayasa’da değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler var. Bayrak, dil gibi maddeler değiştirilemez, ülkenin bölünmez bütünlüğü maddesi var bunları nasıl değiştireceksin. Yarın mecliste teklif edilecek şeyler de değil. Ama buna rağmen genel başkanları “ben dinlemem yaparım” diyor. Defacto yapıyor. Bunu bir siyasi parti söylememeli.

BDP kapatılır mı?

Hayır ben bunları söylerken, siyasi partilerin kapatılması gerektiğini söylemiyorum, parti kapatmayı hiçbir zaman benimsemem.

Yerel yönetim konusu çok hassas bir konu, güçlenelim derken bölünme gelebilir mi?

Osmanlı Balkanlar’da bölünmeyi önlemek için komün modeline geçti, nahiye tipi yönetimler kuruldu ve bu model parçalanmayı daha da hızlandırdı. Halbuki nahiye tipi yönetimler ancak zengin bölgeler için geçerli olabilir. Hakikaten kendi kendine yetebilen zenginliği olan ve kültürü olan bölgelerde geçerli olur. Bunu nasıl uygulayacaksın Güneydoğu’ya, tabiî ki çok zor.

Şu anki taleplere en iyi verilecek karşılık nedir?

Örnek alınacak ülke Fransa’dır, üniter bir yapıya sahiptir, yetkiler küçük küçük yerleşim birimlerine verilmiş, orada yerel yönetimler, belediyeler bir çok konuyu kendi kendine çözüyorlar. Aslında biz de 2003’te bunun adımını attık fakat o günkü Cumhurbaşkanı geri çevirince o iş olmadı. Belki bu sistem canlandırılarak bu işlere çözüm aranabilir.

Peki Türkiye’deki diğer etnik gruplar.

Türkiye’de sadece Kürtler değil, toplam 18 etnik grup var. Bunların hepsinin talepleri de olursa, biz ne yapacağız. Küçülmüş bir Türkiye bu memleketin hayrına değil. Biz Ortadoğu’da, Arap dünyasında, Avrupa’da güçlenelim diyoruz, bir taraftan da küçülmeye çalışıyoruz. Tabi bunda dış güçlerin de payı var.

Özerklik konusunu bir kenara bırakacak olursak, özgürlükler konusunda bir sıkıntı var mı?

Özgürlüklerde sıkıntı varsa var, bunlar tabii ki giderilir, zaten gideriliyor, eskiden bunlar da engeldi ama şimdi değil, ama şu an elimi verdim, kolumu; kolumu verdim vücudumu kaptırıyorum durumu oluyor.

Dünyada durum nedir?

Türkiye’de 18 dedim, Dünyada ise 5000’den fazla etnik grup var. Hepsi bölünmek isterse 5000 ülke olur, biz şu an 203 ülke var, buna rağmen dünyada huzur yok, ya 5000 ülke olursa o dünyada huzur olur mu, mümkün mü?

Dünya azınlık konumundakilere ayrılma hakkı veriyor mu?

1998 tarihli azınlık hakları sözleşmesi var, bu dünyada azınlıklara en büyük hakları veren sözleşmedir, bundan daha geniş kapsamlısı yok. Bu sözleşmenin son maddesinde, “yukarıda sayılan maddelerin hiçbiri, söz konusu azınlık gruba çoğunluktan ayrılma hakkını verir şeklinde yorumlanamaz” diyor. Bu bile ayrılık hakkı vermiyor.

(Sabah)

Yorumlar kapatıldı.