İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“İstanbul, Türkiye’nin kimlik belgesi”

“İstanbul, Türkiye’nin kimlik belgesi”

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul’un Türkiye’nin nüfus cüzdanı, kimlik belgesi olduğunu söyledi. 20.12.2010 13:43
——————————————————————————–
İSTANBUL (A.A) –
İstanbul’un ”2010 Avrupa Kültür Başkenti” unvanını devretmesine sayılı günler kala, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde kapanış töreni düzenlendi.
Törende bir konuşma yapan Bağış, İstanbul’un bir özgürlük şehri olduğunun altını çizerek, ”İstanbul Avrupalı bir şehirdir. İstanbul, Avrupa kültürünün özümsediği kadar Avrupa kültürünü şekillendirmiş bir şehirdir. Sadece İstanbul bile Türkiye’nin AB ülkesi olduğunun somut bir göstergesidir. İstanbul sadece 1 yıllığına Avrupa Kültür Başkenti payesini taşıyacaktır ama var olduğu sürece Avrupa’nın bir kültür merkezi olma payesini hiç kaybetmeyecektir. Avrupa Kültür Başkenti olmaya İstanbul gerçekten büyük bir emek verdi” dedi.
İstanbul’un sadece şehirlerden bir şehir olmasının haksızlık olacağını belirten Bakan Bağış, İstanbul’un Türkiye’nin nüfus cüzdanı, kimlik belgesi olduğunu, barış, kardeşlik, huzur ve hoşgörü için eşsiz bir ilham kaynağı olma niteliği taşıdığını söyledi.
Bağış, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olmasında herkesin büyük bir emeği olduğunu vurgulayarak, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekip Avdagiç’in de aralarında bulunduğu emeği geçenlere teşekkür etti.
İstanbul’u sadece 2010 yılı için Avrupa Kültür Başkenti olarak değerlendirmenin haksızlık olacağını dile getiren Bağış, şöyle devam etti:
”İstanbul, sahip olduğu zenginliklerle, tarihi mirasla, hoşgörü ve sevgi medeniyetimizin ilham kaynağı olan o manevi ruhuyla sadece 2010 yılı için değil, bütün zamanlar için dünyanın kültür başkentlerinden biri olma vasfını sürdürecektir. İstanbul 2010 bunun için bir işaret fişeği oldu. Esasen AB üyesi ülkelerin dışında, ilk kez bu projeyi İstanbul’un kazanmasını sağlayan kudret ve güç de bu manevi ruhta saklı.”

-”U2’NUN KONSERİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ”-
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinin her birinin ayrı ayrı önemli olduğunu, ancak en çok U2 grubunun konserinin kendisini çok etkilediğini belirterek şunları kaydetti:
”Bono’nun İstanbul Boğazı’nda yürümesi ve dünyaya barış çağrısında bulunması çok anlamlıydı. Daha önce U2 grubunu dinlemek isteyenler başka ülkelere gitmek zorunda kalıyorlardı. U2, Türkiye’ye ilk kez geldi, artık Türkiye’nin daha demokratik, daha çağdaş bir ülke olduğuna kanaat getirdi. İstanbul 2010, Türkiye’nin yeni yüzünü, çağdaş vizyonunu göstermek için çok önemli bir fırsat sağladı. Projenin katkılarını özellikle son bir yılda bütün yurt dışı seyahatlerinde ve AB üyelik müzakerelerinde bizzat hissetmiş olmaktan ayrıca büyük memnuniyet duyuyorum.”

-YAZICI: POROJELER SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ise İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti programının ana hedefinin, İstanbul’un kültür sanat hayatında bir takım izler bırakmak ve başlatılan projelerin sürdürülebilir olmasını sağlamak olduğunu belirterek, ”2010 yılı etkinliklerin biteceği bir yıl değil, İstanbul’un kültür sanat alt yapısında kalıcı gelişmelerin başlangıcı bir yıl olmuştur”dedi.
İstanbul’un, sınırları ve zamanları aşan bir kent olduğunu ve onca zenginliği içinde Avrupa Kültür Başkenti tacını bu yıl sonuna kadar taşıyacağını ifade eden Yazıcı, ”İstanbul, hepimiz için çok değerli. İstanbul, kuşkusuz 2010 yılından önce de bir kültür başkentiydi. Ne var ki gündelik hayat içinde bu gerçeği çoğu kez unutabiliyoruz. Bu yüzden İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansımız, yaşadığımız bu güzel şehri yeni bir gözle keşfetmemize vesile oldu” diye konuştu.

-VALİ HÜSEYİN AVNİ MUTLU-

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da kapanış resepsiyonunda yaptığı konuşmada, sırtını iki büyük imparatorluğa, yüzünü sevgi, hoşgörü ve aydınlık geleceğe çevirmiş güzel bir şehir olan İstanbul’un çok farklı şekillerde tarif edilebileceğini, kendisine göre ise, İstanbul’un şairler ve şiirler kenti olduğunu dile getirdi.
Her şairin yazdığı şiirde İstanbul’u çok farklı tarif ettiğini dile getiren Mutlu, Necip Fazıl Kısakürek’in ”Canım İstanbul” adlı şiirinden ”Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur/ Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur” mısralarını okudu.
Kendisine göre İstanbul’un rengarenk bir şehir olduğunu ve her bir rengin bir anlamının, değerinin olduğunu anlatan Mutlu, ”Ben bu şehirde kırmızı ve altın sarısını gördüğümde sultanları, padişahları, moru gördüğümde imparatorları, turuncuda bu şehrin sıcaklığını ve bizi kucaklayan güzelliğini görüyorum. Bu şehrin karası da var, tarihin hüzün dolu sayfalarını anlatan, ama İstanbul geleceğe bembeyaz bakıyor. 2010 yılını, böylesine rengarenk kültür sanat bolluğu içinde geçirdik. Adeta İstanbul’u gökkuşağı güzelliğinde seyrettik” dedi.

-KADİR TOPBAŞ-

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise ”Bir yılı, dört mevsimi geride bıraktık, ama bu şehir 8 bin 500 yılı geride bırakmış. Bu şehrin kültürel değerlerini hepimiz biliyoruz, ama belki bir çoğunu hepimiz hissedemiyoruz” diye konuştu.
İstanbul’un, dünya kültür başkenti olmaya layık güzellikleri taşıyan bir kent olduğunu dile getiren Topbaş, sözlerine şöyle devam etti:
”İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti sürecinde, geleceğe adım atma adına, şehrin yeniden hissedilmesi adına çok önemli çalışmalar yapıldı. İstanbul, dünya tarafından farklı algılanmalı ve farklı gözle görülmeli. Bundan sonra bu şehir her yıl dolu dolu binlerce aktiviteyi yaşayacak. Bu şehir artık çok daha farklı yüzüyle dünyayla temas ediyor. Bu süreçte bir milat oluştu. 2010, bir farkındalık, değerlere sahip çıkma olayı, kültür ve sanatın yaşam biçimi olarak hissedilmesinin, algılanmasının bir başlangıcı olarak görüldü.”
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç de, başlayan her şeyin bir sonu olduğu gibi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerinin de sonuna gelindiğini belirtti.
Avdagiç, İstanbul’un, yeryüzünün öncesiz ve sonrasız kültür başkenti olma özelliğini taşıyan tek şehri olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
”Ajansın çalışma programı, her sayfası ayrı ve muhteşem bir öyküden oluşan dev bir roman gibiydi. Biz bu romanı, sizlerle birlikte, tüm İstanbullular ile birlikte büyük bir özenle sayfalarını çevirerek, bir solukta okuduk. Bizim romanımız 588 projeli, 588 sayfalı, modern zamanların başyapıtı gibiydi. Yani yeniydi, farklı bir tarzı vardı, anlaşılması için okuyucusundan gayret istiyordu, bütün renklerden bir parça taşıyordu. Yedi tepeli İstanbul’un yedi bölgesinde İstanbullularla buluştuk. İnandık ki, İstanbul, yeniden fark edilmeyi, yeniden keşfedilmeyi bekleyen saklı bir hazineydi. İstanbul’u tüm dünyanın gözünde hak ettiği itibara yeniden kavuşturacak bir farkındalık oluşturduk.”

-2011 KÜLTÜR BAŞKENTİ İLETİŞİM BAŞKANINA PLAKET-

Kapanış töreni öncesi verilen resepsiyonda, ”Laterna Gösterisi” sunulurken, ”Tarlabaşı Çocuk Korosu”, ”Boğaziçi Korosu” ve ”Ladies and Gentlemen” grubu da performanslarını gerçekleştirdi.
Gecede ayrıca, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Avdagiç, 2011 Avrupa Kültür Başkenti seçilen Finlandiya’nın Turku şehri 2011 Avrupa Kültür Başkenti İletişim Başkanı Sara Malila’ya plaket takdim etti.
Luigo Compaccio Quartet ve Swing A La Turc Project’in ortak performansı olan ”İstanbul’dan Yansımalar” başlıklı konserle sona eren geceye Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva, Süryani Kadim Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Çetin, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Hilmi Bengi, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili’nin de aralarında bulunduğu davetliler katıldı.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri yıl sonuna kadar İstanbullularla buluşmaya devam edecek.

Yorumlar kapatıldı.