İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bir Hıristiyan masalı

Bir Hıristiyan masalı 
Serdar AKBIYIK 
sakbiyik@stargazete.com 

Narnia Günlükleri’nin beyaz perdeye taşınan üçüncü filmi Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızı’nın Yolculuğu, Batı edebiyatının köklü masallarından birini vizyona taşıyor…
Narnia Günlükleri, C.S. Lewis’in dünya çapında 85 milyon adet satan 7 kitaplık masal serisidir. 1950 yılında yazılan hikaye Harry Potter’ın yazarı Rowling’in “En etkilendiğim kitap serisidir” diye tanımladığı ve daha bir çok yazara ilham kaynağı olmuş bir seridir. Bu yönüyle Batı’nın çocuk edebiyatına sunduğu en önemli eserlerdendir. Yüzüklerin Efendisi’nin yazarı Tolkien ile çok yakın arkadaş olan C.S. Lewis, arkadaşına göre yazdığı kitaplarda daha çok çocukları hedef almıştır. 2005 yılında Narnia Günlükleri’nin ilk filmi olan Aslan, Cadı ve Dolap yayınlandığında İngiliz ve Amerikan sinema endüstrisi büyük bir destek vermişti yapıma. Bir masal olarak Batı’da çok ünlü olmasına rağmen ülkemizde pek bilinmeyen bir seriydi Narnia Günlükleri. 

Türkiye daha çok filmleriyle tanıdı macerayı. İlk filmi, ikincisini ve bu hafta vizyona giren Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızı’nın Yolculuğu’nu seyrettikten sonra hep aynı ruh durumu içinde kaldım. Narnia Günlükleri tam anlamıyla bir Hıristiyan öğretisi. Çocuk masallarının saf yaratıcılığa, iyiliğe ve evrensel duygulara hitap etmesi gerektiğine inanan bir insan olarak bu filmin taraflı ve felsefe olarak zararlı olduğunu düşündüm hep. Bir kere kişisel özgürlüklere, insanların eşitliğine zıt bir değer yapısı var hikayenin. Bu fikirleri biraz açabilmek için filmin hikayesini kısaca özetleyelim. İlk filmde efsanevi bir Aslan’ın, Narnia adlı büyülü dünyanın karanlık güçlerine karşı verdiği mücadele anlatılır. Beyaz Büyücü karanlık güçlerini kullanarak Narnia’yı 100 yıl boyunca kış mevsiminde tutmuştur. Ancak kahinler dört insanoğlunun ortaya çıkarak, bu büyüyü kırması için Aslan’a yardımcı olacağını söylemektedir. Lucy, Susan, Edmund ve Peter adlı dört kardeşin bir gardrop içinde bu dünyaya girip Narnia’nın sırrını keşfetmesiyle birlikte iyi ile kötünün epik boyutlar da içeren klasik savaşı başlayacaktır. Savaşın sonunda iyiler kazanır. Artık bu 4 çocuk Narnia’nın kralları ve kraliçeleridir. Zaten burada film benim bütün negatif hislerimi topladı. Sürekli el kadar çocukların önünde eğilen yaratıklar. Filmin değer yargısı bu. Asiller ve onlara el pençe divan duran diğerleri. 

Bunun dışında neredeyse İncil’in satır satır öğretilerini tekrarlayan diyaloglar. Filmdeki iyilerin lideri aslan aslında Hazreti İsa’nın bir iz düşümü. Laik bir düzeni savunan toplum için ne kadar tezat bir hikaye. Hem de küçücük çocukların zihinleri için yazılmış. Bu masalın özgürlüğü ve eşitliği küçük dimağlarda farklılaştıran bir yapısı olduğuna inanıyorum. Bu hafta vizyona giren üçüncü filmin kısa hikayesi ise şöyle: Lucy ve Edmund sevilmeyen kuzenleri Eustace ile beraber Narnia’da Şafak Yıldızı adı verilen Prens Kaspiyan’ın gemisi ile yedi kayıp Narnia Lordları’nı ararlar. Başlarına bir sürü olay gelir. Tüccarlar tarafından kaçırılırlar. Bu yolculukta ejderhalar adasına uğrarlar ve orada mızmız kuzenleri Eustace hırsına yenilerek ejderha olmaya mahkum olur. Ama Eustace’in aklı başına gelince ejderha büyüsü kalkar. Bir Su Yılanı ile karşılaşırlar, savaşırlar ve yolculuğun en sonunda Aslan’la karşılaşırlar. Filmin finalini salonlara bırakalım. Ama Aslan’ın şu sözlerini buraya yazalım. “Siz beni dünyada başka bir isim ile anarsınız. Orada da beraberiz aslında.” Bir çocuk masalındaki bu Hıristiyan propagandasını doğru bulmuyorum…

FİLMİN KÜNYESİ

• Orijinal adı: The Chronicles Of Narnia: The Voyage Of The Dawn Treader

• Yönetmen: Michael Apted

• Senaryo: Richard LaGravenese,

Stephen McFeely

• Oyuncular: Ben Barnes, William Moseley, Skandar Keynes

• Yapım: 2010, ABD, 112 dk.

• Tür: 3 Boyutlu, Fantastik

Angelina gibi düşmanın olsun

Hollywood’un en parlak iki yıldızı Angelina Jolie ve Johnny Depp aşk ve entrikanın zirveye ulaştığı The Tourist filmiyle karşımızda…

Oyuncu kadrosunda Angelina Jolie ve Johnny Depp’i barındırmasının dışında 2007 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar’ı alan Başkalarının Hayatı filminin yönetmeni Florian Henckel von Donnersmarck’ın son filmi The Tourist. İyi bir yönetmen ve ününün zirvesinde oyuncular. Bir filmden daha ne beklenir ki? Frank (Depp), kırık kalbinin acısından kurtulmak için İtalya’ya giden Amerikalı bir turisttir. Trende Elise (Jolie) adında olağanüstü bir kadınla tanışmasıyla gezisi bambaşka bir boyut kazanır. Ancak Frank’ın Elise ile karşılaşması aslında tesadüf değildir. Arka planda Paris ve Venedik’in nefes kesen manzaraları eşliğinde Frank, bir ilişkinin ardından koşarken etrafında tehlikeli entrikaların döndüğünü fark eder.

FİLMİN KÜNYESİ

• Yönetmen: Florian Henckel von Donnersmarck

• Senaryo: Florian Henckel von Donnersmarck, Christopher McQuarrie

• Oyuncular: Angelina Jolie, Johnny Depp, Paul Bettany, Timothy Dalton, Steven Berkoff

Yorumlar kapatıldı.