İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gül: Kimse Türkiye baskı altında zannetmesin…  Muharrem Sarıkaya

Muharrem Sarıkaya
msarikaya@htgazete.com.tr 

Gül: Kimse Türkiye baskı altında zannetmesin…
28 Kasım 2010 Pazar, 12:20:38

KANUNLARIMIZIN büyük bölümü İsviçre’den alınmış.
Tarihimizin dönüm noktası Lozan’dan 1958 Zürih anlaşmalarına, Kıbrıs ile ilgili Burgenstock’tan Türkiye-Ermenistan görüşmelerine kadar tüm anlaşmalar, görüşmeler bu ülkede gerçekleşmiş.
Bu kadar önemli olmasına karşın, devlet başkanı düzeyinde Abdullah Gül’e kadar herhangi bir resmi ziyaret olmamış.
İsviçre dönüşü önceki akşam uçakta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bu konular üzerinde sohbet ettik, Kıbrıs ve Ermenistan’da çözüm modelleri üzerinde durduk.

‘MİNAREDE MAHCUPLAR’
İsviçre ile yakın geçmişte yaşanan minare krizine işaret edip, muhataplarından nasıl bir yaklaşım gördüğünü sorduğumuzda Gül’ün yanıtı şöyle oldu:
“Minare konusunda mahcuplar tabii. Ama halk öyle karar vermiş, yapacakları bir şey yok. Onlara ‘Müslümanlar için zaten bütün yeryüzü mescit’ dedim. ‘Yasak başlayınca başka adımlar da gelir, bu sizin imajınızı bozar’ dedim. Yönetim de bundan kaygılı.”
Kıbrıs ve Ermenistan konusuna gelince…
Gül, BM Genel Sekreteri’nin 2011 başında Kıbrıs’taki tarafları Cenevre’de buluşturacağını anımsattı:
“İsviçre gerek Kıbrıs, gerek Ermeni konusunda gayet tecrübeli ve arzulu. Bu tür konularda aracı olma niteliğine sahip bir diplomatik gelenekleri var. Ben de destekledim.”
Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasının hangi aşamada olduğunu sorduk.
Rusya Devlet Başkanı Medvedev ile Başbakan Putin’in iyi niyetli çalışmalar yürüttüğünü söyledi.
“Bütün Kafkasya’da bu işlere ne kadar yukarıdan, büyük ölçekten bakılırsa yararlı olur. Detaya girdikçe kronikleşmiş sorunlar, tarafların pozisyonları hep zorluk çıkarıyor” dedi.

‘BÖLGENİN ÇOCUKLARIYIZ’
Nisan ayının yaklaştığını, ABD ile Ermeni sorunu çerçeveli yeni bir sürecin başlayıp başlamayacağını sorduğumuzda yanıtı tepkili oldu:
“Biz ‘Şu geliyor, ondan dolayı şu işleri yapalım’ diye yapmıyoruz. Kimse Türkiye’yi herhangi bir baskı altında zannetmesin. Türkiye olaya Kafkasya’nın istikrarı açısından bakar. Nihayetinde aynı toprakların insanlarıyız. Bu bölgenin çocuklarıyız.”
Bunun ötesinde yazılmak kaydıyla konuşmadı.
Gül, Kıbrıs ve Ermenistan konusundaki kaygılarını İsviçre’deki muhataplarına da aktarmış.
Anlaşılan o ki Ermenistan konusunun seyrinden hoşnut değil.
ABD’de bir süre önce bir sigorta şirketinin açtığı, ancak “Senato ve başkanlık kabul etmedi” diye reddedilen davanın önümüzdeki dönem büyük sıkıntılara yol açabileceğinden, bu kaygıyı Bern’de dile getirmiş.
Kaygısı, açılacak davanın ekonomik boyutundan çok Kafkasya’da ortaya çıkaracağı siyasi gerilime dayalı.
ABD’de açılan her davanın Türkiye’de Ermenistan’a karşı kin ve nefrete dönüşeceğini görüyor.
Türkiye-Ermenistan geriliminin Azerbaycan-Ermenistan sorununu içinden çıkılmaz bir noktaya sürükleyeceğine de, tüm Kafkasya’yı etkisi altına alacağına da inanıyor.
Geçen yıl yakalanan momentumun Azerbaycan’dan gelen iki kadın milletvekili ile farklı bir yöne çekilmesinden de rahatsız olmuş.
Cumhurbaşkanı, Kafkaslar’da geniş kapsamlı çözüm arıyor…

Yorumlar kapatıldı.