İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Akhtamar’da gözyaşları…

Akhtamar’da gözyaşları… 

Televizyonda Akhtamar Surp Haç kilisemizde ayin daha başlamadan İstanbul’dan gelen halkımızın duaları ve içten gözyaşları  ile Surp Haç’ın duvarlarını sulayan görüntüsü çoğumuzu tabii ki çok üzdü.
Bu konunun teferruatına girmeyip yalnız bizim Hayasdanyaytz Arakelagan Yegehhtzi ruhunda bir yaklaşımı paylaşmak istiyorum.
Biz Anadolu’da iki bin kadar vank, yegeghetzi yitirdik… Hem de içler parçalayan hallerde. Bu mabetlerimiz elimizden alındı, talan edildi, ahıra çevrildi, Nato tatbikatlarında hedef gösterildi, ortaçağdan kalma taşları söküldü ve gecekondular yapıldı… Hazine aramak için kalıntıları kazmalarla yok edildi, bazıları da camiye çevrildi…
Akhtamar Surp Haç ise 1950’lerin başında yıkılacakken son anda bir mucize olarak harabe olarak bırakıldı.
Ama şunu unutmayalım. Bizim kiliselerimiz bizim gönlümüzde yatıyor. Hiçbirini de unutmuyoruz. Ne Muş’taki Surp Garabed’i, ne Ani’deki Mayr Dacarı, ne de Anadolu’nun çoğu yerlerine serpiştirilmiş hepsi de mimari üstün zevklerin eseri olan Surp Mesrob’larimizi, Surp Yerrortutyunlarımızı, Surp Haçlarımızı, Surp Nigoghayoslarımızı …..
Önemli olan başımızı böyle çok trajik zamanlarda da dik tutmasını bilip en az son 60 yıldır bizi aşağılayan, devamlı ötekileştirerek kendi kimliklerini sözüm ona yüceltmeye kalkan gazete ve çeşitli medyanın elinde esir, fidye ve alay unsuru olmamak…
Haylar Akhtamar Surp Haç gibi binlerce mabetlerini içler acısı hallerle kaybederken atalarımız ve hayrabedlerimiz bizden inancımızı derinden korumamızı, vakur ve dik durmaktan asla vazgeçmemizi istediler… Yoksa bizlerle devamlı alay eden gazetecilere konu olmamızı değil.
Akhtamar Surp Khaç İsa Mesih’in korumasi altında… Korkmaya, ağlamaya, ağıt yakmaya gerek yok.
Ohannik Akopcan

Yorumlar kapatıldı.