İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aziz Çevirmenler Anısına

Ermeni Alfabesi Mucidi Aziz Mesrop Mashdotz Ve Kutsal Kitabı Ermenice’ye Çeviren , Aziz Çevirmenler

Katolikos Aziz Sahag Bartev ve Diğer Rahipler Anısına:

Ermeni dünyasının, en anlamlı özelliğe sahip günlerden biri de asırlardır minnet ve şükran duyguları ile kutlanan  “Aziz Çevirmenler Günü”dür (TARKMANCATZ DON). Bu gün Ermeniler, Ermeni alfabesinin mucidi ve ilk başöğretmenleri Aziz Mesrop Maşdotz (Rahip=Vartabet=Gözetmen), Aziz Baş patrik Sahag Bartev (Gatoğıgos) ve çalışma arkadaşları rahipleri, “Aziz Çevirmenler” genel başlığı altında toplayarak, bizlere bıraktıkları inkar edilmez manevi miraslara ve değerlere minnet ve şükran borçlarını bildirerek onları saygı ve rahmetle analar. Bu anma günü, Ermeni kilisesini, Ermeni Kültürünü, Ermeni Ulusunu kendine özgü bir bağla birbirine bağlar. Ermeni kilisesi bu günü, Haziran ve Ekim ayları olmak üzere senede iki defa, özel tören ve ayinlerle kutlar ve halkı ile birlikte dini ve milli vecibesini, andını ve adağını(ughtunu) yeniler.Bu sene, bu tarih 24 Haziran ve 9 Ekim 2010 günlerine rastlamaktadır. 

Aziz çevirmen rahipler Mesrop Maşdotz, Yeğişe,Movses Ğhorenatzi (Ghorenli) (Movses Kertogh), Filozof Tavit Anhağt (Yenilmez), Kirkor Naregatzi(Nareg’li Kirkor), Nerses Şhnorhali, Nerses Lambronetzi (Lambron’lu Nerses) isimlere ek olarak başlığı altında, Büyük Mesrop Maşdotz’un işbirlikçisi Baş patrik(Gatoğigos) Sahag Bartev’i (5.yüzyıl), Maşdotz’un biyografisini yazan öğrencisi Rahip Goryün’u  (5.yüzyılda): 5.yüzyılda Teolog ve Düşünür Yeznig Gogpatzi (Goğpa’lı Yeznig),  5.yüzyıl tarihçiler Pavsdos Puzant ve Ghazar Parmetzi (Parbalı Ğhazar), 7.yüzyılda Matematikçi ve Bilim adamı, Anania Shiragati (Şirag’lı Ananya), 8.yüzyılda Baş patrik (Gatoğıgos) Teolog (İlahiyat Bilimcisi) Hovnan Otzduntzi (Otzdun’lu Hovnan), daha sonraları teolog, Kirkor Datevatzi (Datevli Kirkor) ve diğer birçok ermeni aydınları.
 
301 yılında Ermeniler, Hıristiyanlığı resmen devlet dini olarak kabul ettiklerinde, kendilerine ait, özgü alfabeleri yoktu. Asurca veya Yunanca yazıp okuyabiliyordu, bu nedenle yeni kabul edilen Hıristiyanlık Dinini anlamada, yorumlamada ve algılamada çok sorunlar yaşanıyordu. Çözülemeyen zorluklar ve güçlüklerle karşı karşıya geliniyordu. Diğer taraftan, ülkede, doğuda İranlıların, batıda Romalıların (Bizans) ağır baskı, tehdit ve ülkeyi bölme, işgal etme tehlikeleri gibi siyasi hayati önem arz eden sorunlar yaşanıyordu. Bağımsızlık elden gitmişti, bunlara ek olarak da Ermeni insani, dinini kendi ana dili ile anlama ve algılama olanaklarında yoksun kalmıştı. Bu bağlamda Ermeni yaşamında Hıristiyanlığın kökleşmesi, özümsenmesi ve hızla yayılması yanlız bir dini amaç değil, aynı zamanda, temelde, Ermeni varlığını yaşatmak ve korumak , idame ettirebilmek ilkesine dayanıyordu , Hıristiyanlık dinine sarılarak ve içtenleştirerek yok olma ve dağılma tehlikesini önlemek amaçlanmıştı. İşte bu bağlamda Rahip Mesrop Maşdotz, bu siyasi çıkmazdan etkilenerek, halkın birlik ve beraberliğin sağlanmasının, Ermeni varlığının yaşatabilmenin tek yolunun, Ermeni halkının Hıristiyanlığı özümsemesinden, iyi algılamasından ve anlamasından geçtiğine kanaat getirir. Ve bunun için de, Ermenilere özgü Ermenice Alfabenin yaratılıp, en kısa zamanda İncilin (kutsal Kitap) Ermenice’ye çevrilmesi gerektiğine inanır. 

Gerçektende 404 yılında Ermeni alfabesinin hizmete girişinden hemen sonra, Ermeni halkının birlik ve beraberliği bir ölçüde sağlandığı gibi Eğitim, Kültür, Siyasi, Edebiyat, Sosyal, Din, Bilim alanlarında hızla olumlu gelişmeler başladı ve İncil “ÇEVİRİLERİN KRALİÇESİ” (Takuhi Tarkmanutyantz) adı ile Ermenice’ye çevrildi. İşte bu devre Ermeni tarihinde (Vosgetaryan Şırcan) olarak bilinir. 

Ermeniler tarih boyunca büyük felaketler, acılar, trajediler, kırılmalar yaşamış çok büyük kayıplar vermiştir. Ancak iman ocağına ve inanç yuvasına, bilim ve kültür anıtına sahip çıkarak ve aynı zamanda onlara sığınarak, onlardan aldığı güç, kudret, dayanırlık ve cesaretle asırlardır varlığını korumuş, bugünlere erişmiştir. Ermeni’nin iman ocağı “Ermeni Kilisesi” ve Ermeninin ilim irfan ocağı, Ermeni insanı için birbirinden ayrılmaz ikilidir. Bu iki unsur Ermeni varlığını ve kimliğini korumakta etkili olmuş, onlar sayesinde Ermeni insanı Ermenice okur yazar olmuş. 

İşte bu bağlamda, Ermeni dünyasında, Haziran ve Ekim ayları olmak üzere senede iki kere (bu sene 24.6.2010 ve 9.10.2010) kutlanan daha derin bir anlam kazanmakta, yarınlarımızı aydınlatmaktadır. 

Toplumların yaşamında, bayram ve anma günleri anlamlarını kayıp etmeye başladığı zaman , o toplumlar çözülmeye ve erimeye başlar. 

Dr.med.Sarkis Adam
Almanya-Haziran 2010

Yorumlar kapatıldı.