İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni sanatı tartışması

Ermeni sanatı tartışması
14 Haziran 2010

ŞULE YILDIRIM/BİRGÜN

Uluslararası Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği sempozyumda dün hafif gerilim yaşandı. Gerilimin tarafları Agos yazarı Zakarya Miladanoğlu ve Prof. Gönül Öney’di.

Uluslararası Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği “Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye’de Kültürel Etkileşimler Sempozyumu”nda Agos gazetesi yazarı, mimar Zakarya Mildanoğlu’nun “Ermeni sanatı üzerine Türk üniversitelerinde hiç ders verildiğini hatırlamıyorum” demesi üzerine, aynı oturumda yer alan Ege Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Gönül Öney, “1964’ten itibaren Ermeni ve Selçuklu sanatı üzerine ders veriyorum. 1989’da Akdamar Kilisesi’yle ilgili kitabım çıktı” dedi.

ÖNEY: “1964’TEN BERİ OKUTUYORUM”
Mimari ve Süsleme Sanatları: Zamansal ve Mekânsal Geçişkenlikler oturumunda konuşan Zakarya Mildanoğlu, “Yapı Sanatında Kültürel Geçişkenlik: Kayseri, İstanbul ve Kudüs” başlıklı konuşmasında TTK’yı da eleştirerek, “Türk Tarih Kurumu Yayınları, Selçuklu tarihine haksızlık yapıyor. Selçukluların diğer kültürlerle ilişkilerini yok sayıyor” dedi. Mildanoğlu, “Alparslan ve Ermeni ilişkilerini bilmiyoruz. Çeşitli kaynaklarda zaten var olan fakat Türkçe’ye çevrilmeyen bilgiler çevrilirse 1070 tarihini daha rahat okuyacağız. Bir tabu daha yıkılacak” diye konuştu. “Selçukluların girmesiyle Ermenilerin bir kısmı Adana’ya gitti. Kurdukları Kilikya Ermeni Krallığı 300 yıl ayakta kaldı. Ortak bir Selçuklu-Ermeni ilişkileri tarihi var. Selçuklu prenslerinin Ermeniler ve Hıristiyan Gürcülerle evlilikleri bile korkarak söylenir” diyen Mildanoğlu, konuşmasının bir yerinde, “Ben Türk üniversitelerinde hiç Ermeni sanatı üzerine ders verildiğini görmedim. Kültürel etkileşimlere yer verildiğini bilmiyorum. Siz biliyor musunuz?” diyerek konuşmacılara hitap etti.
Mildanoğlu’nun sözleri üzerine, “İran’dan Anadolu’ya: Selçuklu Saray Kültürü ile Etkileşim” sunumunu yapan Ege Üniversitesi’nden emekli Prof. Gönül Öney, “1964’ten itibaren Ermeni sanatı ve Selçuklu ilişkilerini okuttum. ‘Hiç ders verilmedi’ dendiği için cevap verdim” dedi. “Ben eleştirilere çok açık biriyim bana bunu derseniz haksızlık edersiniz” diye konuşan Öney, “Ermenice bilmediğimizden bazı yerlerde açıklarımız var. Maalesef Ermeni yayınlarını bilmiyoruz” diye devam etti. Bu arada dinleyicilerden Sevan Ataoğlu da “Akdamar Kilisesi’nin Ermenice adını niçin söylemiyorsunuz? Söyleyin de insanlar öğrensin hocam” diye Öney’e yöneldi. Öney, “Evet Kutsal Haç Kilisesi. Ben insanlar Akdamar’ı biliyor, anlaşılsın diye Türkçe kullandım” cevabını verdi.

ÇİNİLİ ERMENİ KİLİSESİ’NİN HİKAYESİ
Mimar-Agos yazarı Zakarya Mildanoğlu konuşmasında ayrıca, “Araştırmalarında Ermeni tıp tarihi kavramıyla tanıştığını, Sivas, Adana, Tokat ve Kayseri’de Ermeni tıp okullarının olduğunu, Arap ve Yunanlılarla ortak konferans verecek düzeye geldiklerini” söyledi. Mildanoğlu, Kudüs’teki Çinili Ermeni Kilisesi’nin hikayesini ise şöyle anlattı: “Kütahya Ermenileri de o bilinmez yolculuğa çıktılar. Kudüs’e yolu düşenler arasında Ermeni çiniciler de var. Bu kiliseyi onlar donattı.”

Yorumlar kapatıldı.