İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Arap sevdası Muammer Kaylan

Arap sevdası
Muammer Kaylan
mkaylan@habergazete.com

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şu kritik günlerde ağzından çıkan yersiz, kafa karıştıran ve çok da tehlikeli sözleri şaşırtıyor ve önemli bir soruya yol açıyor: “Erdoğan neyin peşinde?”

Başbakan’ın Suriye’nin Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile tam uyumlu olarak söylediklerine bir bakınız: “Türk Arapsız yaşayamaz; kim ki yaşar der, delidir. Arabın Türk sağ gözüdür, hem sağ elidir.”

Şair Mehmet Akif bu sözleri 1913’de, Birinci Dünya Savaşı çıkmadan önce, o günkü Osmanlı durumunu göz önünde tutarak söyledi. Bunlar, bugünkü dünya şartlarıyla, Arap ülkelerinin özellikle Suriye’nin Türkiye’ye karşı yıllarca yaptığı kötülüklerle uyumlu olmayan saçmalıklardır.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ı yıllarca Şam’da barındırıp koruyan Beşşar Essad, şimdi çıkmış, “Türk kanı Arap kanı bir kandır” diyerek… Müslüman Kardeşler’in doğurduğu örgütlerle el ele, Türk askerini İsrail’e karşı sevketmenin planlarını yapıyor. Arabın sevdasıyla yanıp tutuşan Recep Tayyip Erdoğan’ın ise, sırf kendi paçasını kurtarma uğruna… bu planın Türkiye’deki öncülüğünü üstlendiği son günlerde kendi sözleriyle ortaya çıktı.

Davos’ta başlayan one minute sürecinin bir sonucu ABD’de beliren Türkiye ile ilgili görüş ve politika değişikliği yüzünden, Erdoğan’ın kapıldığı dehşetli telaşın farkında mısınız? Gerçek şudur: Recep Tayyip Erdoğan’ın suyu, ABD’de kaynadı.

Son günlerde gelişen durumu inceleyip, şöyle derine doğru bir analiz yapalım:

ABD devleti’nin politikası, şu veya bu haberle, şu veya bu köşe yazısıyla medyada belirtilir. Bu durum, Erdoğan’ın kafasına dank etti. Batı medyasının, özellikle ABD medyasının, The New York Times’ın, Washington Post’un, en sonunda Erdoğan’ın yüzündeki maskeyi nasıl düşürdüğünü gören Başbakan Tayyip hırçınlaştı.

En sonunda… Hem Beyaz Saray, hem ABD yönetimi, hem ABD medyası, Recep Tayyip Erdoğan’ın ılımlı İslam hikayesinin aslı astarı olmadığını… Erdoğan’ın gerçek karakteri Batı düşmanı bir Şeriat takiyyecisi olduğunu anladı.

Türkiye’yi kendi emelleri için kullanan Başbakan Erdoğan’ın da paçaları tutuştu.

İş işten geçmiştir. Başbakan Erdoğan Amerika’ya yine danışmanını gönderip, bu adamı, yani Erdoğan’ı lavabo deliğinden aşağı süpürmeyin, tepe tepe kullanın mesajını verse de faydası yoktur. Adamın takkesi düştü, çok çirkin keli göründü.

Şimdiye kadar AKP iktidarıyla işbirliği yapan, polise, yargıya adamlarını yerleştirip Ergenekon saçmalığı ile Türkiye’yi karıştıran asker düşmanı Cemaat’in ABD’de yerleşen hocası da durumu gördü. Washington Post ve The New York Times gazetelerinde, Beyaz Saray’a, ABD yönetimine mesaj üstüne mesaj gönderiyor: Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarıyla, ABD ve İsrail konusunda hemfikir değiliz!

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da fırsat bu fırsat, bu konuda söylediklerine dikkat buyurunuz: “Hoca her zaman olduğu gibi haklıdır.”

Sen de mi Brutus? Bülent Arınç neyin peşinde, ne yapmak istiyor, oyunu nedir? Bülent Arınç ABD yönetimine, ABD medyasına ve üstelik mahut Cemaate önemli bir mesaj veriyor. İsrail ve ABD’ye karşı yapılan düşmanlığın, yanlış işlerin sorumlusu AKP değil, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ben başbakan olursam işleri düzeltirim!

Cemaat lideri ve Bülent Arınç gibi işlerin çığırından çıktığını en sonunda idrak eden Recep Tayyip Erdoğan ise, kendi paçasını kurtarmak için ABD’ye ve AB’ye, çok tehlikeli mesajlar gönderiyor: Benimle uğraşmayın, Avrupa Birliği Türkiye’yi üye yapmakla mükelleftir. Yoksa, İsrail ile çatışma çıkartırım, Ortadoğu’yu karıştırırım!
Ülke toplumları iyice gözlerini açmalı… Recep Tayyip Erdoğan, Müslüman Kardeşlerin Hamas gibi örgütleriyle, hatta İslami terör ile el ele, Türkiye’yi İsrail’e karşı savaşa sokarım tehditleriyle ortalığı karıştırıp iktidarda yeleşmek istiyor. Bütün patırtının amacı budur, Araplarla yapmakta olduğu işbirlikçiliğin, kan yoldaşlığının hedefi budur.

Bu çok tehlikeli adam, Ermenistan konusunda kaypaktır. Bugün söylediği, yarın söyleyeceğine uymaz. Ermenistan açılımı, PKK açılımı gibi derme çatma politikalarıyla burnunu her soktuğu işte burnu kırılan Recep Tayyip Erdoğan’ın, en çirkin, en zararlı tavırlarından biri… ülkenin Güneydoğusu’nda gelişmekte olan terör olaylarına karşı sergilediği duygusuzluktur.

Genç bir teğmenin eşi, kırk yedi günlük yeni gelin Pınar Akdağ, evinin balkonunda PKK roketiyle öldürülür… Recep Tayyip Erdoğan’ın gözleri vardır görmez, kulakları vardır duymaz. Şehit cenazelerinde boy gösteremez.

Ne olur ne olmaz, kızgın halk yüzünden başıma ne gelir endişesi, Ergenekon saçmalığı ile ordunun kumanda zincirini tasfiye etmeye kalkan bu densizin yüreğini hoplatır. Fakat… bir laf eden vatandaşın ağzını kapatan azgın kabadayılardan kurulu koruma ordusuyla Trabzon’a giderek, stadyum yapacağız diye övünmekten geri kalmaz.

İşi gücü övünmektir ama, ortada dişe dokunan, ülkeye yararlı bir işi yoktur. Onun derdi, PKK’nin her gün şehit etmekte olduğu asker, ya da teğmenin gencecik yeni gelini değildir. Erdoğan’ın derdi, var mı yok mu Arabı kullanarak, İsrail’e karşı tavır koyarak, iktidarda kalmayı becermektir.

Araplarda petrol parası var; petrol gelirlerinin üstüne oturan Arap kral ve şeyhleri, Erdoğan ile eşi Emine’nin kader yoldaşlarıdır.

Emine’nin parmağında servet değerinde yüzükler… Beyzademin bileğinde kırk bin dolarlık saat, sırtında zenginin elbisesi, ayağında, Boğazda beş lüks villayı bir çırpıda satın alan yeni milyonerin pabuçları…

Para… para… para… hırs… hırs… hırs.. tamah…tamah…tamah… açgözlülük…

Yolsuzluklardan sıyrılmak için de, Batı’da kopan fırtınaya, ülkedeki huzursuzluğa rağmen iktidarda kalabilmek.

Arap kanı, Türk kanı… Ya Azerbeycan, Kırgızistan ne kanı?

Arap sevdalısı Azerbeycan’ı küstürdü. Kırgızistan’da kıyamet koptu, Kırgız Başbakanı Rosa Otunbayova iç savaşı önlemek için Rusya’nın asker göndermesini istiyor. Arap sevdalısından ise tıs çıkmıyor. Bu adam hangi Arap ülkesinin başbakanıdır?

İbreti alem için Recep Tayyip Erdoğan’ın kıvırdıklarına bakınız: “Biz doğru bildiğimiz yoldan ayrılmayacak; mazlumun hakkını savunmaktan asla ve asla vazgeçmeyeceğiz.”

Püüüüfffff… Hangi doğru yol, hangi mazlumun hakkı?

Arap mazlumun hakkı… Ülkede işsizlik, sefalet, açlık kol geziyor… PKK terörü, yanlış polikasının bir sonucu azgınlaştı, gencecik askerler hergün şehit oluyor. Bu vatandaşlar, askerlik yan gelip yatma yeri değildir diye kafasındaki ordu düşmanlığını sergileyen Erdoğan’a göre mazlum değildir!

Türkiye’nin dış politikada Batı’dan kopup Arabistan’a yöneldiği konusunu duymayan kaldı mı? AKP iktidarının Çankaya’daki Başkatibi bunları duymuş ama anlamamış. Ne diyor? “ Eksen kayması yok. Burası Avrupa, orası Asya, burası da köprü.”

Ne köprüsü? Recep Tayyip Erdoğan’ı, Başkatibi, AKP’yi kurtarma planlarının Arabistan köprüsü. 14 Haziran 2010

Yorumlar kapatıldı.