İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Etnik imtiyazlar parçalanmanın habercisi Murat Çabas

Etnik imtiyazlar parçalanmanın habercisi

Murat Çabas

Türk milletini etnik olarak parçalama, bugünün projesi değildir. Asırlardan beri batılı ülkeler bu proje üzerinde durmaktadırlar.
Hatta “Şark Projesi” denilen proje bu amaca hizmet içindir.
Nedir Batılıların Şark Projesi?
Türkler Orta Asya’dan Anadolu’ya geldiler, burada bulunan Rum’u, Ermeni’yi, Keldani’yi, Süryani’yi, Yezdani’yi kısaca bu coğrafyada bulunan değişik etnik gruplardaki insanları önce Müslümanlaştırdılar ardından da Türkleştirdiler.
O halde bu, Müslüman olup da kendine Türk diyen etnik gruplar bir şekilde kandırılır da yeniden Hıristiyanlaştırılırsa o zaman doğal olarak etnik kökenler ön plana çıkar, Türk milleti diye bir şey kalmaz, kalanlar da Orta Asya’ya geri dönerler.
Böylece Anadolu coğrafyası bölük pörçük olur ve kolayca yutulabilecek lokma haline gelir.
İşte Dinlerarası Diyalog ve Medeniyetlerararası İttifak projelerinin hizmet ettiği amaç kısaca bu…
Burada önemli bir husus var: Batının gayesi bu coğrafyayı değişik etnik kökenlere de bırakmak değildir. Şark Projesi asıl hedef için sadece bir geçiş aşamasıdır.
Önce bütün parçalanacak, sonra da birbirinden ayrılmış olan parçalar tek tek ele geçirilecek.
Anadolu coğrafyasını Türklere bırakmayacak kadar hesaplı ve kararlı olan batılılar sizce Kürt’e bırakır mı? Peki ya Laz’a, Çerkez’e, Süryani’ye…
Batılıların diğer coğrafyalarda yaptığı istilalara bakılırsa, önce parçalamıştır, sonra bu parçaları birbirine düşürüp çarpıştırmıştır. Onlar da perde arakasında kadeh tokuşturup parsayı toplamıştır.
Bakın Irak’a, bakın işgal altındaki Afganistan’a, Afrika ülkelerine, bakın Pakistan’a…
Sürekli iç savaş, çatışma, patlama, ölü, kan ve gözyaşı…
Batılı, bu coğrafyalarda fırsat buldukça kendisi de vuruyor ama genellikle burada insanların birbirlerine vurmalarını teşvik ediyor.
Eğer Türk milleti de batının böl–parçala–yut oyunlarına kanar da batının bu noktadaki rüzgarlarına kapılırsa, aynı kargaşalar Türkiye’de de yaşanmaya başlayacaktır.
Bu noktada Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın uyarıları oldukça önemlidir.
Yapılan “Kürt açılımı” gibi açılımlarla bir etnik gruba imtiyaz tanınmasının büyük tehlikeler doğuracağına işaret eden Prof. Dr. Baş, “İmtiyazların hakim olduğu bir memlekete ‘ideal ülke’ denemez. Bölünmüş, parçalanmış, bölük pörçük olmuş ülke denir. Önce üniter yapı ortadan kalkar, federatif yapı devreye girer, ondan sonra da herkes kendi başına buyruk olur. Çıkarılan self–determinasyon yasası ile de Kürt’ün, Laz’ın, Çerkez’in, Rum’un ayrı bir devlet kurmasının önü açılır” dedi.
Siyasilerimiz bu tarihi uyarıları dikkate almalı, batı tavsiyeli açılım politikalarına derhal son vermelidir. Bu gidişat asla hayırlı değildir.
Daha fazla özgürlük vereceğim derken, etnik unsurlar ön plana çıkartılırsa bu büyük bir fitneye yol açacaktır.
Millet birlik ve beraberliğini kaybedecek, herkes birbirine düşman gözüyle bakmaya başlayacaktır.
Herkes başkasına verilen hakkı fazla görecek, bu da hem siyasi iradeyi yoracak, çünkü kimseyi tatmin edemeyecek, hem de millet birbirine düşecektir.
Batılı ülkelerin de zaten planladıkları bu tablodur, siyasilerimiz bu kötü neticeye bilmeden kapı aralamamalıdır.

Yorumlar kapatıldı.