İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alkışlanmayacak yazı Nagehan Alçı

Alkışlanmayacak yazı 

Nagehan Alçı nagehan@nagehanalci.com

Aşağıda çizdiğim tablo reel politikayı anlatıyor. Yani olanlar ve olacakları. Olmasını istediklerimi değil. Öyle olsa elbette farklı şeyler yazardım. Kahramanlık yazıları yazmak kolay. Prim de yapıyor üstelik. Ama derdim prim yapmak değil, pek de sevimli olmayan gerçekleri anlatmak.

***
O nedenle alkış almamak pahasına İsrail’in gücü ve bunun Türkiye’ye zararlarından bahsetmek zorundayım.

Ana karadan kopuş ve Ermeni meselesi
Bugünü yani 9 Haziran 2010’u not alın bir kenara. Çünkü bugün Türkiye tarihi açısından bir dönüm noktası. Ana karadan kopup uzaklaşıyoruz adeta. BM Güvenlik Konseyi’nin İran ile ilgili yaptırımlarına ‘hayır’ oyu vererek, Batı bloğuna ‘ben başka sularda da yüzebilirim arkadaş’ diyoruz.

***
Bundan sonra ne olacak?
İsterseniz bugünden başlayalım: BM’deki oylamanın ardından ABD Kongresi Dış İlişkiler Komitesi’nde ‘Türkiye nereye gidiyor?’ başlıklı bir toplantı var. Bu komiteyi yakın geçmişte anmıştık, hatırlarsınız. Geçtiğimiz haftalarda Ermeni soykırımı tasarısına verdiği ‘evet’ oyu ile. Komitedeki Yahudi üyeler oldukça baskın. Bu üyeler önceki yıllarda bize destek veriyorlardı ancak şimdi bırakın desteği aleyhimize en büyük lobiyi yapıyorlar, tahmin edeceğiniz üzere.

***
Bir sürpriz olmazsa bu lobi ‘Türkiye, şer ekseninin liderliğine soyundu’ tezinden yola çıkacak ve Ermeni soykırımı tasarısının en kısa sürede kongreye gelmesi konusunda bastıracak. İşler böyle giderse Obama yönetimi, tasarının geçmesini engellemek için harekete geçer mi? Kuşkuluyum.

***
Şimdilik rafa kaldırdığımız Ermeni soykırımı tasarısı, son İsrail krizi ve ardından gelen İran kararı ile bağlantılı olarak ABD’de canımızı yakabilir kısacası.

Asıl suçlu Obama
AslInda Obama’nın cesaretlendirmesiyle başladı her şey. İlk plana göre Türkiye İran’ı diyalog zeminine çekecekti. Bu isteği memnuniyetle yerine getirmek için Erdoğan hükümeti kolları sıvadı sıvamasına ama o sıralarda ABD’de esen rüzgar değişti. Başını Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın çektiği kanat, İran konusunda diyaloğun işe yaramayacağına, yeni yaptırımlara gidilmesi gerektiğine ikna etti Obama’yı. Ancak Obama ikna olurken bir ayrıntıyı unuttu: Türkiye’yi bu değişiklikle ilgili bilgilendirmek!

***
İpler işte bu nedenle koptu. İki müttefik, birbirine paralel zannederek aslında birbirine zıt politikalar ürettiler. Sonunda öyle bir noktaya gelindi ki, 180 derece uzak düştüler. 

Yazının tamamını adresinde okuyabilirsiniz.İzin verilmediği için yazının tamamını yayımlayamıyoruz.
Hyetert 

Yorumlar kapatıldı.