İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Uzak-yakın ülkeden gelen mektup

ALBATROS
RAGIP ZARAKOLU
Uzak-yakın ülkeden gelen mektup
Bu coğrafya’da Ermeni olmanın yükü ağırdır. Ama hem Ermeni hem solcu iseniz bu yük daha da ağırlaşır. Ocak ayında Ermenistan’ın Vardaşen Mahpushanesi’nden “Acı Bir Kayıp” bir mektup ulaştı elime. Bir “Çınar”, bir “Eski Tüfek”, “Deli” namıyla maruf Kevork Yoldaş, sonsuzluğa doğru yelken açan bir tekneyle ayrılmıştı aramızdan.
Hapisliğin en kötü anlarından biri, hep yeniden buluşmayı, kucaklaşmayı hayal ettiğiniz bir sevdiğinizi yitirdiğinizi öğrendiğiniz andır. Sanki ağır bir tokat yemiş gibi olursunuz, olduğunuz yerde sallanırken. Hayal ettiğiniz o kavuşma anının asla gerçekleşmeyeceği dank eder kafanıza. Bir yandan da bir suçluluk duygusu kaplar içini. Keşkeler kovalar birbirini. İşte o an gerçek mahpusluğun başladığı andır. 

12 Eylül sonrasından ve onu izleyen Kürt savaşında az insan yaşamadı bu duyguyu zindanda…
Oğul, yoldaşı saydığı babasının sonsuza intikal edişini şu satırlarla duyuruyordu bizlere:
“Kevork Yoldaş, TKP tevkifatlarından nasibini almış bir hem Ermeni ve hem komünisttir. Hiç bir koşulda Ermeniliğini de ve komünistliğini de saklamamış, her iki kimliğiyle iftihar etmiş ve bu niteliklerinden ötürü “T.C” işkencehanelerinden ve cezaevlerinden geçmiş, 1974 “affı” ile “özgürlüğüne” kavuşmuş bir yoldaşımızdır. Anısı ışığımız olsun!
Sireliner, 1915’te durdurulmak istenen saatimizi tik-tak…tik-tak yeniden çalıştırma görevini yerine getirmiş neslin temsilcisi, “T.C” mahpusanelerinde Ermeni kimliğini başı dimdik bir direniş örneğiyle omuzlamayı kader bilmiş, “Düşmana inat bir gün fazla yaşamak” amacıyla baskı, zulüm ve hakarete maruz kalmayı tek bir defa bile sineye çekmeden hep insanlık onuruna sadık kalma şerefine nail olarak yaşadığı 81 eziyet dolu senelerine, bir de “Der-Zor’a ertelenmiş sürgün” 3 göçü sığdırmak zorunda kalmış olan, Kilikya Ermenilerince 

“Deli Kevork”, diğer halktan olanlarca “Gavuroğlu” olarak tanımlanmış sevgili babam Kevork Dzeruni HATSPANİAN, 28 Ocak 2010 günü Köln’de vefat etmiştir. Doğup büyüdüğü anavatanından uzak ve bize yabancı yerlerde toprağa verilme acısıyla dünyevi yaşama veda eden babamın ruhu eminim şimdi Adıyaman’dan İskenderun’a uzanan sıradağlarda özgürce kanatlanıp uçmaktadır. Dürüst, namuslu, onur dolu, hep insanca yaşama arzu ve özlemiyle çarpmış koskoca bir yürek taşımış babamın anısını yaşatacak, gerçekleştiremediği tüm rüyalarının da “deli” mırasçısı olmaya çalışacağım ! Sarkis HATSPANIAN “Vardaşen” Mahpusanesi, Ermenistan – 29 Ocak 2010.” 

Sakis Hatspanyan, Ermenistan’da hayli olaylı geçen genel seçimler sonrasında gözaltına alındı. Herhangi bir somut suçlama olmadan gözaltında tutulan Hatspanya’nın serbest bırakılması için benim de imza verdiğim bir kampanya başlatıldı. Aşağıda Devlet Başkanı Serj Sarkisian’a yollanan imza metnine yer vermekteyim: 

“Sayın Başkan
Ermeni halkının yiğit evladı, Sarkis Hatspanian’ın Başkanlık seçimlerindeki siyasi tutumundan dolayı kasım 2008 tarihinden bu yana Yerevan’da siyasi tutuklu olduğunu üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. 

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi; Ermeni devrimciler, uluslararası devrimci harekete başından beri omuz vermişler, birçoğu bu yolda hayatını kaybetmiştir. 1789 Fransız Devrimi’nde yer alan İsdepan (Etienne) Vosgan; Haziran 1915’te diğer Ermeni sosyalist yoldaşlarıyla birlikte idam sehpasına tırmanırken “yaşasın sosyalizm!” diye haykıran Paramaz (Matdeos Sarkisyan) 1915 Soykırımından sağ kurtulabilenlerden, bulundukları ülkedeki devrimci mücadelelere omuz verirken yaşamını yitiren Şadarevian (Lübnan), Boğosyan (Bulgaristan), Armenak Bakırcıyan (Orhan Bakır – Türkiye) bunlardan yalnızca birkaç tanesidir. Dahası, Ermeniler, 1936 İspanya İç savaşında Devrimci müfrezeler içinde yer almışlar, Aşot Artiesyan, falanjistlere karşı dövüşürken yaşamını kaybetmiştir. Ve nihayet, 1940’larda Nazilere karşı direnişte ön safta yer alıp kurşuna dizilen efsanevi Manuşyan (Komutan Charles)’ın adını anmak gerekir. 

Bu devrimci geleneğin son kuşağından Aleksandrette/İskenderun doğumlu Sarkis Hatspanian Türkiye devrimci hareketi içinde yetişmiş, 1980 cuntasından sonra kovuşturmaya uğramış, tutuklanıp 12 Eylül tezgahında işkence görmüştür. Bunun ardından, kaçak yollardan ulaştığı ve mülteci olarak yaşadığı Fransa’da kendini geliştirmiş, sanat dünyasında isim yapmıştı. Ne ki, Ermeni halkının bu yiğit evladı, ülkesinin ve halkının çağrısıyla Fransa’daki koşullarına sırtını dönüp, Ermenistan’ın kuruluşuna katılmak üzere halkının yanına koşmuştur. Bu konuda hiçbir özveriden kaçınmadığı da malumunuzdur.
Sarkis Hatspanian’ın, bir yılı aşkın süredir hakkında hiçbir suçlamada bulunulmaksızın ve muhakeme edilmeden cezaevinde tutulması, bizleri derin bir üzüntü içinde bırakmaktadır. Kendisinin bir an önce serbest bırakılması için gerekli girişimlerde bulunarak, özgürlüğüne kavuşmasına, ailesine, dostlarına, yoldaşlarına kavuşarak, her zaman yanında olmak istediği halkının arasına dönmesine yardımcı olacağınıza inanmak istiyoruz.” 

Bugün Türkiye’de uydurma gerekçelerle, TMY’nin kötü yazılmış suistimale açık maddeleri mesnet gösterilerek, gözaltında tutulan Mehmet Yeşiltepe ve Murat Akıncılar gibi Türkiyeli sosyalist yazarlarla ilgili Ankara Düşünce Özgürlüğü Platformu’nun açıklamasına da yer vermek istiyordum. Öteki yazıya kaldı. Hasılı dünyanın her yerinde sosyalist olmak zor zanaat. Ama olumlu şeyler de oluyor. Devrimci Yazar Kutsiye Bozoklar’ın cenazesine katıldıkları için TMY temelinde tutuklanan Sanat ve Hayat Dergisi yayın yönetmeni Hacı Orman ve arkadaşları serbest bırakıldılar. TMY’nin Türkiye’yi Quntanamo Üssüne çevirmek üzere, 1000’in üstünde Kürt toplum önderinin tutuklanması bunun kanıtı. Antikomünist eğilimin son dönemlerde yeniden boy göstermesi ile, keyfi tutuklamalar da artmış vaziyette.

Yorumlar kapatıldı.