İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“AL BİRİNİ VUR ÖTEKİSİNE”  Mustafa Elveren

“AL BİRİNİ VUR ÖTEKİSİNE”

Mustafa Elveren – Em. Öğrt.

Son günlerde Türkiye’nin önde gelen bazı gazetelerinde, internet sitelerinde ve benzeri yayın organlarında; “Zorunlu Din Dersleri yetmedi, şimdi de imam kaymakam, imam vali, imam savcı-yargıç dönemi geliyor”, “Askeri okula ilahiyatçı hoca… Orduda imam hatip kökenli ilahiyatçılar dönemi başlıyor” şeklindeki haberler dikkatimi çekti.

İlk bakışta; sanki Türkiye’de bu güne kadar demokratik ve laik bir düzen varmış, sanki önceki iktidarlar Türkiye’yi çok iyi yönetmişler ve bu günkü iktidar tarafından ülke gericileştirmek isteniliyormuş, gibi bir görüntü verilmektedir. Ancak, biraz farklı ve daha dikkatli düşününce, gerçeğin böyle olmadığı anlaşılıyor.

Demokratik ve laik bir sistem olmadıktan sonra, ha ittihatçı olmuş, ha ilahiyatçı olmuş, ne fark eder? Bunların özde birbirlerinden farkı yoktur. Sadece biçimde farklılık gösteriyorlar. Yani biri takunyayla, diğeri ise, postalla halkı korkutuyorlar. Daha açık bir ifadeyle; biri ayağındaki postalı gösteriyor, diğeri de postal kadar insanı darbeleyen takunyasını göstermektedir. Dersim’in Alevi-Kızılbaş köyüne cami yaptıran “Atatürkçü” vali ile Ordu’da camilerdeki pisuvarları kaldıran “Müslüman” valinin arasında ne fark vardır? “Al birini vur ötekisine”.

Yıllarca Türkiye’de başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yönetimin başında bulunan Süleyman Demirel’in şu söylemi tüylerimi ürpetti. “…Devlet, devlet politikası olarak adam öldürür, diğeri cinayettir” (Radikal-24.07.2009). Süleyman Demirel hem takunyacı, hem de kalpakçıydı. Doğrusu Demirel’in vatandaşını öldürecek kadar sevdiğini bil(mi)yorduk.

Bu günkü iktidar da, ana muhalefet de bu resmi ideoloji zihniyetinin eseri değil midir?

Ha ittihatçı, ha ilahiyatçı,
Ha kalpak, ha sarık,
ha kışla, ha cami,
Ha postal, takunya,
Sevgili Baskın Oran Hoca’nın dediği gibi; “Bu vaziyette Kemalizm’in dinden ne farkı kalıyor? Koşup ziyaret edilen Anıtkabir’in kurban kesilen Eyüp Sultan’dan, kanıt gösterilen Nutuk’un mehaz gösterilen Kuran’dan ne farkı var Ulusalcı müminler açısından?” (Baskın Oran-26.04.2009 / Gomanweb) Baskın Hoca’nın bu tespitinden hareketle; hepsini al birbirine vur.
Adından başka hiçbir niteliği olmayan Türkiye Cumhuriyeti’ni; evrensel niteliklerdeki “laik ve demokratik” bir yapıya kavuşturuncaya kadar hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. Dünya siyaset konjonktürü gereğince, AB-ABD’nin etkisiyle olası yapılacak “Demokratik Açılımlar”ın ülkemiz açısından yararlı olacağını düşünüyorum. Bu günkü dünya siyaset konjonktürünü dikkate almak durumundayız. Aksi halde, bu güne kadar olduğu gibi yine takunyacılar ile postalcıların ürettiği “Türk-İslam” sentezli ninnilerle uyumaya devam edeceğiz.
08/08.2009

MUSTAFA ELVEREN

E-POSTA : mustafaelveren@gmail.com

WEB : www.gomanweb.com

Yorumlar kapatıldı.