İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İncilerimiz dökülmez! Yağmur Atsız

Yağmur ATSIZ
İncilerimiz dökülmez!

Çarşamba günü hayırlısıyla ilk sigara yasağı cinayeti işlenmiş. Rabbime şükürler ola, fazla bekletmedi. Tıpkı yazıda ilk cümle, aşkda ilk bûse gibi zincirleme katil olaylarında da ilk cinayet en zorudur. O eşik aşıldı mı gerisi çorap söküğü misali gider ilamaşallah. Böylece bu sahadaki maharetimizi bir kere daha gösterme fırsatı buluruz bütün dünyaya. Düşmanlarımız hasedinden çatlasın!

Gelelim asıl konuya:

Bu devlet onyıllar boyu sadece Kürd kökenli yurddaşlarının anasından emdiğini burnundan getirmedi. Prof. Kemal Karpat`ın şöyle bir `anahtar` cümlesi var: `Halkına bu kadar eziyet eden başka devlet yokdur!`

İçinde mübalaga payı bulunmakla beraber esasen doğru değil mi? Eğer Türkiye sevgisinden ötürü Amerika`da `Mister Turkey` lakabıyla anılan Sayın Karpat bile bunu söylüyorsa daha ne ekleyeceksiniz? Demek istediğim, bu devletden yalnızca Kürdler değil Türkler de çok çekmişdir. Ama onlar aslî unsur oldukları için direnmeleri de daha etkili olabiliyor. Nitekim bu direnme sonucudur ki bugün oturup bunları konuşabiliyoruz. Öte yandan yine tıpkı Kürdler gibi `aslî` unsur olmakla beraber sayıca fevkaláde zayıf olmaları hasebiyle seslerini yeterince duyuramayan gruplar da var. Bu devlet Türklerle Kürdlere zulmetdi de Ermenilere, Rumlara, Süryanîlere ve hatta o kendilerine gösterdiği `alicenablık`la kasım kasım kasıldığı Yahudilere kuştüyü döşekler serip altın kupalarla kuş sütü mü ikram etdi?

Benim teklîfim meselenin `bütüncül` zaviyeden ele alınmasıdır. Çift taraflı zatürree olmuş biri için `Önce sol ciğeri tedavî edelim, öbürüne bilahare bakarız.` diyemezsiniz.

O bakımdan yapılacak olan bence şudur:

Devlet, `tekmil` yurddaşlarını sahiblendiğini göstermek üzere önemli üniversitelerde, tıpkı Kürd Dili ve Kültürünü Araştırma Enstitüleri gibi, Ermeni/Rum-Bizans/Süryánî/Yahudi-Ladino kültürlerini araştırma enstitüleri kurmalı ve bu eşsiz tárihî hazinelerin DE BİZİM olduğunu ısbatlamalıdır. Unutmayalım ki bizler 950 senedir buradayız. Onlarsa, Yahudiler hariç, HEP buradaydılar.

Ayrıca gayrı-müslimlerin devlet hizmetine girmesini GİZLİCE AMA Fİ`LEN yasaklayan engeller bertaraf edilmelidir. Gasbetdiğimiz gayrı-müslim vakıf mallarının iádesi ve Ruhban Okulu`nun tekrar açılmasına gelince bunu zikretmeği dahî záid addederim.

Dikkat buyrulursa Ermenistan ve Kıbrıs Rumlarından sözetmiyorum. O bir bahs-i dîger.

Türkiye çok önemli ve değerli bir başka adım da son 100 sene boyunca ülkeden sürüp atdığımız bütün gayrı-müslimlere, isterlerse, tekrar Türk vatandaşlığı hakkının geri verilmesidir. İspanya bunu 1492`de kovduğu ve bize gelen Yahudiler için yapdı ve bütün dünyádan alkış aldı. Bize kaç kişi döner bilemem. Fakat önemli olan Samimi bir jestdir.
İlaveten 1930`larda Midyat`dan Haleb`e kaçmak zorunda bırakdığımız Süryánî Kadîm Kilisesi Patrikliği`ni de behemehal geri getirmeliyiz. Bu bir haysiyet ve şeref meselesidir.

Kimsenin ödü patlamasın! İncilerimiz dökülmez!

Tam tersine birkaç nadide inci kazanırız.

Yorumlar kapatıldı.