İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Üç Horan Seçimleri ve Agos – I

Gectigimiz Pazar gunu yapilan Beyoglu Uc Horan Kilisesi secimleri ile ilgili olarak yazmaya daha once karar vermistim. Beklememin sebebi Persembe gunu yayimlanacak olan Agos gazetesini gorebilmekti. Dun gazeteyi elime aldigimda durumun bekledigimin de otesinde oldugunu farkettim, adeta urperdim, elimdekinin gazete degil baska bir sey oldugunu hissettim. Agos toplumu bilgilendirmekten sorumlu bir haberlesme araci olmaktan cikmis, toplumu yonlendirmekte kullanilan bir yonetim araci haline donusmustu. Bunun da yeni ortaya cikmis bir durum oldugunu soyleyemeyiz, kalinan yerden devam edildigi soylenebilir pek pek. Ancak eskiye gore cok daha bariz, acemice ve cirkin sekilde yapildigini da soylemekte fayda var. Tum bu olanlar arasinda beni en cok sasirtan Etyen Mahcupyan’in durumu. Mahcupyan, zamaninda benim cok begendigim, kendisini bilincli olarak cemaatin disinda tutan ve bu kararina saygi gosterdigim, sadece etnik kimligi Ermeni olan bir solcuydu. Agos’un basina gectiginde cok kisi gibi ben de onun kisiliginin Agos’un cizgisine, cemaat ici cekismelere uymayacagini ve yollarin bir sure sonra ayrilacagini dusunuyordum. Oysa, gelinen noktada Mahcupyan’in mukemmel bir cemaatci hatta cemaat ici cekismelerin bizzat kaynagi haline gelmesini saskinlikla izliyorum.

Uc Horan konusuna gelirsek, bu vakfimiz bir yandan Beyoglu gibi cok degerli bir bolgede cok sayida mulke dolayisi ile ciddi bir gelire sahipken, diger yandan da Istanbul’un en fakir semtlerinden olan Dolapdere, Tarlabasi gibi bolgelerde cok sayida fakir secmeni barindiriyor. Normal sartlarda, hic bir vakfin birinci gorevi bolgesindeki insanlara bakmak olamaz ancak bu semtin soz konusu durumu onu digerleri arasinda farkli bir noktaya getiriyor. Gectigimiz yil kurmus oldugumuz yardim dernegi sayesinde uzun zamandir bu bolgeyi izliyorum. Kurtulus Meydani’na kadar olan bolge ilce olarak Beyoglu’nun, Kilise olarak da Uc Horan Kilisesi’nin kapsamina giriyor. Biz su anda genel olarak Ferikoy Kilisesi’nin bolgesinde faaliyet gosteriyorsak da Uc Horan’a bagli ailelerden Kurtulus’a yakin oturanlara da yardimda bulunuyoruz. Soz konusu ailelerin buyuk cogunlugu Sinop’lu ve gercekten cok buyuk fakirlik icerisindeler. Ancak bu bolgede secim oldugunda farkedilebilen bu ailelerin durumu cok daha once gundeme getirilmeliydi. Agos’un bu ailelerle ilgili olarak 2 haftadir dile getirdigi cok garip bir iddia var. Aslinda kilise bu ailelere cok daha fazla yardim edebilirmis de, yardimlara muhtac kalsinlar ve secim zamani yardim miktari arttirilip oylari garanti altina alinabilsin diye kasten az yardimda bulunuyormus. Dogrusu bu kadar sacma bir mantik az bulunur. Peki, kilise yuksek miktarda yardim yapsa ne olacakti? O zaman adamlar zaten bu durumdan memnun olacagi icin yine eski yonetime oy vereceklerdi. Bu durumda yardim az da olsa cok da olsa bu secmenlerin baska bir yonetime oy verme olasiligi bulunmuyor. Ben Vakfin aylik gelirini bilemiyorum, bu yuzden yapilan yardimlarin az mi cok mu oldugu konusunda bir yorumda bulunamam. Ancak yardimdan faydalanan kisi sayisinin cok buyuk boyutlarda oldugunu soyleyebilirim. Aylik yardim gununde kilise bahcesinde oturan biri bunu rahatlikla gorebilir. Elde yeterli veri yokken “vakif yapabileceginden az yardim yapiyor” seklinde bir iddia ortaya atmak ise ancak Agos gibi, kendi listesini desteklemek pesinde olanlarin yontemi olabilir. Sari Liste’nin bizzat Agos onderliginde olusturulmus oldugunu heralde duymayan kalmamistir, o yuzden basta soylemek ihtiyaci duymadim.

Gazetenin bu son sayisina goz atarsak, basindan sonuna kadar eski yonetimi suclayan, secimde usulsuzluk oldugunu belirten haber ve yorumlarla dolu. Baska semtlerden insanlar tasinip oy kullandirilmis, oy kullanma hakki olan insanlara oy kullandirilmamis vs. Ben oncelikle bu haberlerin dogrulugunun ve yanlisliginin otesinde tek tarafliligina dikkat cekmek istiyorum. Bu konulari vakif yonetimi ile konussak tam tersi bilgiler verilecegini tahmin edebiliriz. Bu durumda biz kime inanacagiz? Taraf olan mevcut yonetime mi? Yoksa yine bu listeyi bizzat olusturmus olan, yani bir diger taraf olan Agos’a mi? Bir takimin teknik direktoru ayni zamanda macin hakemligine soyunursa onun verdigi kararlarin durustlugune kim inanabilir? Bu durumda konuyu kendi bilgilerimiz ve mantigimizla degerlendirmekten baska bir sansimiz yok.

Oncelikle, Etyen Mahcupyan’in son sayfada yazdigi yaziya bir bakalim: “Beyoglu’ndaki secmen sayisi, bundan bir onceki secimde 700 civarindaydi ama son yillarda bu semtin kiymetlenmesiyle birlikte diger ilcelere goc yasandi. Dolayisiyla, gercek secmen sayisi da muhtemelen 500 civarina inmisti. Mevcut yonetime alternatif olarak sari listenin ortaya cikmasiyla her iki kanat da kendi oyunu artirmak uzere Beyoglu’na ikametgah tasimaya basladi. Son gune gelindiginde toplam secmen sayisinin 600 ila 800 arasinda olacagi anlasilmisti. Nihayette sari liste 376 oy aldi. Eger ikametgahlarini Beyoglu’na aktarmis olan kabaca otuz kisiyi ve Beyoglu’nda oturdugu halde yeni ikametgah cikartan yaklasik yuz kisiyi saymazsak, ilcenin eski secmeninden de kabaca 250 oy alindigi anlasiliyor. Ote yandan herkesin oy kullanmayacagini dusunursek, bu oyun Beyoglu secmeninin cogunlugunu olusturacagini da kolaylikla hesaplayabiliriz. Her halukarda su acik: Bu secimler normal sartlarda yapilsa, en azindan basa bas bir mucadeleyi ifade edecekti.” Bu satirlarin Etyen Mahcupyan’in kaleminden cikmis olduguna inanmakta gucluk cekiyorum. Eski yazilarini hatirladigim yazarin ugrastigi konulara mi sasirayim, onun da otesinde sirf kendi destekledigi grubun normal sartlarda secimi kazanabilecegini soyleyebilmek icin yalan, yanlis 4-5 tane varsayimi pes pese siralamasina mi? Bunlarin neler olduguna da bakalim:

– Mahcupyan Beyoglu’ndaki secmen sayisinin bundan once 700 civarinda oldugunu ama semtin kiymetlenmesiyle bu sayinin 500 civarina indigini soyluyor. Bu kadar kesin rakamlar neye dayanarak verilebiliyor bilemiyorum. Mahcupyan’in “kiymetlendi” dedigi, yani secmenlerin ikamet ettigi semtler Dolapdere Caddesi’nin iki yanindaki sokaklar, Akarca yokusunun iki yanindan Dolapdereye inen sokaklar, Dolapdere’den Bilgi universitesine kadar olan bolge, Yenisehir ve Tarlabasi. Sayin Mahcupyan bu “kiymetli” semtlerde degil yasamaya yurumeye bile cesaret edebilir mi? Simdi bu 700 – 500 = 200 sayisini aklimizda tutalim.

– Secimlere dogru her iki grup da Beyoglu’ya ikametgah tasimaya baslamis. Sari Liste’nin tasidigi ikametgah sayisi 30’mus. Mahcupyan’in bunu nereden bildigi ayri bir soru, denilen dogru bile olsa buradan sadece Beyaz Liste’nin usulsuzluk konusunda Sari Liste’den daha basarili oldugu sonucu cikar. Bunlarin disinda bir de Sari Liste’ye oy verenler arasinda Beyoglu’nda yasayip da ikametgahi yeni cikartmis kimseler varmis. Dogrusu cok ilginc. Demek bu bolgede kilise ile hic ilgisi olmayan 100 kisilik bir populasyon vardi ve Sari Liste aday olunca “iste aradigimiz yonetim” deyip ikametgah cikarttilar ve blok olarak Sari listeye oy verdiler. Belki de bunlar bolge kiymetlenince oraya yeni tasinmis olan zenginlerdir. Her ne ise, bu 100 sayisini da aklimizda tutalim.

Mahcupyan devam ediyor: “Ne var ki, sonuc oyle olmadi. Mevcut yonetimin beyaz listesi gecerli toplam 1037 oyun 661’ini aldi. Bu ilave 300 kisi de nereden cikti? derseniz, bunlarin onemli bir bolumu usulsuz olarak oy kullanan, yani beyaz listeyi desteklemek uzere yasalara aykiri bir isleme alet olan vatandaslarimizdi.”

Benim mantigim “Bu ilave 300 kisi de nereden cikti?” sorusunun cevabinin soylendigi gibi degil, aklimizda tuttugumuz 200 ve 100 sayisinin toplamlari oldugunu soyluyor. Sari listenin getirdigi ithal oylari kamufle edebilmek icin, hayali bir varsayimla secmen sayisi 200 kisi azaltilmis 100 kisinin de zaten o bolgede bulunup ikametgahi yeni cikarttigi soylenmis. Sonucta, sayilari bu kadar carpitmak yerine, beyaz listenin gecen secimdeki kadar oy aldigini, bu secimdeki oy artisi olan 300 kusur oyun (1037-700) sari listenin aldigi oy sayisi olan 376 ile hemen hemen ortustugunu ve oylardaki bu artisin tamamen Sari Liste’nin ithal oylarindan kaynaklandigini gorebilmek zor degil. Sari listenin yerli oylarin yarisini aldigi ve bu 300 oyun eski yonetim tarafindan bolgeye tasindigi iddiasina kargalar bile guler. Sari Liste’nin Sason’lular tarafindan desteklendigini gazetenin her yerine yazilmis. Sason’lularin yogun olarak ikamet ettigi semt de Samatya degil mi? Zaten eski yonetim ancak kendi bolgesinde yapilan secimi kazanabilecegi icin secimi Istanbul geneline aldirmaktan kacinmiyor mu? Neyi tartisiyoruz ki?

Bolgede ikamet eden secmenlerin kime oy verdigini gorebilmeniz icin sizlere secim gunu yaptigim bazi gorusmeleri aktarmak istiyorum. Yukarida bahsettigim gibi orada yasayan bazi ailelere yardim ediyoruz. Pazar gunu oldukca hareketli bir secim oldugunu haber alinca kendilerine telefon acip 7-8 tanesi ile gorusebildim, ne yaptiklarini sordum. Istisnasiz olarak eski yonetime oy verdiklerini soylediler. Mahcupyan’in ulastigi sonuc gibi normal sartlarda basa bas bir mucadele soz konusu bile olamazdi. Bu arada kilise yonetimi tarafindan otobuslerle alinip oy kullandirilmaya goturulduklerini de soylediler, onu da belirteyim. Iclerinden biri ile gorusmem ise oldukca ilgincti. Kime oy vereceklerini sorunca beni Sari Liste ile baglantili biri sandi ve “Evladim siz de yardim ediyorsunuz sagolun ama Apik abi yillardir ne zaman basimiz sıkissa yanimizdadir, biz bir tek onu taniriz, baska birine oy vermeye elimiz gitmez.” dedi. Goruldugu gibi, secim bu bolgede yapildikca baska bir listenin en ufak bir sansi bile olamaz.

Yine beni cok rahatsiz eden bir konu, gazetenin Sari Liste’deki Sason’lu adaylar hakkinda “kurtlere oy vermeyin” dendiginden bahsedip, Istanbul’lu Ermeni – Tasrali Ermeni ayrimi yapildigini belirtmesiydi. Bu ayrimi bizzat yaratip sonra da ondan sikayet edenlere ne demeli bilemiyorum. “Biz Malatya’li ve Sason’lular olarak bir liste olusturduk secime giriyoruz.” dendiginde burada ayrimi kim yapiyor? Malatya’li ve Sason’lu olmayanlar mi? Hemserilige dayanan oy potansiyeline guvenip bir liste olusturuyorsaniz asil ayrimci siz olursunuz ve bu tip cirkin ifadelere de zemin hazirlarsiniz. Istanbul’luluk kimseye verilmis bir hak degildir ama sonradan gelen gruplar cemaate entegre olmaya calismak yerine kendi iclerinde gruplasarak en koklu kurumlari tek baslarina yonetmeye kalkarlarsa bu tip sorunlarin yasanmasi kacinilmazdir. Buyuk toplumdaki carpikliklari aynen kopya etmekte ustumuze yok maalesef.

Neticede, bu secimlerde kendi yonetim hevesi ugruna, cemaati yipratmayi, bolmeyi umursamayan tipik bir Agos vakasi yasanmistir. Kimse medya gucunu kendi cikarlari dogrultusunda kullanamaz, kullanmamalidir. Gecenlerde vakif yoneticisi bir arkadasimdan duydugum su soz beni oldukca uzdu. “Agos bize de bir camur atar diye korkuyoruz, onun icin arayi iyi tutmaya calisiyoruz.” Iste yasananlarin ozeti bu cumlede sakli. Kimse kusura bakmasin ama bu “bana dokunmayan bin yasasin” mantigidir. Ne zaman bir tepki vereceksiniz? Bir sari liste de sizin vakfiniz icin olusturulup tek tarafli olarak desteklenmeye basladiginda mi? Evet, Beyoglu’nda eski yonetimin de hatalari vardir mutlaka, yeteri kadar seffaf olmamistir, kadrosunu genclerle takviye edemeyip haleflerini yaratamamistir vs. Ancak burada durum farkli, basin gucunun tek tarafli olarak kullanilmasina, insanlarin ve gruplarin, yandaslar ve karsitlar seklinde ikiye ayrilmasina sahit oluyoruz. Tepki verme sirasi tam su andir, yoksa yarin aynisi size yapildiginda yaninizda kimseyi bulamazsiniz.

Sevgilerimle,

Aret Cicekeker 

Sevgili Aret,

Emegine, kalemine saglik.
Ayrintili bilgi veren yazini, birkac kez, gerceklerin altinin cizilmesi nedeniyle uzulerek ancak aydinlatmaya yonelik olmasi acisindan da sevinerek, mutlu olarak okudum. “Tepki verme zamani simdidir”, cagrina, soz konusu kisi ve kuruluslarin da duyarli ve aktif olmalari en buyuk dilegim…
Sayin Etyen Mahcupyan’in, cok uzun yillar sadik bir okuru ve hatta hayrani oldugum icin, gectigimiz yillarda benzer bir konuya iliskin yorumumu cok cok uzulerek kaleme almistim,ilgilenenler icin Hyetert arsivinden okunabilir:
https://web.archive.org/web/*/http://www.hyetert.com/yazi3.asp?s=0&Id=258&DilId=1

Bu nedenle,gecen birkac yilda, birikimine ve sagduyusuna cok guvenilir ve saygi duydugum bir insanin, gunumuzde cemaat ici cekismelerde veya girisimlerdeki, yanli ya da haksiz yargilarini okumak, duymak aci verse de, cok fazla sasirtmiyor.

Bir gazete… kurulusu ile, kadrosu ile tarih yazmis bir ekibe sahip bir basin organimiz… bu misyonu devam ettirmekle sorumlu olanlarin, tarafsizligi ve basin etiklerini gozardi edici, yipratici ve toplumumuzu dayanismadan uzaklastirici tutumlarini artik terkedip; tek yumruk olmaya cagrida bulunmalarini ne kadar isterdim..sanirim maalesef artik bu umudu tukettim..

Sevgi ve Dostlukla,

Nadya Uygun

Yorumlar kapatıldı.