İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İSRAIL’I ELEŞTİRMEK İÇİN YANIP TUTUŞMAK ANTISEMİTİZMDİR

İSRAIL’I ELEŞTİRMEK İÇİN YANIP TUTUŞMAK ANTISEMİTİZMDİR

Yelda Özcan,
27 Ocak 2009

İsrail’in yıllardır süren Hamas saldırılarına karşılık vermesiyle birlikte dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de antisemitizm „normal seviyesinin“ çok üstüne çıktı: antisemitler bu kez güvercin kılığında idiler, kahrettikleri de savaş değil, İsrail idi ve bir çırpıda da Yahudiler, Yahudilik/Musevilik.

Hamas bombalarının terörü altında son dört yılı ağır olmak üzere 8 yıl geçiren İsrail’de 6 aylık ateşkes sırasında çocuklar ateşkeste olan bir ülkenin çocukları gibi bile okula gidemediler, bahçede oynayamadılar, hafta sonu arkadaşlarıyla buluşamadılar. Çünkü ateşkese rağmen Gazze’den füze ve bomba yağıyordu – ateşkes sırasındaki şayi en az 538. İsrail Gazze’den çekilmeseydi, bu barışçı adimi atmasaydı, 1986 doğumlu Gilat Salid şimdi tıbbi bir laboratuarda çalışıyor olabilirdi. İslamcı üç örgütün Haziran 2006’da kaçırdığı Gilat hala Hamas elinde rehin. İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekildiği 2005 yılından bu yana oradan 6500’den fazla roket ve bomba fırlatıldı. Sadece 19–26 Aralık 2008’de mesela 170 roket düştü İsrail’e.

İsrail buna cevap vermeye kalktı ya, ilk atışta, ilk gün dünyanın bütün antisemitleri “bildi” ki onun bu yaptığı „insanlık dışı”dır, bu bir „katliamdır“, „insanlık suçudur“, „soykırımdır“. Kendi soykırımlarına bir türlü soykırım diyemeyenler, bunu inkâr edenler, Yahudi’yi fail olarak görmekte ve göstermekte hiç ikirciğe düşmediler. Türkiye’ye komşusu Suriye’den haftada 200 roket atılsa neler olurdu, bir hayal edin.

Her devlet gibi İsrail de vatandaşlarını -Yahudi, Arap! – koruma gerekçesiyle karşısındaki militer güce militer karşılık verdi. Ve 27 Aralık 2008’den itibaren neler oldu? Daha ilk ateşte R. Tayyip Erdoğan “İsrail insanlık sucu isliyor” dedi, İslamcı başbakanın izinde IHD soluğu İsrail Konsolosluğu önünde aldı. Cuma namazı çıkısı cihad ilan edenleri hiç eleştirmeyen, islimin iktidarı için demokrasilere karşı savaş açanları mazlum olarak kabul eden IHD ve benzerlerinin geldiği nokta bu, pogrom havasına katkıda bulunmak. Bunları takiben AKP’li İstanbul Belediyesi sokakları “Musa’nın çocuklarına” hitap eden pankartlarla donattı, Kayseri’de sendika üyeleri İsrail Büyükelçiliği’ne kan gönderdi, laik (!) CHP İsrail’i tekbirlerle protesto etti. Tehditkâr „Yahudiler bekleyin biz geliyoruz!“ afisleri, Yahudi’den alışveriş etme listeleri, duvarlarda üzerine çarpı çizilmiş Davut Yıldızları, Nazi sembolleri ve „Hitler bütün Yahudileri öldürseymiş de bugünler olmasaymış“ diyen gazete okurları [1] ve bunların sokak gösterileri…

Türkü, Kürdü[2], Sünni’si, Alevi’si[3] Yahudilere karşı pogrom havasına girdiğinde, önce „Savaş Bahane, Antisemitizm Her Yerde“, daha sonra „Her Fırsatta Antisemitizm“[4] adini alan imza metnini Ayşe Günaysu dâhil 4 kişi yazdık. Sonra Ayşe sağdan, soldan gelen tepkiler üzerine kendi cevabini kaleme aldı[5]. Ben de Türkiye’de antisemitizme karşı imza toplamak üzere yazılan bir ortak metne ne yazık ki hala giremeyecek görüşlerimi ifade etmek istiyorum, burada.

Türkiye’deki arkadaşlar her bir yandan saldırı ve eleştirilere muhatap olmak zorunda kaldılar. Ne tür email bombardımanlarına tutulmuş olduklarını aşağıda sıralayacağım örneklerden anlayacaksınız. Ve metnimiz tamamdır, belki ilan da yaparız diye onu kısaltmaya kalktığımda bir de gördüm ki, “savaşın diğer müsebbibi Hamas” seklinde bir ifade eklenmiş. Basta fark etmediğim, sonradan silinen bu ifadeye neden kesinlikle karşı olduğumu simdi anlatacağım, ama önce dikkatinizi çekeyim ki, bu ifadeye rağmen metni İsrail yanlısı bulan (benim için eski) dostlarımız oldu.

Çünkü metnimiz “İsrail ordusuyla Hamas arasında süren savaş, bütün savaşlar gibi” diye başlıyor. Oysa imza verebileceğini düşündüğümüz bu arkadaşlarımız İsrail’in mahkûm edildiğini görmek istiyorlardı. Öncelik Filistin’deki kardeşe; terörize edilen, saldırı hedefi haline gelmiş İstanbul Yahudileri sonra…

Türkiye’deki arkadaşlar açıkça baskı altında kaldılar, Almanya antisemitizmin anlamının nispeten daha iyi bilindiği bir ülke olduğundan burada benim gibilere tepkiler daha hesaplı, sinsice, kendini gizleyerek ve uzun vadede geliyor. Neyse, antisemitik olur mu acaba bu diyeceğim, diye endişe etmeye gerek görülmeyen Türkiye’de, insan haklarını, kadın haklarını savunuyoruz diye yola cıkmış email gruplarında arkadaşlar karınlarındakini bir güzel döktüler: “ortada savaş falan yok. Katliama girişen bir İsrail devleti ve seçilmiş temsilcileri Hamas aracılığıyla kendini savunan bir Filistin halkı var.”

IslamOnline.net haberine göre Tayyip Erdoğan Bati dünyasını Hamas demokrasisine saygı duymaya çağırmış. Eski arkadaşlarla İslamcıların demokrasiden ayni şeyi anlıyor olmaları oldukça hazin. İsrail’e duyulan nefret, Siyonizm duyulan ezeli nefret gözleri öyle karartıyor ki, iş İslamcı terörist bir örgütü savunmaya kadar varıyor. feminist@yahoogroups.com grubunda bu tür sözler sarf edenler, ya kurtuluşu şeriatta görüyor ya da Arap kadınların kurtuluşunu istemiyor. Filistinlilerin iyiliğini isteyen Hamas’ı savunamaz. Filistin’in iyiliğini istiyorsanız ona özgürlüğü neden layık görmüyorsunuz?

Pakistan’da İslamcıların okula giden kızları avlamaya çıktıklarına, Hıristiyan kızları seks kölesi olarak kullandıklarına nasıl göz yumulabiliyor sorusunun cevabi buralarda bir yerde saklı herhalde.

KIM BEBEK ARABASININ NERESINDE DURUYOR, ONA BAKMAK LAZIM

Hamas daha gecende 70 yaşındaki dâhil, 6 kişiyi kursuna dizdi; El Fetih’le birbirlerinin çocuklarını öldürdüler, o zaman kimse „bebek katili“ olmuyor, akıtılan kanlar unutulabiliyor. Antisemitizm ayni zamanda kör ve sağır edici: Hamas evlerimizi hedef haline getiriyor, kendilerine bir şey olmuyor, olan bize oluyor, diyen Arap genç kızın ne sesine kulak veriliyor ne de televizyondaki görüntüsü akılda kalıyor. Bir kızın İsrail bombalarıyla öldürülmesinden sonra ailesi „savaşın müsebbibi Hamas’tir„ dedi. (Al-Aqsa TV, 29.12.08)[6] Ama dünyanın antisemitleri „zalim Yahudi“nin sivilleri öldürdüğü propagandasını yapmaya devam etti. Okulları askeri hedef haline getiren, çocukları istismar eden Müslümanlar olunca çocuk hakları savunucuları da yerin dibine girdi.

Bir tarafta Gazze varsa, Gazze çocukları varsa öte tarafta da Sderot, Askelon var. Beersheba neresidir biliyor muyuz? Önemli değil, önemli olan „bebek katili Yahudi“ figürünü yaşatmak. Yahudi’nin sivili olmaz, onlarınki evlat sayılmaz. Gazze’dekilerdir kadın, çocuk; onlardır bizimkiler.

Hamas, Hizbullah, El Fetih hepsi, ne kadar çocuk cesedi gösterirsek İslami zafer o kadar yakin diyor. Ama İsraillilerin sürekli korku içinde yaşaması için İslamcı Arap örgütlerin kendi sivillerini kalkan olarak kullanması ahlaken sorgulanmıyor.

Savaş kötüdür, acımasızdır, ama bu durumda bile asgari ahlak, hukuk arıyorsak önce bebek arabasının arkasına gecen kim, kendini ona siper eden kim, ona bakmak lazım. Hamas “milletvekili” Fethi Hamad, Siyonist düşmana karsı kadınları ve çocukları kalkan olarak kullandıklarını gururla açıklamıştı. (Al-Aqsa TV, 29.02.08)

Güncel kanıt görmek isteyenlere:

http://edition.cnn.com/video/#/video/world

/2009/01/25/penhaul.gaza.militant.fight ers.cnn

Ellerine tas, sapan, yüreklerine Yahudi nefreti koyan Yaser Arafat’tan bu yana Arap çocukların suiistimalinde yoğunlaşma sürüyor; antisemitizm nefret yeminleri artik askeri törenlerle yapılıyor, bebelere üniformalar giydirilip, taşların yerine gerçek silahlar veriliyor. İslamcılar çocukları intihar bombacısı olarak yetiştiriyor. Ama bu militarizm, bu mashizm Yahudilere karsı olunca ne insan hakları derneğini rahatsız ediyor ne de örnekteki feministleri.

Filistinli çocukların geleceğini karartanlar gözü kapalı Filistin savunuculuğu yapanlardır. Çocukları Hamas suiistimalinden koru!

Ahlaken hala yol gösterici olan, dünyanın üçüncü kadın başbakanı Golda Meir’in sözleri:

„Baris, Arapların kendi çocuklarına olan sevgileri bize duydukları nefretten fazla olduğu zaman gelecek.“[7] “Baris gelirse, bir gün belki Arapları oğullarımızı öldürdükleri için hemen affedebiliriz, ama bizi onların oğullarını öldürmeye zorlamalarını affetmemiz bundan daha zor olacak.”[8]

EZELI ANTIİSRAIL PROPAGANDACILAR

Ekim 1990 tarihli Hamas’ın el ilanlarında (Nr. 65) „Yahudileri öldürün, evlerini, varlıklarını ateşe verin, Yahudi öldürmek Müslüman olarak görevimizdir“ deniyor. Ve bu, o zaman kazaen yapılmış bir yanlışlık değil; Hamas örgüt ilkelerinin 7. maddesinde de konu İsrail değil, direkt “Yahudi”, orada da her Müslüman’ın görevinin Yahudi öldürmek olduğu söyleniyor. Ama basının pek itibar ettiği eski solcu ve yeni İslamcı Filistin uzmanları bunları ne duymak ister ne de duyurmak. İslamcı örgütler intihar bombacıları salıyor İsrail sivillerinin arasına. Ne kadar çok Yahudi öldürürlerse, cennetin kendileri için o kadar garanti olduğuna inanan bu bombacıları fail olarak görmeyen bu uzmanlar insan hakları konulu panellerin de konuşmacıları oluyorlar. Bu fanatizm hangi insan haklarına sığıyorsa.

Filistin uzmanlarının isi gerçekleri çarpıtmaktır. Alalım Oral Çalışlar’in[9] İsrail’i fanatik terörist Hamas ile eşitlediği yazısını: “Her ikisinin gerekçesi de kendi haklini korumak, onların huzur içinde yaşamasını sağlamaktır. İsrail’in uyguladığı devlet terörü şimdiye kadar Filistin’den İsrail’e yönelen terör eylemlerini engelleyemediği gibi, Filistin içinde şiddet yanlısı eğilimi güçlendirdi.“

Görüyor musunuz, eğer onun Filistin’de şiddet, Arapların birbirlerini kıracak noktaya gelmişse, onun da sorumlusu İsrail. Tıpkı antisemitizmden dolayı Yahudilerin suçlandığı gibi.[10]

Yazının tamamı aslında eşitler gibi yapıp, esas kınanması gereken hedef olarak İsrail’i işaret ediyor. İsrail, içinde „şahin“leri güçlü olan devletmiş. Hamas güvercin!

Bir yanda „ezici“ İsrail ve onun devlet terörü var, öteki minnacık bir örgütün zavallı çırpınışları.

İsrail devletine nefret duymayı meşrulaştırmak, tek Yahudi devletini haritadan silme düşüncesine karşı çıkmamak, soykırıma acık çek vermektir. Dünyanın dört bir yanındaki bilumum ayrılıkçı örgütlere sempati duyup her birinin devlet kurmasını bilip bilmeden hak olarak kabul eden Türkiye solunun, sıra Yahudilere gelince, onlara bu hakki tanımaması düpedüz antisemitizmdir! İsrail’i dünyanın Yahudi’si yapıp, ona diğer bütün devletlerden farklı standart uygulamak antisemitizmin ta kendisidir.

Allah Allah diye gönderilen Iran roketleri, camilerin kışla, hastanelerin karargâh olarak kullanılması, ambulans kaçırmalar, bu bilgiler, bir diğer ezeli İsrail düşmanı olan Ayşe Karabat’in da haberlerine, röportajlarına girmez. Onun yerine Hamas övgüsü:

“Hamas uluslararası tanınma istiyor. Bu tanınma için de kendisine üç koşul dayatılıyor, İsrail’in varlığını tanı, terörü kına, daha önce yapılan anlaşmaları kabul et. Baktığınızda Hamas uzun süreden beri intihar saldırısı düzenlemiyor, seçimlere katılması bile dolaylı yoldan Oslo anlaşmalarını tanıdığını gösteriyor ve İsrail’e biz aramızda anlaşalım ama asıl çözümü on yıl sonraya, bizden sonrakilere bırakalım diye özetlenebilecek Hunda önerisi, aslında yine dolaylı bir tanımayı içinde barındırıyor. … İsrail halkı bir türlü aslında Gazze’den çekilmediklerini, balıkçıların bile bir kilometre öteye gitmesine izin verilmediğini görmek, bilmek istemiyor. Kolay mı insanın kendi ülkesinin askerlerinin hiç yoktan katliam yaptığını kabullenmek, hele ki müthiş bir propaganda altındayken.„[11]

Gerçekleri propagandistler böyle çarpıtır iste: „Hamas uzun süreden beri intihar saldırısı düzenlemiyor“mus. Soralım bakalım, nedir bu „uzun süreden beri“, ne zamandan beri? İsrail, vatandaşlarını bu saldırılardan korumak için duvarı ördüğünden beri! Yani Hamas intihar saldırısı „düzenlemiyor“ değil, düzenleyemiyor,

bu konuda başarılı olamıyor artik. Karabat nasıl da unutuveriyor İsrail’in koruma duvarının rolünü. Hâlbuki aleyhinde az yazmamıştı kendisi: „Demirden bir duvar örmek istiyordu Siyonistler İsrail’in etrafına. Herkesi ve her şeyi İsrail’den uzak tutacak demir bir duvar.“[12]

Yahudiler korumasız kalmalıdır, duvarsız, desteksiz. Antisemit dünyada, Yahudilerin kendilerini savunması karşı tarafın soykırımıdır. Yahudilerin yaşamı söz konusu olunca insan hakları ezber laflarının bile rafa kaldırılıyor olması antisemitizmden başka bir şey değil.

ANTISEMITIZME KARSI ANTISEMIT METINLER

İsrail’in varlığını işgal olarak gören / gösteren ve İslamcı terörist örgütleri güzelleyen haberler yetmezmiş gibi güya antisemitizme karşı yapılan basın açıklamaları da İsrail nefretiyle dolu. Nefret ediyorlar, ama antisemit değiller, hasa!

Yahudiler çocuk kaçırıp kanıyla hamur yoğuruyor, onlar İsa’nın katili vb. iddiaları olan arkaik antisemitler Yahudi ile kani, vahşeti muhakkak bir arada kullanırlar. Dikkatli, soğukkanlı, hesaplı İsrail düşmanları ise ayni içerikle ama antisemitizmle suçlanmayı bertaraf ederek antisemitlik etmenin yollarını ararlar. İsrail Hükümetinin „sivillere karşı acımasız ve orantısız saldırısından“ söz etmenin „zalim Yahudi“ diye bağırmaktan daha etkili olduğunu bilirler.

„Yahudi Düşmanlığı Yapmayın, Ortadoğu’da Barış ve İnsan Hakları Hareketini Görün“[13] başlıklı yazı ise akli selime davet ederken antisemitizmden çok İsrail’i kınıyor, kınamanın haklılığına vurgu yapıyor. Okurun gözünde İsrail için olumlu puan anlamına gelecek ne varsa ya yok sayıyor ya da o puanları Arapların hanesine yazıyor: İsraillilerin barış ve insan hakları hareketinden söz ederken “Ortadoğu’da barış ve insan hakları hareketi” diyerek sanki Filistinli barış örgütleri varmış gibi bir izlenim bırakıyor. Yani yanıltıcı. Neden hiç Filistinli savaş karşıtı örgüt yok, ona değinmeyeceksiniz ki, okuyan her iki tarafta da olduğunu sansın. Aksi halde, Hamas’in muhaliflerini İsrail işbirlikçisi olmakla suçlayıp infaz ettiğinden söz etmek gerekebilir. İnsan hakları, barış falan savunma iddiasındayken bunlar hiç yakışık almayacak tabii.

“Irkçılığa ve Yahudi Düşmanlığına Hayır” başlıklı bir imza metnine göre ise, tamam, İsrail’de e savaşa “dur” diyen on binlerce insan var, ama “dünyanın her yerinde olduğu gibi”… Şiddet uygulayanı İsrail olarak saptayan metin, evet, İsrail saldırgandır, Filistin topraklarını işgal edendir, katliamcıdır, fakat tüm Yahudileri sorumlu tutmayın, diyor. Bazılarını ayırın, gerisi hakkiniz, demek gibi.[14]

Antisemit bir örgütü destekleyerek antisemitizme karşı metin yazmak da iyi cesaret doğrusu. İnsan Hakları Gündemi Dernegi1[15] , ırkçı, antisemitist ve yabancı düşmanlığı içeren beyanlara karşı çıkışı, söz konusu beyanlardan farklı değildi: İsrail’in Gazze’deki vahşeti! İsrail insancıl hukuku ihlal etmektedir!

Baris Girişimi’nin[16] çağrısı ise alenen Cuma namazı çıkışı şeriat için yürüyenlerin söylemiyle ayni, “İsrail’i Telin” baslığını taşıyordu. İsrail devletinin Iran teçhizatlı Hamas ile savaşı, tıpkı başbakanları gibi, onların dilinde de cömertçe „insanlık suçu“… İsrail Devleti’nin Gazze’de Filistinlilere kiyim uyguladığını iddia eden Baris Girişimcileri, 1915’te 1,5 milyon Ermeni ve yüz binlerce Süryani’nin soykırımdan geçirilmesini ama „büyük felaket“ olarak adlandırıyor ancak.

1915’te Osmanlı Müslümanları 7 Ermeni öldürenin cennete gideceğine inanıyorlardı, varlıklarına el koymak için böyle bir inanca ihtiyaçları vardı. Bugünün Türkiyesinde Yahudi öldürenin cennete gideceğini vaaz eden İslamcı terör örgütlerini bir türlü kınayamamakla bunun bir bağlantısı var mı, diye sormadan edemiyor insan. ”Onlar bu ülkenin vatandaşı.. Bizim parçamız.. Yüzyıllardır yan yana iç içe yaşıyoruz.. İsrail hükümetinin orantısız saldırısından.. Çocukları bile öldürmesinden onlar mı sorumlu? İsrail’de yasayan Yahudilerin de bir bölümü bu acımasız saldırılara karşı.. Onlar da kendi hükümetlerine nefret yağdırıyorlar..[17]

Meşru olan tek şey İsrail devletine nefret duymak. Yahudi devleti ortadan kalksın, Yahudileri de; ama bizimkileri onlarla karıştırmayalım, onlar „bizim parçamız“. Buradaki biz’den iki şey anlaşılabilir: Bir, “biz“ iyi olanız, normal olanız, yaşaması gerekeniz; bize ait olan da yaşasın. İki, Yahudiler bizim parçamızdır, parçalarımıza ihtiyacımız var, onları elimizde tutmamızı sağlayacak kadar koruyalım. Azınlıkları rehine gibi yaşatan devlet, hükümet yalnız değil…

BU DA BIR TÜRKIYELILER DERNEGINDEN, HEM DE ALMANYA’DA

Frankfurt’taki Soykırım Karşıtları Derneği’nin Türkiye basınına ve email gruplarına dağıttığı „antisemitizme karşı mücadele çağrısı“ da İsrail devletini mahkûm etmek üzere kaleme alınmış. Metinde, bir tarafta kuralsız savaş yürüten, çocukları “bile bile” katleden, savaş suçu isleyen İsrail devleti var, öte tarafta onun katlettiği Filistin halkı. İsrail, savaşı tırmandırandır, savaş kurallarını çiğneyendir, katliam yapandır, öte tarafta hakkında sözü edilenler “Filistin haklinin akli basında önderleri”…

Hitler gibi birinin secimle işbasına geldiği ve 6 milyon Avrupa Yahudi’sinin imhasından sorumlu bir ülkede anti İsrail propaganda yapıyor olması ayrıca dikkate değer. Türkiye’dekiler izleyemiyor olabilirler; ama Almanya’da televizyonda gördük; Arap sivillerin kendilerini kalkan olarak kullanan Hamas’tan şikâyetlerini. SKD üyelerinin benim gördüklerimi görmüş olması gerekirdi.

Türkiye’de youtube’a girmenin yasaklı olusu, bilgiye ulaşmanın önündeki büyük engellerden biri, çünkü İngilizce falan bilmeden de orada neler olduğu görülebiliyor. Gerçi hop oturup kalkmadan önce, taraflar ne diyor acaba, diye merak edenin bulacağı internet sayfaları yok değil. Ama kısıtlı. Mesela İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’nin cılız bir web sitesi var.1[18] Ama zahmet edip tıklanacak olursa hiç olmazsa su görülebilir: „18 Ocak 2009 günü (İsrail’in tek taraflı ateşkes ilanından 12 saat sonra!) Hamas’ın, iki okul binasının arasından bir füze fırlattığını”…

Ama antisemitler olayları öğrenmeye çalışmazlar, İsrail’in karsısında kim varsa o desteklenir; Hamas “Filistin halkı” oluverir, Hizbullah da “Lübnanlı siviller”! Mahmut Abbas bile, Mısır, Suudi Arabistan bile Hamas’in sorumluluğunu teslim etti de, Türkiye kamuoyu etmedi; solu, sağı, dincisi, laiki kendinde infiale kapılma hakki gördü.

Baris isteyen, bunun için adımlar atan İsrail. İsrailli muhalifler falan demiyorum, İsrail devleti! Savaşın müsebbibi ise Hamas’tir, ona silah, lojistik destek veren basta Iran olmak üzere bölgedeki antidemokratik Müslüman ülkelerdir.

Ama antisemitlerin bilgilenmeye ihtiyacı yoktur; İsrail dünya devletleri arasında Yahudi olandır ve kim onu ortadan kaldırmaya çalışıyorsa desteklemeli… Yahudi devletini eleştirmek için yanıp tutuşmak, acaba neler oluyor, İsrail ne diyor peki, diye merak etmeden infiale kapılmak; söyle sere serpe, aman antisemitlik yapmış olur muyum acaba falan demeden, hiç sorgulamadan ve sorgulanmayacağından emin olarak onu eleştirebilmeyi istemek antisemitizmin kendisidir. Yahudi devletini haritadan silmek lazım, deyip atom bombası yaptığı halde „Iran eleştirisi“ diye bir kavram lügatlerde yok, soykırım yapan Müslüman ülke de tabii: „Sudan eleştirisi“ diye bir şey duydunuz mu hiç?

İsrail savaş sırasında el ilanı dağıtıyor sivillere; bulunduğunuz yerden bize füze fırlatılıyor, orayı bombalayacağız, çıkın oradan deniyor. Hatta telefonla arıyorlar! Keşke her savaşan gücün eli ayağı böyle bağlansa, savaşta ahlak aransa…

Yelda ÖZCAN

——————————————————————————–
[1] „Bir okurum da geçen gün telefon etti ve ‚Hitler heykeli dikmek istiyorum. Yasasa gidip boynuna sarılasım var’ dedi. Kulaklarıma inanamadım. ‚6 milyon insandan söz ediyoruz’ dedim, ‚farkında mısınız?’ ‚Evet, farkındayım, keşke daha da fazla olsaydı’ dedi. Deli olmalıydı ama gayet de akli başında bir kadındı. Feverana gelmiş, böyle diyor. Üstelik bir sürü Yahudi komsusu da varmış zamanında. Çok da severmiş onları ama.. Olsun.. Hitler bütün Yahudileri öldürseymiş de bugünler olmasaymış.“ İçimizdeki katil ve zorbayla yüzleşmek, Mutlu Tönbekici, 09 Ocak 2009 www.haber7.com/haber/20090109/Icimizdeki-katil-ve-zorbayla-yuzlesmek.php

[2] İbrahim Tatlıses, Ibo Show, atv, 04.01.2009 www.youtube.com/watch?v=uF9SisEcZKU

[3] Yıldız Tilbe’nin bedduası www.haber3.com/news_detail.php?id=436807

[4] http://antisemitizmehayir.blogspot.com

[5] www.taraf.com.tr/haber/26037.htm

[6] Palestinian girl: Hamas responsible for war: www.youtube.com/watch?v=fLIdxF-GHWwReal Face of Hamas: www.youtube.com:80/watch?v=7_OGhj43GAE

[7] „Peace will come when the Arabs will love their children more than they hate us.“ 1957’de İsrail Dışişleri Bakanı iken Wasington’da bir basın konferansında.

[8] 8 “When peace comes we will perhaps in time be able to forgive the Arabs for killing our sons. But it will be harder for us to forgive them for having forced us to kill their sons.“ 1969’da İsrail başbakanı olarak Londra’daki bir basın konferansında.

[9] 06/01/2009 www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=915745&Yazar=ORAL%20%C3%87ALI %C5%9ELAR&Date=06.01.2009&CategoryID=98

[10] „İsrail yaptıklarıyla hem Türkiye’de hem de bütün dünyada antisemitist damarı da şahlandırıyor“… Bu da kuyerel@googlegroups.com grubunda yazılmıştı.

[11] www.birgun.net/report_index.php?news_code=1231759058&year=2009&month=01&day=12

[12] 12 www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=121729

[13] 13 Yahudi Düşmanlığı Yapmayın, Ortadoğu’da Baris ve İnsan Hakları Hareketini Görün, Bianet, 8 Ocak2009 www.bianet.org/bianet/kategori/bianet/111826/yahudi-dusmanligi-yapmayin-ortadoguda-barisve-insan-haklari-hareketini-gorun

[14] 14 „İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü insanlık dışı saldırıları kınıyoruz. Ama aynı zamanda savatsan tüm Yahudileri sorumlu tutmaya kadar varan Yahudi düşmanlığından da kaygı duyuyoruz. Barısın temeli, İsrail’in şiddet politikaları karsısında Yahudilere yönelik ırkçı söylemler üreterek kurulamaz. Bugün dünyanın her yerinde olduğu gibi İsrail’de de savaşa “DUR” diyen on binlerce insanla birlikte biz de katliamın sona ermesi ve Filistin topraklarında kalıcı barış ortamının sağlanmasını talep ediyoruz. tüm Yahudileri İsrail’in saldırganlığından sorumlu tutmanın ırkçılık olduğunu hatırlatıyoruz.“ http://irkciligaveyahudidusmanliginahayir.blogspot.com
[15] 15 İsrail İnsancıl Hukuku İhlal Etmektedir! INSAN HAKLARI GÜNDEMI DERNEGI www.rightsagenda.org/main.php?id=352

[16] 16 www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=23839

[17] Onlar da bu toprakların sahibi, Mehmet Tezkan, Vatan, 17.01.2009 http://haber.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=Onlar_da_bu_topraklarin_sahibi&Newsid=218683& Categoryid=4&wid=131

[18] 18 http://ankara.mfa.gov.il/mfm/web/main/missionhome.asp?MissionID=65

Yorumlar kapatıldı.