İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AHTAMAR MEKTUBU Sayın Atilla Koç Kültür ve Turizm Bakanı  ANKARA

İstanbul, 15.03.2007

Sayın Bakanım,

Ahtamar adasında bulunan Surp Haç Ermeni Kilisesi, devlet tarafından onarıldı. Bu onarım yakın tarihimizde bir Ermeni Kilisesinin devlet tarafından onarılmasının tek örneği. Bu nedenle Türkiye Ermenileri olarak çok memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. Kuşkusuz bu onarım Türkiye’nin dış itibarının artırmasına da önemli bir katkı sağlayacaktır. Ancak bazı eksiklik ve yanlışlıkların bu güzel uygulamayı gölgeleyebileceğini düşünüyoruz. Konuyla ilgili endişelerimizi bilgilerinize sunmak isteriz.

Sayın Bakanım,
Bu uygulamanın, ülkenin kültür mirası olan dini bir mekanı koruyup, gelecek kuşaklara ulaşmasını sağlamak gibi güzel bir amacı var. Bu amaçla bağdaşmayan “Türkiye diasporaya ve tüm Ermeni dünyasına bu onarımla ciddi bir ders verdi” gibi sözlerin ve yayınların hatalı olacağını düşünüyoruz. Bu gelişmenin, Türk-Ermeni ilişkilerinde olumsuzluklara neden olan asırlık ve kronikleşen konuların dışında tutularak, dini ve kültürel bir çalışma olarak algılanması sağlanmalı ve basit politik amaçlı bir uygulama olarak görülmesi engellenmelidir.

Sayın Bakanım,
Adanın ve kilisenin isminin doğru bilinmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Adanın ismi tüm dünyada ve uluslar arası haritalarda Ahtamar olarak bilinir. Asırlardan beri de hep Ahtamar olarak anılmıştır. Sonra bilinen isim değiştirme politikalarına göre Ahtamar, Akdamar olmuştur. Biz Ermeniler Ağtamar diyoruz. Yumuşak genin Türkçe söylenmesindeki zorluk ve batı dillerinde bulunmaması nedeniyle Ahtamar denmesi de normaldir. Kaldı ki, -tarihi gerçeklerle hiçbir şekilde bağdaşmayan- adayla ilgili efsaneye göre kızın ismi de Tamar ya da Tamara’dır. Bütün ikazlara rağmen –nedense- yerel yönetim adanın ismini değiştirmemiştir.

Kilisenin ismine gelince; Ahtamar şimdi söylenen ismiyle Akdamar kilisenin değil, adanın ismidir. Kiliseye Akdamar ya da Ahtamar kilisesi demek, Selimiye Camisine, Edirne Camisi demek kadar yanlış olur. Kilisenin ismi “Ahtamar Surp Haç Kilisesi” dir. Her yıl Eylül ayının ikinci pazarına denk gelen “Surp Haç” yortusunun isminden alır. Ermeniler için önemli bir gün ve önemli bir yortudur. O kilisenin varlık nedeni de budur. Bu nedenle adanın ismi gibi kilisenin isminin de dinsel ve tarihsel ismine uygun olarak değiştirilmesinin yerinde ve doğru bir uygulama olacağı kanaatindeyiz.

Ayrıca kilisenin orijinalinde bulunan “haç”ının ve “çan kulesi”nin de bu güne kadar yerine konmamış olduğu söyleniyor. Müze olarak kullanılsa dahi bir kilise onarımı söz konusu olduğu için onarımın bütünlüğü yönünden bu eksikliğin de giderilmesi gerektiğini bilgilerinize arz etmek isteriz.

Sayın Bakanım,
Bu onarılan kilisenin açık müze olarak kullanacağı söyleniyor. Kuşkusuz bu devletin bir tasarrufudur. Ancak kilise açık müze olarak kullanılacaksa bile bazı düzenlemeler yapmak doğru olur. Öncelikle Kilisenin Türkiye Ermeni cemaatine ait olduğu belirtilmelidir. (Örneğin Ahtamar Surp Haç Kilisesi, Kumkapı Meryem Ana kilisesine bağlanabilir). İstenirse Kilisenin kuru mülkiyeti cemaate, kullanma hakkı ilgili devlet kuruluşuna verilebilir. Ancak eğer burası aynı zamanda bir kilise olacaksa, bir kilise onarılıp tekrar açıldığında kutsanması ve duayla açılması gerekir. Aksi takdirde o bina “kilise” olmaz “müzeye dönüştürülen eski bir kilise” olur. Bu durumda bu bina din adamlarınca kutsanamayacağı için onarılan kilise sayılmaz ve keza açılışın ismi de “kilise açılışı” olmaz. Tabii bu durum diaspora ve bütün Ermenilerde büyük bir hayal kırıklığı oluşturur ve güzel amaca gölge düşürür düşüncesindeyiz.

Sayın Bakanım,
Konu bizler için çok önemlidir. Bu güzel uygulamanın içeride ve dışarıda amacın dışında değerlendirilmesine, yorumlanmasına gönlümüz razı olmaz. Bu nedenle onarılan bu yerin aynı zamanda Ermeni kilisesi olduğunun bilinmesinin gerektiği görüşündeyiz. Kilisenin Türkiye Ermeni cemaatine ait olduğu, yılda bir kez Ermenilerin Surp Haç yortusunda bu kilisede ayin yapmalarına izin verileceği ve diğer zamanlarda kilisenin müze olarak kullanılacağının açıklanmasının yerinde olacağı kanısındayız. En önemlisi Ermeni Patrikliği ile mutabık kalınacak bir günde, kilisenin, diasporadan ve Ermenistan’dan çağrılacak davetlilerin huzurunda Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II tarafından kutsanarak açılması çok doğru olur. Uygun bulunursa aynı gün ayrıca resmi tören ve açılış da yapılır.

Sayın Bakanım,
Sonuç olarak bu onarımın Türkiye lehinde bir gelişme sağlayabilmesi için bu düzenlemelerin yerinde olacağını düşünüyoruz. Özellikle kilise kutsanmadığı takdirde, Türkiye Ermenilerinin de diaspora ve Ermenistan’dan davet edilenlerin de açılışa gereken önemi vermeyeceklerini ve beklenen katılımın olmayabileceğini düşünüyoruz.

Saygıyla arz ederiz.

Arman Artuç
Murat Bebir
Rafi Bilal
Aret Çiçekeker
Ari Demircioğlu
Selin Evrem
Aram Kalenderoğlu
Hosrof Köletavitoğlu
Sibil Pektorosoğlu
Nadya Uygun

Yorumlar kapatıldı.