İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Papa’lık, Patrikhane’nin ekümenikliğini Kadıköy’de tanımıştı!”

 
Raffi A. Hermonn Fotoğraflar: Şaban Dayanan

Papa 16. Benedikt’in ziyareti çok tartışıldı, ama Papa’yı davet eden İstanbul’daki Rum Ortodoks Ekümenik Patrikliği’nin yaklaşımı tepkilerin gölgesinde kaldı. Yeni Aktüel’in sorularını yanıtlayan Patriklik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü peder Dositheos Anagnostopulos’a göre Ekümeniklik Hıristiyan Kilisesi içinde geçen ve onlar arasında kullanılan bir sıfat! Üstelik “Papa’lık müessesi, Patrikhanemizin Ekümenikliğini, Ortodoks Kilisesi içindeki sıralamada birinci, genel kilise sıralamasında ise dördüncü olduğunu daha M.S. 451’te tanıdı!”

Papa 16. Benedikt’in ziyareti fikri nasıl ve hangi ihtiyaçtan doğdu?
1967’de, Romen Katolik Kilisesi’yle Ortodoks Kilisesi arasında bin yıl süren bir kavganın sonu gelmiş oluyordu. İstanbul’daki Rum Ortodoks (genel veya ekümenik) Patriği Athenagoras ve VI. Paul’un Kudüs’te tanışması, fikir teatisinde bulunması, sevgi içeren bir diyaloğun gelişmesine vesile oldu. Böylece o tarihe dek var olmuş kavga veya anlaşmazlığın sonu; dolayısıyla yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Yeni münasebetler iki kilisenin birbiriyle olan değişik sorunlarını konuşabilme sürecini başlatmıştır. 1978’de II. Jean Paul’ün İstanbul’a gelişiyle -arada iki patriğin; I. Denetiyos ve I. Bartholomeos’un Vatikan’ı ziyaret etmesiyle de- devam eden bir süreçtir. Katolik – Ortodoks kiliseleri dogmaları arasında, ilmi bakımından hakiki diyalog ise asıl şimdi başlıyor. Sorduğunuz ihtiyaç meselesine gelince, bu kiliselerin hiç olmazsa bir gün birlikte ayin yönetebilme durumuna gelebilmeleri için gerekli alt yapıyı hazırlamak gerekiyor. Bu süreçten bugün bu kadar umutlu olmamızın, 1967’de başlayan sürecin, ilmi bakımdan araştırma aşamasına girmesinin nedeni de şudur. Ender bir durum hâsıl oldu; iki kilisenin başına teolojik bilgileri birbirine yakın, son derece uzman din adamları gelmiş bulunuyor. Bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor. Gördüğünüz gibi, Türk basınında bizi bazen acıyla güldüren, hakikatle yakından veya uzaktan ilgisi olmayan o endişe ve korkular değil uğraştığımız, kendimize özgü konulardır ziyaretin ana nedeni.
– Acaba nasıl bir duygu ‘Türkiye’yi bölmek istiyorlar’ veya ‘Türkiye’de ikinci bir Vatikan yaratılmak isteniyor’ vs. başlıklarını içeren gazetelerle karşılaşmak?
(Peder Dositheos Anagnostopulos “Müsaadenizle, hangi haleti ruhiye içinde olduğumuzu, okuyucularınız yardımım olmadan idrak etmeye çalışsınlar” deyip sözlerini şöyle sürdürüyor
Efendim, Konstantinopolis, ekümenik gibi -anlamakta sıkıntı çekenler için özellikle altını vurgulayarak çiziyorum- sadece Hıristiyan dini ve kilise idaresiyle ilgili, tarihten gelen bazı isimleri Türkiye’de bazı -evet bazı çevreler- özellikle yanlış yorumlayıp anlamak istiyorlar. Yeni Aktüel vasıtasıyla -Türk basınında kaçıncı kez söylüyoruz bilmiyorum ama artık zannediyorum sonuncu kez olacak- ekümeniklik son tahlilde Hıristiyan Kilisesi içinde geçen, onlar arasında kullanılan bir sıfat değil midir? Bitti o zaman! Benim Patrikliğimi, Hıristiyan dünyası, Hıristiyan ülkeler, büyük ezici çoğunluğu kiliselerin hatta ‘meseleleri anlamakta sorun veya sıkıntısı olmayan’ Müslüman çevre ve ülkeler de sağ olsunlar, kabul etmişler. Kabul edenler de sağ olsunlar, etmeyenler de. Etmeyenlerin kendi bileceği şeydir. Papa’lık müessesi, Patrikhanemizin ekümenikliğini; Ortodoks Kilisesi içindeki sıralamada birinci, genel kilise sıralamasında ise dördüncü olduğunu daha MS. 451’teki IV. Ekümenik Konsül toplantısından beri tanıyor. Üstelik bu toplantı nerede yapılmıştır biliyor musunuz? (Gülerek) Kalkedonya’da!.

– Yani Kadıköy’de mi?
Evet efendim ta kendisi. Bu kadar ironi de fazla değil mi? Bir örnek vereyim. Bugün çoğunluğu Hıristiyan olan İspanya’da, diyelim ki asırlardır o topraklarda yaşamış Arap Müslümanlar bir zirve toplantısı yapıyor ve tüm Müslüman ülkeler toplantının başkanına, geleneklerinden gelen bir refleksle çok büyük bir saygı duyuyorlar ve bu toplantıda İslam âlimleri hummalı bir şekilde İslam dininin iç meselelerini, diyelim Şiiler ve Sünnilerle ilgili bazı tarihsel ve dinsel sorunları tartışırken, birden İspanya Kralı kalkıp ‘Siz bu dini reisinize saygı getiriyorsunuz ama reis sıfatını ben tanımıyorum (!); ne malûm onun İspanya sınırları içerisinde ikinci bir Mekke kurmayacağını’ derse ne yaparsınız? Ağlar mısınız, yoksa güler misiniz? Şakaysa çok başarısız bir şaka değil mi’ diye düşünüp, ‘Fesuphanallah yarabbi’ demez misiniz?
– Açıklamalarınızdan çıkardığım kadarıyla, Ortodoks Kilisesi son tahlilde yani genel kiliseler hiyerarşisinde Papa’nın liderliğini, en tepede olma durumunu kabul ediyor, öyle mi?

Haberin devamını Yeni Aktüel dergisinin 81. sayısında bulabilirsiniz!

Yorumlar kapatıldı.