İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bu Ermeniler adam olmaz

Ertuğrul Özkök 

RAHMETLİ babamın çocukluğumda sık sık kulağıma fısıldadığı şu cümleyle büyüdüm:

“Oğlum bu Ermeniler adam olmaz…”

Ben aksini söylesem de, o “Sen bunları bilmezsin” diye ısrar ederdi.

Fransa’daki öğrencilik yıllarımda, bazı arkadaşlarım da aynı görüşteydi.

Ben “Ermenilerin, Ermeni diasporasının değiştiğini” söyledikçe, onlar “Hayır kardeşim bunlar zırnık kadar değişmezler. Ermeni Ermeni’dir” derlerdi.

Bense saftım.

Hem de çok saf.

En sevdiğim arkadaşlarımdan birinin babası Madrid’de Ermeni teröristler tarafından öldürüldüğünde bile hálá “Ermenilerin değişeceğine” inancımı koruyordum.

Batı başkentlerinde öldürülen diplomatlarımızın arkasından tek Ermeni gözyaşının dökülmediğini görmek bile beni bu muazzam saflıktan kurtaramıyordu.

Ermeni katillerden birinin henüz “reşit olmadığını” öğrendiğimde, aynı arkadaşım “İşte tam bu. Zaten Ermeni toplumu reşit mi ki” diye soruyor ve arkasından şu yorumu yapıyordu:

“Ermeniler olgunlaşması engellenmiş bir toplumda yaşarlar. Artık şu soruyu sorma zamanı da geldi. Acaba Ermeni toplumu, kendi kimlik sorununu ötekine yönelten bir şiddet eylemine dönüştürerek ayinleştiren, bu işler için yaşı küçültülmüş bir toplum mudur?”

Sonuç olarak bana hep şu söylendi:

“Bazı Ermeniler değişebilir tabii ama, öteki Ermeniler asla değişmez.”

Evet, bütün hayatım Ermenilerle ilgili bu görüşleri dinlemekle geçti.

Ben de buna inanıyorum.

* * *

Şimdi biraz dangalaklığı bırakıp, gerçek hayata ve ciddiyete döneyim.

Rahmetli babam, hayatının hiçbir anında Ermenilerle ilgili böyle bir söz söylemedi.

Sadece Ermeniler için değil.

Hayatını kurtarmak için kaçıp geldiği Bulgaristan’ın insanları için de söylemedi.

Hayatım boyunca “Bu Bulgarlar adam olmaz. Onlar katildir, hiç değişmezler” gibi söze rastlamadım.

Oysa Balkan Savaşı’nda kaybettiğimiz yakınların sayısı hiç de az değildi.

Benim Madrid’de babasını ASALA teröristlerinin kalleş kurşunlarıyla kaybeden sevgili arkadaşım da Ermeniler için böyle bir şey söylemedi.

Tam aksine, Türklerle Ermeniler arasında dostluğun, kardeşliğin gelişmesi için çalıştı hep.

Bizler bu milletin büyük fedakárlıklarla yetiştirdiği diplomatlarını teröre şehit verirken de hep “ASALA teröründen” söz ettik.

* * *

Öyleyse ben böyle iğrenç bir konuşmayı nereden uydurdum?

Uydurmadım.

Zaman Gazetesi’nde Etyen Mahçupyan’ın yazısında okudum.

Yani Agos’un yeni genel yayın yönetmeninin yazısında.

Hem de Hrant Dink’in arkasından en samimi ağıtları yaktığımız, tarihimizin en büyük cenaze törenlerinden birini yaptığımız günlerde okudum.

Bir farkla. Onun yazısının ana fikri şuydu:

“Bu Türkler hiç değişmez…” Yukarıda benim Ermeniler için yazdıklarımın aynısını Türkler için yazmıştı.

Ben de sırf bu mantığın ne kadar yanlış olduğunu göstermek için bu yazıyı kaleme aldım.

O yüzden bu ülkede kendim kadar sevdiğim saydığım Ermeni vatandaşlardan özür diliyorum.

Tanıdığım Ermenilerin de o yazıdan rahatsız olduklarına eminim.

O nedenle Ermeni cemaatinin entelektüellerinin de daha dikkatli bir üslup kullanmaları gerekir.

Yorumlar kapatıldı.