İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Saldırı bireysel değil, örgüt işi

 

Savcılık, hiçbir gelirleri olmamasına karşın sıkıntı çekmeyen, silah ve patlayıcı bulmakta zorlanmayan Hayal ve Samast’ın siyasi azmettiricilerine ve örgütlenme piramidine odaklandı.
MEHMET FARAÇ

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ‘ın, Hrant Dink suikastının arkasında örgüt olmadığını iddia etmesi, tetikçi ve arkadaşlarının “milliyetçi” çizgiden geldiğini açıklaması, savcılığın ise “örgüt ihtimali” nden söz etmesi, olayın perde gerisiyle ilgili ciddi bir sorgulamayı zorunlu kılıyor. Son 10 yılda dinci ya da bölücü tüm örgütlerin siyasal bilinçten yoksun, sorunlu ve cahil çocukları kullanması, Ogün Samast ‘ı da “seçilmiş” , “eğitilmiş” ve “yönlendirilmiş” bir kişi olarak öne çıkarıyor. Trabzon kaynaklı örgütlenmenin “askeri kanadı” nda Yasin Hayal önderliğindeki 8-10 kişilik bir grup olduğu, yapılanmanın ekonomik ve siyasi azmettiricilerinin ise Trabzon- İstanbul hattında ilişkide olduğu ileri sürülüyor. Türkiye’yi sarsan suikast, tıpkı dini ve siyasi ilişkileri ortaya çıkan Danıştay saldırısı gibi kimi çevrelerce ısrarla bireysel bir şiddet eylemi olarak dayatılmaya çalışılırken devletin adli ve idari yetkilileri arasında konsensüs sağlanamadığını gösteren gelişmeler yaşanıyor. Bu durum hem soruşturmanın karartılacağı endişesine yol açıyor hem de kamuoyunda kafa karışıklığı yaratıyor.

AÇIKLAMALAR ÇELİŞKİLİ

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah dün sabah yaptığı açıklamada, “Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısının olmadığını, zanlının milliyetçi duygularla cinayeti işlediğini ve Yasin Hayal’le görüşmelerde bulunduğunu” söylüyor. Oysa İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin dün akşama doğru verdiği demeçte önce, “Kamuoyu tarafından bilinen ideolojik veya bölücü terör örgütlerinin bu olayla bir ilgisi veya bağlantıları olduğuna dair bu aşamada bir tespit yok” diyor. Başsavcı sonraki sözlerine “ancak” diye başlıyor ve “suçun örgütlü olarak gerçekleşmiş olma ihtimali söz konusu olduğundan, bu konuda ayrıntılı araştırma yapıldığını ve bu nedenle soruşturmanın başsavcılığın örgütlü suçlara bakmakla görevli ve yetkili birimi tarafından yürütüldüğünü” ifade ediyor.

BENZER VURGULAMALAR

Trabzon kaynaklı üç saldırıda da tıpkı El Kaidecilerin 15-20 Kasım 2003’te İstanbul’da Hıristiyan ve Musevilerin “siyasi, dini ve ekonomik” hedeflerine yönelmesi gibi tesadüfe indirgenemeyecek “temalı ve benzer” vurgulamalar dikkat çekiyor. Hıristiyan kültürünün McDonalds, kilise ve gazetesine yönelik zincirleme saldırılarda eylemcilerin sosyoekonomik benzerlikleri sinsi bir örgütlenmenin Trabzon’u üs seçtiği gerçeğini bir kez daha kanıtlamaya yetiyor. Aslında Dink suikastından yani son olaydan başa, McDonald’s eylemine dönüldüğünde, yalnızca saldırıların hiyerarşik zinciri değil, azmettiricilerin örgütsel şeması ve ilişkileri de kendi kendini deşifre ediyor.

EKONOMİK:

Trabzon’daki milliyetçi örgüt, ilk önce Hıristiyan kültürünün ekonomik hedefini, Mc. Donalds’ı 24 Ekim 2004’te bombalıyor. Bu saldırıyı gerçekleştiren ve 11 ay sonra salıverilen Yasin Hayal’in parça tesirli bombayı nerede, nasıl, hangi bilgi ve eğitimle ürettiği, mühimmatı nasıl edindiği soruları gerçekçi yanıtlar bulmuyor. “Kafirleri öldüreceğim, cezaevinden kahraman olarak çıkacağım” diye bağıran Hayal, tahliye edildikten sonra niçin izlenmiyor? Suç işleyeceğini adliye çıkışında bağırarak ilan eden böylesine tehlikeli bir kişiliğin izlendiği iddia ediliyorsa, onlarca çocuğa nasıl bir pervasızlıkla silah eğitimi verdiğinin ve fark edilemediğinin mantıklı biçimde yanıtlanması gerekiyor.

DİNİ:

Rahip Santoro ‘yu 2 Şubat 2006’da öldüren Oğuzhan Akdin ‘i böylesine önemli bir eylemin psikolojisine salt aile sorunlarının sürüklediğinde ısrar etmek de artık inandırıcı gelmiyor. Akdin’in beynine yerleştirilen şiddet fitilini Danimarka’daki karikatür krizinin ateşlediğini iddia etmek ise fazla amatörce kalıyor. Türkiye’yi kan gölüne çeviren Hizbullah ve El Kaide’nin yüzlerce tetikçisi sokaklarda dolaşırken bir rahibi öldürmeyi 16 yaşındaki bir çocuğa ihale etmek bile olayların arkasında yeni ve farklı bir örgütlenme olduğu kuşkusunu derinleştirmeye yetiyor. Kamuoyu 16 yaşındaki Akdin’in, Yasin Hayal’le ilişkisinin yeterince irdelenmediğine inanıyor.

SİYASİ:

Milliyetçi mukaddesatçı cephenin üçlemeyi tamamlayan son eyleminde de polisin karşısına yine Yasin Hayal çıkıyor. Hayal’in, 17 yaşındaki eğitimsiz ve sorunlu Ogün Samast’ı ağına düşürdüğü, silahlı eğitim verdiği, eyleme yönlendirdiği ve internet üzerinden kimi kaynaklarla bağlantıya geçirdiği ortaya çıkıyor. Nitekim güvenlik yetkilileri, Hayal’in Trabzon’da ideolojik bir yapılanmanın “askeri kanadı” nı oluşturduğunu, çevresinde ilk planda 8-10 kişilik çocuklardan oluşan bir tim kurduğunu ve onları eylemlere yönlendirdiği iddilarına yoğunlaşıyor.

Savcılık yetkilileri, hiçbir gelirleri olmamasına karşın ekonomik sıkıntı çekmeyen, silah ve patlayıcı bulmakta zorlanmayan başta Hayal ve Samast olmak üzere gözaltındaki 8 kişinin telefon ve internet görüşmeleri ve sosyal ilişkileriyle, girip çıktıkları siyasi parti, dernek, vakıf ve şirketlerle ilgili derin inceleme yürütüyor, eylemlerin siyasi azmettiricileriyle örgütlenme piramidini çözmeye çalışıyor. İddiaya göre Trabzon’u karargâh olarak belirleyen radikal milliyetçi örgütlenmenin bir ayağı da İstanbul’da bulunuyor. Güvenlik birimleri internet ve telefon üzerinden yürütülen ilişkilerin çözülmesi ve sorgunun derinleştirilmesinin ardından gözaltıların artacağını ve “örgüt” iddialarıyla ilgili çarpıcı bilgilere ulaşılabileceğini ifade ediyor.

Yorumlar kapatıldı.