İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Kucağımdan ayrıldın, ülkenden ayrılmadın sevgilim’

 

NTV
Güncelleme: 17:47 TSI 26 Ocak 2007 Cuma
İSTANBUL – Agos Gazetesi önündeki törene katılan gazeteci, yazar ve aydınlar da NTV’nin sorularını yanıtladı.

Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ‘Sevgiliye mektup’ adını verdiği konuşmasında gazetenin önünde toplananların ve bu sevgi selinin kendisine ve ailesine güç kattığını söyledi:

“Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlık, saygısızlık vermeden, sloganlar atmadan, pankartlar açmadan, sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükselteceğiz. Bugün derinliklerin ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır.

Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27… Katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.”

Rakel Dink, Hrant’ın doğruluğa, şeffaflığa ve dostuna olan sevgisinin onu buraya getirdiğini ve korkuya meydan okuyan sevgisinin onu büyüttüğünü ifade etti. Dink için “O büyük bir adamdı” denildiğini hatırlatan Rakel Dink, “Size sorarım, o büyük mü doğdu? Hayır” diye devam etti: “O da bizim gibi doğdu. O gökten değildi. O da topraktandı. Bizim gibi çürüyen bir beden… Fakat yaşayan ruhu, yaptığı iş, kullandığı üslup, gözlerindeki, yüreğindeki sevgi onu büyük yaptı. Evet o büyük oldu. Çünkü büyük düşündü, büyük söyledi. Bugün buraya gelerek hepiniz büyük düşündünüz, sessizce büyük konuştunuz. Siz de büyüksünüz. Bugünle kalmayın, bu kadarla yetinmeyin.

Hrant bugün bir milat; sizler de mührü oldunuz. Onunla manşetler, onunla konuşmalar, onunla yasaklar değişti. Onun için dokunulmazlar veya tabular yoktu. Büyük bir bedel ödedi. Bedellerin ödendiği gelecekler Hrantlar’ı severek, Hrantlar’a inanarak olur. Nefretle, hakaretle, kanı kandan üstün tutarak olmaz. Bu yükseliş karşısındakini kendin gibi görerek, kendin gibi sayarak olur.

Hitusun yardımıyla yarattığı ev cennetinden ayırdılar. Göksel ve ebedi cennete kanat açtırdılar. Gözleri daha yorulmadan, bedeni daha yaşlanmadan, daha hasta olmadan, sevdiklerine doymadan kanat açtırdılar göksel cennete. Biz de geleceğiz sevgilim. Biz de geleceğiz o eşsiz cennete. Oraya yalnız ve yalnız sevgi girer. Orada gerçek sevgi ile birarada ebedince yaşayacağız. Yaptıklarını, konuştuklarını kim unutabilir sevgilim? Hangi karanlık unutturabilir sevgilim? Olmuşları, olanları kim unutturabilir? Korku unutturabilir mi sevgilim? Yaşam mı, zulüm mü, dünyanın zevkü sefası mı sevgilim? Yoksa ölüm mü unutturacak sevgilim? Hayır, hiçbir karanlık unutturamaz. Ben de sana yazdım aşk mektubunu sevgilim. Bana da ağır oldu bedeli sevgilim. Sevdiklerinden ayrıldın, çocuklarından, torunlarından ayrıldın, burada seni uğurlayanlardan ayrıldın, kucağımdan ayrıldın, ülkenden ayrılmadın sevgilim.”

Yorumlar kapatıldı.