İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Devleti rehin aldılar!

Arslan TEKİN 

Hrant Dink’i Taşnakçıların, ülkeyi bölmek isteyenlerin, “Türk’e kefen biçenler” in pervasızlığı öldürdü. Pervasızlıklarına devlet hiçbir tedbir almadı. 301. maddeyi bile işletemedi. Türk’ün aleyhinde olan herkese itibar edildi. Başbakan R. T. Erdoğan’ın çevresinde “milliyetçi” bilinen kimse var mı? Danışmanlarının hangisi “Türk’üm” diyebilecek enginliktedir? Erdoğan’ın “Kurban olam ayına yıldızına” demesine bile tahammül edilememiş ve partisinin istişare toplantısında MYK üyesi bir kadın tarafından bizzat hesap sorulmuştur. Bu kadını “Hepimiz Ermeni’yiz” diye nara atanlar desteklemektedirler!
Türkiye’de Türklerin varlığı çok görüldü. Halkın içten içe dolduğunu, sahipsizlik duygusunun bir yerde patlayacağı hesap edilmedi.
Bana takma isimle gönderilen çok ağır tehdit e-postasından en hafif cümleyi alıyorum:
“Benim Allahım, imanım, kitabım yok. Ancak insanlık onurum var. Devrime, Sosyalist Türkiye’ye, halkların kardeşliğine ve en önemlisi Hrant Dink gibi onurlu, namuslu insanların bu ülkede hala varolduğuna inanıyorum.”
Hrant Dink’in öldürülmesiyle hıncını nasıl alacağını bilemeyen bir başkasının hezeyanı:
“…Milliyetçiliğin savunulacak bir tarafı var mıdır? Milliyetçiliğin iyisi kötüsü olmaz, hepsi zehirlidir; ama hâlâ siyasi liderler (mesela Baykal) iyi milliyetçilikten bahsediyor.
Birçok gündelik gerçekle birlikte Hrant’ın öldürülmesi de, Türklüğün hiç de gurur duyulacak bir şey olmadığını, korunmak bir tarafa, bertaraf edilmesi gerektiğini göstermiş oldu.
Hrant’ın öldürülmesi, bir şeyi daha gösterdi: Türklerin de, bütün öbür milletler gibi, bir soykırım yapabileceğini. 1915’te Ermenileri katledenlerden daha fazla insan yaşıyor şu anda Türkiye’de birilerini katletmeye amade. 90 yılda eriştiğimiz aşama bu işte.
1915’i tartışadurun siz, Türkler Hrant’ı öldürmekle 19 Ocak 2007’de bir soykırım daha ’gerçekleştirmiş’oldu.
Hiçbir zaman gurur duymamıştım, ama artık Türk olmadığımı ilan etme ihtiyacıyla kavruluyorum.” (Mustafa Alp Dağıstanlı, “19 Ocak 2007 Ermeni Soykırımı”, Radikal, 23 Ocak 2007.)
Taş kafaların, fosillerin, gurkaların, donmuş fikirlilerin bu milleti anlayacaklarını düşünemeyiz. Ne yazık ki devleti şimdi onlar rehin almış durumdalar. Cenaze için yapılan yayınları okudunuz, dinlediniz. Bütün Türkiye’yi Taşnakçıların önünde eğilmeye davet ettiler. Senin benim cebimden çıkan parayla Türk düşmanlarını cenazeye katılmaları için dünyanın dört bir tarafından taşımaya devleti mecbur kıldılar. Devletin yetkililerini, parti başkanlarını “Hrantlar ölmez, hepimiz Ermeniyiz, yaşasın halkların kardeşliği, faşizme karşı omuz omuza!” dedirtmek için zorladılar, “Hiçbir mazeretiniz olamaz, cenaze törenine katılacaksınız!” diye tahakküm kurdular.
Halkım hınçlanmasın da kim hınçlansın!

* * *

Hrant Dink’in kanının diyetini ödettirmek istiyorlar. Halkın hissiyatını anlamayanlar, tehlikeli bir oyuna daha giriştiler. Ermenistan’la sınırın açılması için taarruza geçtiler. Neden açılmayacağını anlatmıştım. Bu “kapı açılma” meselesinin evveliyatına girmek istiyorum. (Daha daha evveliyatı var… Meselâ Şahin Alpay’ın akılları durduran bir yazısı… Ona da sıra gelecek.)
“Milliyet” in ABD’deki temsilcisi Yasemin Çongar’ın 8 Ocakta çıkan yazsısının başlığı “Erivan’la normalleşmek” …
Y. Çongar, Wshington merkezli Ermeni Uluslararası Politika Araştırma Grubunun (AIPRG), 13-14 Ocak’ta, Erivan’da, Türkiye dahil sekiz ülkeden uzmanların katılacağı “Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasının iktisadi ve sosyal sonuçları.” konulu bir konferans düzenleyeceğini belirterek bunun üzerine farklı kişilerin görüşlerini veriyor.
Y. Çongar, araya Ermeni’den yana görüşlerini sıkıştırmayı da ihmal etmiyor: “Sınırı açacak siyasi iradenin eksikliği, Erivan gibi Ankara’ya da, Ermeniler kadar Doğu Anadolu halkına da zarar verirken, o iradenin potansiyel getirisini tartışıp geleceğe bakmaya niyetli bir konferans bu.”
Y. Çongar, yazısında Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’ın 22 Aralık’ta “Wall Street Journal” da çıkan bir makalesinin Türkiye’den ciddî bir karşılık görmediğinden yakınıyor. Çünkü Sarkisyan “’Soykırıma rağmen’ başlığı altında, Türkiye ile Ermenistan arasında, ” her alanda normal ilişkilerin önkoşulsuz başlatılması “ çağrısında bulunmuşmuş.
Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi (TABDC) eş başkanı Kaan Soyak da, Sarkisyan’ın çağrısının ciddiye alınmasını istiyormuşmuş.
Hep Türkiye mi önce adım atmalı? Niçin Ermenistan’dan ilk adımı talep etmiyorlar?! Eğer Türkiye adım atarsa, çok şey görüşülebilirmiş. Ermeniler adım atsınlar… Azerbaycan’dan işgal ettikleri toprakları, Karabağ’ı terk etsinler, ” Soykırım “ iddialarından vazgeçsinler…
Önce Ermenilere adım attırmaya var mısınız?!
Hrant Dink’in cenaze törenine katılanları gördük; niyetlerini anladık. Çağrıma kimse cevap vermeyecektir. Çünkü Taşnakçı zihniyete ram olmuşlar için önce Ermeniler gelir!

Yorumlar kapatıldı.