İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bu da benim soru önergem Hükûmet cevap vermelidir!

Arslan TEKİN 

TBMM Başkanlığına, vatandaşlık hakkımı kullanarak Başbakanın ve Dışişleri Bakanının cevaplandırması için bir soru önergesi veriyorum.

***

TBMM BAŞKANLIĞINA
Ermenice-Türkçe çıkan ve Ermeni tezlerini savunan ‘Agos’ gazetesinin Genel Yayın Müdürü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hırant (Fırat) Dink, 17 Ocak 2007 günü öldürülmüştür. Polisimiz kısa zamanda hâdisenin zanlısını yakalamıştır. Diğer taraftan hükûmet, müteveffa için ‘devlet töreni’ ayarında bir tören düzenlenmesine ön ayak olmuştur. Ermenistan’dan ve diğer ülkelerden ‘Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır’ iddasının müddeileri, cenaze törenine katılmaları için Türkiye’ye davet edilmişlerdir.

1. Müteveffa, TCK’nın 301. maddesine göre altı ay hapis cezası almış, cezası Yargıtayca tasdik edilmiş ve bu cezası ertelenmiştir. Devlet, kuvvetler ayrılığı prensibine göre yönetilir. Demokrasinin işlemesi için yasama ve yürütmenin yargının işleyişine müdahalesi düşünülemez. Yasamanın ve yargının kararlarını yürütme (icra) yerine getirir. İcra da hükûmettir. TCK’nın 301. maddesine göre bir ‘mücrim’ olan müteveffanın âlâyişle defni için hükûmetin bütün imkânlarını seferber etmesi kanunlara ve teamüllere uygun mudur?

2. Cenaze töreni için Ermenistan’dan ve diğer ülkelerden ‘Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır’ iddiasının müddeilerinin Dışişleri Bakanlığı tarafından davet edildiği, masraflarının da devletçe karşılandığı, hava alanlarında özel vize büroları kurulduğu, gazetelerde yazılagelmiştir:

a) Müteveffa bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı idi. Ermenistan’dan ve diğer ülkelerden Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığını iddia edenlerin daveti neye matuftur? Bu davet, Türkiye’nin iç meselelerinde başkalarının söz sahibi olduğu manasına gelir mi, gelmez mi?

b) Türkiye dışından davet edilenlerin masraflarını hakûmet hangi kanuna dayanarak ve hangi kalemden ne maksatla ve karşılamıştır?

3.Türkiye Cumhuriyeti şu zamanda Taşnakçı Ermenilerin ve iç uzantılarının hücûmlarına karşı koyabilmek için deliller toplarken ‘soykırım olmuştur’ diyen ve ‘Türklüğe hakaret’ ceza alan müteveffanın cenaze töreni için devletin bütün imkânlarını seferber etmesinin devletin aczini gösterir mi, göstermez mi?

4. Devlet töreni seviyesinde cenazesi kaldırılan müteveffanın bizim bilmediğimiz bir ‘devlet görevi’ mi vardı?

5. Cenaze kortejinin yürüyüşü gösteriye dönüştürülmüş ve devlet ‘katil’ gösterilmiştir. Toplantı ve gösteri kanununa göre 8 km.lik bir gösterinin düzenlenmesi için yetkili makamlarca izin verilmesi zarurîdir. Böyle bir müracaat yapılmış mıdır ve izin verilmiş midir? Hiçbir devlet adamı için dahi tören güzergâhı bu kadar uzun tutulmamıştır. Halkın mağduriyetine yol açılmamıştır. Yürüyüş, Türk milletine karşı bir gövde gösterisi ve sindirme harekâtına dönüştürülüp gözdağı verilmiştir. Bu, suç teşkil eder mi, etmez mi?

Sorularıma Türk milletini tatmin edecek cevaplar verilmesini beklerim.
Gereğinin yapılması…
Dr. Arslan TEKİN
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı

***

Soru önergem işleme konulmazsa, bilin ki muhatap cevaptan kaçınmaktadır. Dolayısıyla “suç” unu kabul etmektedir. Bir partimizin genel başkanı, “İleride AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan ihanet-i vataniyyeden dolayı hesap soracağız.” demiştir. Şimdiden 15 kişilik ekip kurduklarını, Erdoğan’ın sözlerini ve icraatını araştırdıklarını belirtmiştir. Eğer kanunlara ve teamüllere uygun tatmin edici cevap alamazsam, mezkur parti soru önergemi de “ihanet-i vataniyye” dosyaları içine katabilir.

Yorumlar kapatıldı.