İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yarın cenazeye gelmelisiniz Sayın Sezer!

Can Dündar 

Fotoğrafta gördüğünüz duvar, Kadıköy’deki Surp Takavor Kilisesi’nin duvarı…
Üzerinde gördüğünüz yazı, cumartesi gecesi yazılmış.
“Bir Hrant öldü, nice Hrant’lara… Geber pis Ermeni” yazıyor.
Aynı yazı, hemen yandaki bir işyerinin duvarında da var. Yanına yıldız-hilal çizilmiş.
Kilisedekilerin tedirginliğini herhalde tahmin edersiniz.
Dün sabah hem onlar hem işyeri sahipleri şikâyetçi olmuşlar. Tutanak tutulmuş. Duvardaki yazı hemen silinmiş. Yazıyı görüntüleyip basına vermek isteyenlere de polis engel olmuş.
Korkutucu ama gerçek:
Bu fotoğraf, bir 6-7 Eylül psikozunu ele veriyor.
Kışkırtıcılar, eserleriyle övünebilirler.

Tahrikçiler sanık sandalyesine
Kim onlar?
Mesela üniversitedeki Ermeni konferansını “Bu, Türk milletini arkadan hançerlemek” diye yorumlayan Adalet Bakanı…
Mesela Apo’ya hakaret için “Ermeni dölü” tabirini seçen eski İçişleri Bakanı…
Mesela linç girişimini “Vatandaşımızın güzel tepkisi” diye yorumlayan İstanbul Emniyet Müdürü…
Makamına çağırıp ona gözdağı veren İstanbul Vali Yardımcısı…
Bilirkişi raporuna rağmen Hrant’ın “Türk’ten boşalacak zehirli kan” ifadesini düşmanca yorumlayarak onu yargılayanlar, mahkûm edenler…
Mahkemede onu taciz ve tehdit edenler… Katilin, ilham aldığını söylediği ırkçı internet siteleri…
Bu büyük koro, Hrant’ı sırtlanların içine atıp tribünde şahadet parmaklarıyla yeri göstererek yaratmışlardır kanlı sonucu…
Şimdi bunlardan bazılarının timsah gözyaşları, yangınımıza dökülen benzin damlaları gibi kabartıyor öfkemizi…
Hepsini Hrant’ın canına kıyanlarla birlikte sanık sandalyesinde görmek istiyoruz.
Tetikçinin yakalanması önemli, ama yetersizdir.
Devlet, dünya gözünde ve kendi yurttaşları nezdinde yerle bir olan itibarını düzeltmek istiyorsa daha çok şey yapmalıdır.
Cesur davranılırsa bu şerden bir hayır çıkarılabilir.
O hayır, Hrant’ın hep mücadelesini verdiği ve uğruna ölüme gittiği kardeşlik için seferber olmaktır.
Cenaze, bunun ilk adımıdır:
Bu ulusun bütünlüğünün simgesi olan Cumhurbaşkanı, mutlaka bu törende en önde yürümelidir.
Hükümetin ve askeri erkanın en üst düzeyde temsili, Hrant’ı “1 milyon 500 bin 1’inci Ermeni kurban” olarak gören dünyaya ve “Oh olsun” diyenlere “Lanetliyoruz” mesajı verir.
Cinayetin ardındaki örgütü ortaya çıkarmak, Hrant’ı makamına çağırıp tehdit eden vali yardımcısını görevden almak elzemdir.
Faşist sitelerin kapatılması şarttır.
“Türklüğe hakaret” gibi “bölücü” bir tasnifle muhalefeti sindirme aracı haline gelen 301. madde derhal kaldırılmalıdır; tabii bütün 301 mağdurlarının bu vesileyle ortadan kaldırılması amaçlanmıyorsa…

Cesur jestler zamanı
Bundan sonrası, yapıcı adımlardır. Türkiye mozaiğini koruma iştiyakını sergileyen cesur jestlere ihtiyaç var.
Keşke yarın gazeteler Agos’u ilave verse…
Radyolar Ermeni türküleri çalsa…
Fazıl Say, Hrant anısına bir “Ahdamar ağıtı” bestelese… Vurulduğu caddeye Hrant’ın adı verilse…
Ve Karabağ sorununun çözümü girişimleri hızlandırılıp Ermenistan’la sınır kapısını açacak diplomatik ilişkiler başlasa…
Hrant’ın ölümü, bir milat olsa…

Milliyetçi dalga
Biliyorum ki, seçim arifesi zordur bu işler…
Mehmet Ağar’ın Güneydoğu çıkışları nedeniyle yüzde 3.5 puan kaybettiği anketlerde görülüyor.
Yükselen milliyetçi dalgaya karşı durmanın zorluğu ortada… Ama kör milliyetçiliği tırmandırmanın, linç kültürünü köpürtmenin ne dehşet sonuçlar doğurduğu ve sonunda Türkiye’yi vurduğu da ortada…
Tahrik demeçleri verenlerin, kaleminden kan dökenlerin, aklını başına alma zamanıdır.
Türkiye Hrant’ın ölümünden bu dersleri çıkarabilirse, onun idealleri üzerinden yeni bir başlangıç yapabilirse kendi yurttaşları ve dünya huzurunda başını kaldırabilir.
Kilise duvarını pisleyenlere verilecek en iyi cevap da budur.

Yorumlar kapatıldı.