İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hrant Dink’i vuranlar vicdanı da vurdular

Pakize Barışta 
 
Hrant Dink: “Gözünüzü seveyim, her kök kendi toprağında. Benim köküm burada. Bana ait olmayan cennetlere gitmem,” demişti.

Onun, sadık bir yar olarak tanımladığını anladığımız bu topraklar; başlıca misyonu olan demokrasi tohumlarını ektiği topraklar.. bugün bunu daha iyi anlıyoruz; ne yazık ki, ona pusu kurularak arkadan vurulmasından sonra.

Dink’in, pek çok mesajı, bir Anadolulu duyarlılığı içinde geliştirdiği fikir ve yazıları, önümüzdeki dönemde yeniden incelenecek ve satırlararası göndermeleri daha iyi anlaşılacaktır bence.

Hrant Dink de pek çok Anadolulu bilge gibi; kelamını, alt okumalara açık bir kodlama sistematiği içinde vermiştir. Yeter ki bizler biraz çaba gösterip, Hrant Dink Şifresini çözebilelim.

Örneğin:

“Türkiye soykırımı kabul etsin demiyorum. Bu tartışmadan korkmadığını göstersin diyorum.”

“Şimdi Fransızlara da sormak lazım. Sizce hangisi çok daha önemli? Türkiye’nin soykırımı tanıması mı? Türkiye’nin demokratikleşmesi mi? Türkiye’nin demokratikleşmesi, Türkiye’nin soykırımı tanımasından çok daha önemlidir.”

“Benim toplumdan şikayetim yok ama, devletin bugüne kadarki tek tipçi bakışından sonsuz şikayetim var.”

Bu sözleriyle, -ilk bakışta görünenin ötesinde- ne demek istiyordu yazar?

Hrant Dink’in derdini anlamak zorundayız. Yoksa, sadece ağıt yakar duruma düşeriz.

Hrant Dink bu topraklara, hatta bu coğrafyaya (Ermenistan dahil), demokrasinin yerleşmesi için havarilik yapıyordu.

Ve bir Ermeni olarak bunun için öldürüldü zaten.

Hrant Dink acı çeken bir yiğit insandı. Sözünü ve eylemini halkın içinde sürdürdü. Onun yüzüne dikkatli bakın. Halkın acılarının ortak çizgilerini göreceksiniz.

Hrant Dink, sistemin ve onun içinde yer alan imparatorluk kalıntısı -Cumhuriyet döneminde yer altına inmiş- İttihat Terakkiciliğin toplumdan, Türkiye insanlarından silmeyi başardığı temel duygunun bir an önce yeniden sahiplenilmesini öneriyordu. Bu temel duygu; bu coğrafya insanının, bu uygarlıklar birikiminin mirasçısı olan halkın cevheri sayılan ‘vicdan’dır. Onun deyişiyle: “Çünkü gerçeği görmesi gereken toplumlardır, insanlardır. Konuşulması gereken kavram da ‘vicdan’dır. Devletlerin vicdanı olmaz. Toplumların ve insanların vicdanı olur.”

Hrant Dink, toplumuna ‘vicdan’ı hatırlattığı için öldürüldü!

Yorumlar kapatıldı.