İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hrant Dink koruma talep etmemiş. Bak sen!

Hakan Albayrak 

İslamcı veya komünist eğilimli basit bir üniversite öğrencisini kenara çekip sorgularken “Filanca yerde oturuyorsun, filanca okula gidiyorsun, filanca bakkaldan alışveriş ediyorsun, filanca kahvede filanca adamlarla okey oynuyorsun, geçen akşam filanca kitap evinde filanca arkadaşınla filanca konuyu tartıştın… Görüyorsun ya koçum, seni gölge gibi takip ediyoruz” diye övünmeyi çok iyi bilirler de, suikast tehdidi altında bulunan fevkalade önemli siyasi/ideolojik aktörlere doğru zamanda, doğru yerde, doğru şekilde gölge olmayı bir türlü beceremezler.

Hrant Dink açıkça hedef gösterilmişti, zaten linç girişimlerine maruz kalmıştı, her an suikasta uğrayabileceği aşikardı, fakat malum teşkilatlar bunu dert edinmediler, ‘geliyorum’ diye diye gelen suikastı önlemeye çalışmadılar, suikastçının harekete geçeceği an olay yerinde bulunmaya azmetmediler. Belki de o esnada bir teşkilat mensubu oralarda bir yerdeydi, ama Hrant’ı değil de devleti –Hrant’a karşı!- korumakla görevlendirilmiş olduğu için suikasta müdahale etmemişti, kim bilir.

Bizde devlet kendini korumakla o kadar meşgul ki, açık ve yakın bir tehlike altında olduğu bilinen önemli şahsiyetleri korumayı bile bir türlü akıl edemiyor ve bu yüzden ülkemiz siyasi cinayetlerle çalkalanıp duruyor.

Neymiş? Hrant Dink koruma talep etmemiş! Eee? Bu mudur yani? Korumaya ihtiyacı olduğunu bildiğiniz halde sırf talepte bulunmadı diye koruma vermediniz Hrant’a, öyle mi? Yoksa korumaya ihtiyacı olduğunu mu bilmiyordunuz? Adamcağız “Her gün ölüm tehditleri alıyorum” diye bas bas bağırıyordu, duymadınız mı?

Resmi talimat veya müracaat olmadan harekete geçmeyi bilmeyen ‘nizami birimler’ bir yana; kafalarına göre takılan ‘özel birimler’den ne haber? Vatan-millet adına türlü çeşit fitneler çıkarmaya akılları eriyor da, vatan-millet adına bir fitnenin önüne geçmeye niye akılları ermiyor? ‘Özel birimler’, Hrant’a gizlice gölge olamazlar mıydı? ‘Derin devlet’in devleti koruma refleksi niye böyle derinliksiz? Hrant’ı değil devleti korumak için olsun Hrant’a koruma vermeyi nasıl akıl edemediler? Hrant’ın korunmamasından devletin de zarar görebileceğini nasıl öngöremediler? Biliyorum biliyorum, ‘derin devlet’ten böyle bir şey beklemek biraz “Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı” alakasızlığı oluyor. Yine de sormadan edemiyorum: “Hrant Dink’e bir şey olursa Türkiye zor durumda kalır” diyen hiç mi kimse çıkmadı ‘derin devlet’te? Hadi kontrol dışı ‘derin devlet’ unsurlarının işi gücü zaten provokasyon ve sabotajdır diyelim; MİT’ten ne haber? Agos dergisi gelmiyor mu bu teşkilata? MİT elemanları Hrant’ın yazılarını okumadılar mı? Aldığı tehditlerden haberdar olmadılar mı? Oldularsa, derin korkularını niçin paylaşmadılar?

Yeri gelmişken: “Hrant bey, böyle devam ederseniz başınıza kötü şeyler gelir” diyen ‘derin’ arkadaşlar kimlerdir, kimlerdendir? Böyle mi oluyor bu işler? “Merak etmeyin, sizi koruyacağız” denileceği yerde üstü örtülü (hatta örtüsüz) tehditler mi savruluyor Hrant gibi insanlara?

***

Mesele sadece koruma meselesi değil; devlet, cinayetin psikolojik zemini oluşturulurken müdahale etmeli ve bunun önüne geçmeye çalışmalıydı. Televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde, internet sitelerinde, dernek toplantılarında, mahkeme baskınlarında “Türk düşmanı” edebiyatının dibi bulunup faşist tansiyon yükseltilirken sessiz kalan (hatta buna yer yer katkıda bulunan) devletin, o faşist tansiyonun etkisiyle veya ondan istifade ile Hrant’ı öldüren/öldürten canilere -yeşil ışık yaktığını söylemekten imtina etsek de- kırmızı ışık yakmadığını söylemek zorundayız.

Zaten gergin olan ortam biraz daha gerilsin diye yazmıyorum bunları. Meramım şundan ibaret: Biraz sivillik, biraz incelik, biraz sağduyu, biraz feraset, biraz basiret lütfen! Devletin olaylara ve insanlara at gözlüğüyle bakması memleketi mustarip ediyor. Devleti yüceltirken insanı hiçe sayan anlayış terkedilsin artık; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesine geri dönülsün.

Bu vesile ile, Kürt devleti ve Kerkük’le ilgili tartışmaların Kürt düşmanlığını kışkırtacak boyutlarda seyrettiğini ve yeni provokasyonlara davetiye çıkardığını belirtmek isterim. Hrant Dink cinayetinden ders alalım ve kendimize gelelim.

Yarınki yazımda bu konuyu ele alacağım inşaallah.

Yorumlar kapatıldı.