İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yıldızlara bakanlar

 
Zülfü Livaneli

Eminim ki Hrant Dink’in güvercin yazısı, birçok vicdan sahibi insanın gözlerinin dolmasına yol açtı.

Hrant; “Biliyorum ki bu ülkede güvercinlere dokunmazlar.” diyordu.

Ama dokundular.

Yıllardır dokunuyorlar; güvercinleri katlediyorlar.

Hrant da biliyordu bunu ama belki de bir temennide bulunuyordu. “Güvercini vurmasınlar!” demek istiyordu.

Dün benim en çok içimi acıtan sözleri Hrant’ın kızı ve Etyen Mahçupyan söyledi.

Sera “Artık kanınız daha mı temiz?” diye sorarak, bu ülkeye çok acı çektiren ırkçılığı sonsuza kadar mahkum ediyordu.

Değerli Etyen Mahçupyan ise “Yoruldum!” demiş.

Bu söz birçoğumuzun duygularını anlatıyor.

Gerçekten yorulduk artık.

Altmış yaşıma geldim ve onbeş yaşımdan beri hep aynı trajediyi izliyorum.

Ne çok arkadaşımız öldürüldü; ne çok insana acı çektirildi, ne çok insan hapse atıldı, ne çok ailenin hayatı paramparça edildi.

Irkçılık bizim bu sevgili ülkemizi dünyadan koparıyor, kendi içine kapatıyor, geleceğimizi yok ediyor ama faşizm hiç yorulmuyor.

Hrant’ın güvercin benzetmesi yürek kanatıcı bir metafor.

Çünkü o güvercin, zaten büyük bir travma yaşamış olan Ermeni toplumundan geliyordu ama acıları bununla bitmedi.

Anne-baba ayrılığı, yetimhane, solculuk, hayat mücadelesi, mahkemeler, basın ve toplum linçleri, önyargılar, Türk ırkçılığı ile diaspora arasına sıkışma trajedisi.

Kısacası dün vurulan güvercin hep yaralı yaşamış.

***

Bir söz daha çıkmıyor aklımdan.

“Hepimiz çamur içindeyiz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor.”

Bu ülkenin dürüst, vicdan sahibi ve yurtsever insanları, ne kadar yorulsalar da Oscar Wilde’ın dediği gibi yıldızlara bakmaya devam edecekler.

Tek tesellimiz bu.

Yorumlar kapatıldı.