İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Neden Hrant Dink?

21.01.2007
SIRRI YÜKSEL CEBECİ

——————————————————————————–

ERMENİ asıllı Hrant Dink, bu toprakların çocuğuydu. Bizden biriydi.
Dedelerinin, annesinin, babasının mezarları bu topraklardaydı. Kendisi de bu topraklarda doğup büyümüş, çoluk çocuğa karışmıştı. İki ay sonra dede olacaktı.
Her ne kadar daha çok sol çevrelerle ve sol aydınlarla iç içe olsa da, bütün akrabaları, arkadaşları ve dostları bu toprakların insanlarıydı.
Ama Hrant Dink’i öldürdüler. Hem de İstanbul’un en kalabalık mekanında, hem de güpegündüz…
Hrant Dink’in cansız bedeni yerde yatarken, ayakkabısının altının delik olduğu görülüyordu. Kimsesizler yurdunda büyümüştü. Agos Gazetesi’nin sahibi ve başyazarıydı ama o da milyonlarca yoksul insanımızdan biriydi.
Ne camiye yaranabilmişti, ne de kiliseye…
Doğrucu Davut’tu. Gerektiğinde Ermeni Diasporası’na da karşı çıkıyordu, bölücü Kürtler’e de…
Dolayısıyla ona ne Ermeni lobisinden para akmıştı, ne bölücü Kürt örgütlerinden, ne de Avrupa Birliği’nden…
Doğup büyüdüğü, ekmeğini yiyip suyunu içtiği topraklara ihanet ve nankörlük etmemişti.
“Türklüğe hakaretten” mahkum olduğu için perişandı. O lekeyi alnından silmek için çok uğraştı.
O, haini çok olan ülkenin hainlerinden biri değildi. Hain olsa, ayakkabısının altı delik olmazdı.
Kimi sözleri ve yazılarıyla zaman zaman canımızı sıkardı. Ama, kendilerine “Türkiyeli” diyen katmerli hainlerimizin yanında, sütten çıkmış ak kaşık gibiydi.
Ne olursa olsun, ataları gibi bu topraklarda yaşamak ve ölmek istiyordu.
Ama eceliyle ölmesine izin vermediler.
Kimin işine yaradı?
BU çeşit olaylar spekülasyonlara açıktır.
Çeşitli yorumlar yapılır, iddialar ortaya atılır, hatta hedef saptırılmaya çalışılır.
Hrant Dink’in öldürüldüğü Agos Gazetesi’nin önünde toplanan kalabalığın arasındaki bir grubun “Katil devlet” diye slogan atması, bunun bir örneğiydi.
Yani, katilin kim olduğu peşinen ilan edildi.
Oysa gerçek katil veya katiller, bu satırları yazdığımız saatlerde henüz yakalanabilmiş değildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından dün dağıtılan fotoğrafta, zanlının yüzü net olarak görülüyor.
Ancak cinayeti o gencin tek başına karar vererek işlemediği kesin. Arkasında mutlaka birileri veya bir örgüt var.
Bir Ermeni örgütü veya bölücü bir Kürt örgütü tetiği çektirmiş olamaz mı?
Çünkü Hrant Dink’in öldürülmesi en çok onların işine yaradı.
Canımız Allah’a emanet
HRANT Dink’in öldürülmesinden İstanbul Emniyeti’ni sorumlu tutan ve “Koruma istemese bile korunmalıydı” diyenlere rastlanıyor.
Koruma istemediği halde korunsaydı, kimi çevreler, “Hrant Dink imtiyazlı kişi mi?” diye ayağa kalkmayacaklar mıydı?
Her şeye rağmen, Agos Gazetesi’nin ofisinin bulunduğu apartmanın önünde bir güvenlik görevlisi bulundurulabilirdi.
Adam, İstanbul’un en kalabalık semtlerinden birinin en kalabalık caddesinde, Agos Gazetesi’nin önüne geliyor, Hrant Dink’e yarım metre uzaklıktan dört kurşun sıkıyor ve güvenlik kamerasındaki görüntülerden de anlaşıldığı gibi, elini kolunu sallayarak kayıplara karışıyor. Çevrede tek bir polis yok.
Hrant Dink bu kadar kolay öldürülüyorsa, hepimizin canı Allah’a emanet!

Yorumlar kapatıldı.