İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kanlı ellerin Hrant Dink’i seçmesi son derece manidar

 
20.01.2007 / Haber Merkezi / Haber

Bakanlar Kurulu toplantısını yarıda kesen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hrant Dink cinayetini tüm yönleriyle araştırdıklarını dile getirerek, hiçbir kanlı provokasyonun beraberliği bozamayacağını belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e yönelik saldırının milletin birlik ve beraberliğine, huzur ve istikrara karşı yapıldığını söyledi. Erdoğan, “Kanlı ellerin bu kez Dink’i seçmiş olması son derece manidardır. Özellikle bazı ülkelerde sözde Ermeni soykırımı iddialarının gündemde olduğu günlerde bu cinayetin işlenmiş olmasını manidar buluyoruz” dedi. Erdoğan fail ya da faillerin bulunması için İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Cemil Çiçek’i görevlendirdiğini belirtirken, konuşmasının sonunda gazete ve televizyon yöneticilerini sağduyununu sesini dinlemeleri konusunda uyardı.

Demokrasiye kurşun sıkıldı
Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında gelen Dink’in ölüm haberi toplantıyı erken bitirdi. Her zamanki gibi Cemil Çiçek açıklama yapmazken Başbakan Erdoğan kameraların karşısına çıktı. Ayrıca Kızılcahamam’daki İstişare Kurulu toplantısının da gündeminin değişmesi bekleniyor. Erdoğan, “Bu cinayet sebebiyle üzüntümüz büyük. Karanlık eller bir kez daha hain emellerine ulaşabilmek için ne yazık ki ülkemizi seçmiş, İstanbul Şişli’de bu cinayet işlenmiş, kan dökülmüştür” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu saldırı, Dink’in şahsında hepimize, millet olarak birlik ve beraberliğimize, huzur ve istikrarımıza yapılmıştır. Özgür düşünceye, demokratik yaşamamıza kurşun sıkılmıştır. Her şeyden önce basın ve düşünce dünyamıza, aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Şahsım, hükümetim ve miletim adına alçakça işlenen bu cinayetin arkasındaki kanlı elleri telin ediyorum. Fail ya da faillerin, planlayan veya azmettirenlerin en kısa sürede ortaya çıkarılarak, yakalanarak adalete teslim edilmeleri için İçişleri ve Adalet Bakanlarımızı görevlendirmiş bulunuyorum. İlgili bütün birimlere de başta istihbarat teşkilatlarımız olmak üzere talimatlar olayı duyduğum anda verilmiştir.”

Olay gerçekleştiği sırada Bakanlar Kurulu’nun toplantı halinde olduğunu hatırlatan Erdoğan, haberin ulaşması üzerine gerekli talimatları verdiğini ve toplantıyı kestiklerini bildirdi. Erdoğan, şunları söyledi: “Kanlı ellerin bu kez Hrant Dink’i kurban seçmiş olması son derece manidardır. Özellikle bazı ülkelerde sözde Ermeni soykırımı iddialarının gündemde olduğu günlerde bu cinayetin işlenmiş olmasını manidar buluyoruz. Cinayeti bütün yönleriyle araştırıyoruz, araştıracağız. En kısa sürede aydınlatmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biz asırlardan beri bu topraklarda barış ve huzur içinde, bir arada yaşamayı başarmış bir milletiz. Şunu herkes bilmelidir ki hiçbir kanlı provokasyon, hiçbir karanlık mihrak, hiçbir hain plan birlik ve beraberliğimizi bozamayacaktır. Başta Ermeni kökenli vatandaşlarımız olmak üzere aziz milletimiz, bu sınavı da aşacak sağduyu ve basirete sahiptir. Tekrar milletimizin başı sağolsun derken, özellikle gazete ve televizyonlarımızın yöneticilerini bu hassasiyeti paylaştıklarına inanarak sağduyunun sesini öne çıkarmaya davet ediyorum.”

Erdoğan cenazenin ne zaman kaldırılacağı konusunda bilgisi bulunmadığını, programının uygun düşmesi halinde herhangi bir önyargıya sahip olmayacağını, ancak görevlendirdiği iki bakanın İstanbul’da olup cenazeye de katılacaklarını söyledi. Erdoğan “Kanlı eller” tanımıyla hangi cenahtan gelirse gelsin, ister ulusal ister uluslararası olsun olayın üstüne gideceklerini kastettiğini, fail net olarak belirlenmeden şudur budur denemeyeceğini güvenlik güçlerinin çalışması ve yargının kararının ardından konunun ortaya çıkacağını söyledi.

Emniyet’ten koruma talebinde bulunmadı

Yetkililer, Hrant Dink koruma talebinde bulunmadığını kaydetti. Dink’in, Bursa’dan aldığı öne sürülen tehdit mektubuyla ilgili Şişli Cumhuriyet Savcılığına yaptığı bildirilen başvuru hakkında Bursa’ya ulaşan belge olmadığı öğrenildi. Dink’in, 10 Ocak tarihli, “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği” başlıklı yazısında yer verdiği ve savcılığa başvuruda bulunduğunu belirttiği tehdit mektubuna ilişkin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na herhangi belge ulaşmadığı belirtildi. Bursa Emniyet Müdürlüğü yetkilileri de Dink’in sözünü ettiği tehdit mektubuyla ilgili kendilerine gelen bir bilgi bulunmadığını bildirdi. Soruşturmayı yürüten Şişli Savcılığı’na teslim edilen tehdit mektubunun Bursa’dan postalandığını da kaydeden emniyet yetkilileri, “onunda incelemesi yapılıyor” şeklinde konuştular. Dink’in avukatı Fethiye Çetin, yaptığı açıklamada, Dink’in son dönemde bir tehdit mektubu aldığını, mektupta, Dink’in ailesine yönelik ifadelerin de yer aldığını belirtti.

Emniyet Müdürlüğü bölgede bulunan bütün MOBESE kayıtlarını ve şirketlere ait özel güvenlik görüntülerini incelemeye aldı. Ayrıca olay yerine yakın bütün cep telefonu operatörlerine ait baz istasyonları ile yapılan telefon görüşmelerinin mercek altına alındığı, numara kayıtlarının incelendiği öğrenildi.

Valilikte tehdit edildi

Gazeteci Aydın Engin ise, Hrant Dink’in Agos Gazetesi’nin son iki sayısında nasıl tehdit edildiğini ve başına bir şeyler gelebileceğinin nasıl ima edildiğini çok ayrıntılı olarak yazdığını söyledi. Engin, “Uzun müddet bunu kendine sakladı, çünkü Türkiye’deki barış ve demokrasi ortamını zora sokacak açıklamalar yapmak istemiyordu. AİHM’e başvurmak zorunda kaldığı için yazdı bunları. Vali muavininin odasındaki konuşmayı aktardı. Dink, resmi olarak da tehdit edilmiştir. Şişli Adliyesi’ndeki bir duruşmada gerçek bir linç tehlikesi yaşadı yani doğrusu her zaman hedefteydi” dedi. (HABER MERKEZİ)

Yorumlar kapatıldı.