Ayşe Günaysu
Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır diyen herkes, Türkiye üzerinde oynanan karanlık oyunlardan bahseden herkes, bu saldırının yabancı ülke parlamentolarında “sözde” Ermeni soykırımı kararlarının alındığı günlere denk geldiğinden bahseden, böylece hem Hrant Dink’in “soykırım” dediği için bu ülkede yargılanmakta olduğunu, bu yüzden tehditler aldığını saklamaya çalışan, hem de esas katili, yani İttihat Terakki’nin gizli operasyoncu, linççi, kudurgan Türkçü ruhunu bu memlekette hâlâ yaşatanları koruma altına alan herkes Hrant’ın katlinde sorumluluk payı sahibidir.
Ermeni konferansı düzenlenleyenlerin Türk milletini sırtından hançerlediğini meclis kürsülerinden haykıran Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de, azınlık vakıf yasa tasarısını azınlıkları güçlendireceği gerekçesi ile veto eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de, binlerce işkence, yargısız infaz, faili meçhul, gözaltında kayıp suç duyurusunu görmezden gelip Kerinçsiz’lerin evrensel hukukun en temel ilkelerinden nasibini almamış sözde “suç duyuru”larını işleme koyup dava açan savcıların da, Hrant hakkını AİHM’de arayacağını ilan ettiği günlerde, AİHM’ye başvurmayacağını, Türk adaletine güvendiğini söyleyen Rum vakıf başkanını işte gerçek vatandaş diyerek başsayfa haberi yapan, böylece AİHM’ye başvuran herkesi “sözde vatandaş” nitelemesiyle hedef gösteren Hürriyet gazetesi de, televizyonlarda daha Hrant’ın kanı kurumadan ABD’de temsilciler meclisinde bekleyen yasa tasarısı ile bağlantı kurup saatlerce Türkiye’ye karşı provokasyon edebiyatı yapan Türk televizyonları da bu cinayetin bir parçasıdır, sorumluluk sahibidir.
Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır diyen herkes yalan söylüyor. Çünkü bu saldırıyı bizzat Türkiye mümkün kılmıştır, bu yüzden Türkiye sorumludur. Bu saldırıyı, bütün kimlikleri değil, sadece Türklüğü aşağılamaya karşı korumaya alarak gerçekte saldırganlığına hukuki zemin hazırlayan 301’inci maddeyi yasaya koyan devlet ve de bu maddeyi reddetmeyen bütün bir Türkiye halkı mümkün kılmıştır. Hrant Dink’in katli karşısında utanç duymak yerine, “hepimiz suçluyuz” demek yerine Türkiye’nin itibarının kaygısını duyan herkes, yetkililerden kanaat önderlerine kadar herkes yalan söylüyor, suçunu örtmeye çalışıyor. Bütün yalancılar sussun.
Ve siz de susun lütfen Altan Öymen gibi demokrat gazeteciler. Televizyonların Hrant’ın katliyle ABD temsilciler meclisinde bekleyen soykırım yasası arasında bağ kuran sorularını cevaplamayı reddetmiyorsanız, sakınca görmeden cevaplıyorsanız, bu tür bağlantılar kurarak Ermeni halkının acısına saygısızlık etmeyi reddetmiyorsanız, öz be öz kendi katillerimizi aklamak için dış mihrakların Türk milletine karşı komplo teorileriyle insanları uyutmaya çalışanlara bu şekilde destek vermeyi reddetmiyorsanız susun, hepiniz susun.
BÜTÜN YALANCILAR SUSSUN. HRANT’IN YARALARI HÂLÂ KANIYOR.
Yorumlar kapatıldı.