İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye aleyhine ‘azınlık vakfı’ kararı

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’nin azınlık vakıflarının mülkiyet haklarını ihlal ettiğine karar verdi. Bu karar, sırada bekleyen diğer davalar için de emsal teşkil edecek.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2. Dairesi (AİHM), Fener Rum Erkek Lisesi Vakfının Türkiye aleyhine yaptığı başvuruda, Türkiye’yi haksız buldu.
Fener Rum Erkek Lisesi Vakfının 1997 yılında yaptığı başvuruyu bugün karara bağlayan AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) mülkiyet hakkıyla ilgili 1. protokolünün, 1. maddesini ihlal ettiği görüşüne vardı ve Türkiye’nin 890 bin avro ödemesini kararlaştırdı. AİHM kararı gereği Türkiye, ayrıca 20 bin avro mahkeme masrafı ödeyecek.
AİHM, Vakfın, AİHS’nin ayırımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14. maddeden yaptığı başvurunun incelemeye alınmasına gerek görmedi.
Türkiye’nin, 7 yargıçtan oluşan 2. dairenin karana itiraz edip, davayı büyük daireye götürme hakkı bulunuyor. AİHM’nin 21 yargıçtan oluşan büyük dairesi, temyiz mahkemesi özelliği görüyor.
AİHM, Fener Rum Erkek Lisesi ile Yedikule Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi Vakfının Türkiye aleyhine yaptıkları şikayet başvuruları için 20 Eylül 2005 tarihinde ortak bir duruşma düzenlemişti.
AİHM’deki duruşmaya, hükümetinin avukatlarıyla birlikte, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Maliye Bakanlığından uzmanlar da katılmıştı.
Türk hükümetinin avukatları, “azınlık vakıflarının taşınmaz edinme ehliyetine sahip olmadıklarını” belirterek, başvurunun reddedilmesini istemişti.
Türkiye’de konuyla ilgili 1935 yılında çıkan yasaya atıfta bulunan avukatlar, 1936 yılında vakıflar tarafından verilen beyannamelerin taşınmaz edinme hakkını sağlamadığını savunmuşlardı.
Vakıf avukatlarıysa “taşınmaz edinme hakları olduğu” görüşünü savunarak, kendilerine ayırımcılık yapıldığını iddia etmişlerdi.
Türk mahkemelerinde, kendilerine hediye ve bağış olarak verilen taşınmaz malların mülkiyet hakkına ilişkin açtıkları davaları AİHM’nin gündemine getiren azınlık vakıfları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) mal ve mülkiyetin korunmasıyla ilgili 1. protokolünün 1. maddesinin, ayırımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14. ve adil yargılanma hakkıyla ilgili 6. maddenin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdi.
AİHM, daha önce aldığı bir kararla söz konusu iki başvuru için ortak bir duruşma yapılması görüşünü benimsemişi.
AİHM’nin verdiği bu karar, Türkiye’nin olası itirazıyla büyük dairede bozulmadığı takdirde, iadesi istenen yaklaşık 900 taşınmaza emsal teşkil edebileceği için önem taşıyor

Yorumlar kapatıldı.