İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

400 yıllık tarihe el uzatan yok

MUĞLA/İSTANBUL – Bodrum’daki 400 yıllık Rum Kilisesi, 15 yıldır hazırlanamayan restorasyon projesi nedeniyle yağmalandı ve yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Eski Leleg kenti Kadıkalesi Köyü’nün Helen Tepesi’ndeki kiliseyi çobanlar ahır, avcılar barınak olarak kullandı. Hazine avcıları, kilisenin zeminini ve iç duvarlarını kazarak define aradı. Kapı ve pencere pervazları yerinden sökülen kilise duvarlarında derin çatlaklar oluştu. Kilise 1990 yılında inşa edilen Gökçe Armonia Tatil Sitesi sosyal tesislerinin içinde kaldı. Restorasyon için 15 yıldır beklediklerini belirten tesisin genel müdürü Pehlül Yıldırım, şöyle dedi: “Kiliseye yaz aylarında yabancı turistler ve kilisenin karşısındaki adalarda yaşayanlar sık sık ziyarete geliyor. Kilisenin restorasyonu ve ibadete açılması için maddi katkıda bulunabileceklerini söylüyorlar. Biz restorasyonu yapmak ve kiliseyi ayakta tutmak için her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız. Yıllardır İzmir ve Muğla’daki koruma kurullarına başvuruyoruz, ‘Bir çivi dahi çakmayın, yasak’ diyorlar. Bir türlü izin çıkmıyor. Yörenin en güzel kilisesi eriyip gidiyor.”
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Yaşar Yıldız da, kilisenin sponsor bulunamadığı için restore edilemediğini anlatarak, şunları söyledi:
“Kilisenin restore edilip kültür sanat veya dini amaçlı kullanımı konusundaki görüşümüzü bakanlığa ilettik. Kilisenin daha fazla dayanacak gücü kalmadı.”

Bu durumda çok kilise var
İstanbul’da Rumca yayımlanan İHO Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Andrea Rumbopulos, 1950-1970 yılları arasında Kıbrıs sorunu yüzünden Anadolu’daki Rum kiliselerinin bilinçli olarak yıkıma terk edildiğini belirterek, “Mübadeleye kadar Anadolu’nun her yerinde faal kiliseler vardı. Mübadeleden sonra sahipsiz kaldılar. Bir kısmı camiye dönüştürüldü, bir kısmı dükkân, ahır ve atölye yapıldı. Özellikle 20 yıl onarıma bile izin verilmedi” dedi.
Ermenice yayımlanan Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ise kiliselere yönelik olumsuz bir tutum takınıldığını kaydederek, şöyle dedi: “Kiliseler diğer mülklerden farklı olarak, kendi kimliklerini net gösterir. Diğer mülkleri dönüştürebilir ve kullanabilirsiniz ama kiliseleri yıkmadan bunu yapamazsınız. 1914 yılından önce Doğu ve Güneydoğu’da 2 bini aşkın kilise ve şapel vardı. Bugün sadece dört kilise faal. Birçoğunun kalıntısı dahi kalmadı. Bir kimliğin en önemlisi, o kimliğin izlerinin de tasfiyesidir. Kiliseler de bunun kurbanıdır.” (Radikal, dha)

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=209572

Yorumlar kapatıldı.