İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mavi Kitap’ın gerçek yüzü

Mavi Kitap’ın gerçek yüzü

Lord Avebury, İngiltere’de Rumlar, Ermeniler, PKK ve aşırı sol gruplardan oluşan Türkiye’ye karşıt cephenin bir tür liderliğini yapmakta olup ülkemize karşı her türlü iddiaya sonuna kadar destek veren bir davranış içindedir. Türkiye’nin Avrupa’da yeri olmadığını savunur

ŞÜKRÜ M. ELEKDAĞ 

Sayın Murat Belge’nin, İngiliz Savaş Propaganda Bürosu’nun 1916’da yayımladığı Mavi Kitap’ın propaganda malzemesi ve düzmece olduğunu ortaya koymayı hedefleyen girişimlerim konusundaki 14 ve 17 Kasım tarihli makalelerini bu sütunlarda 8 Aralık’ta yanıtlamış ve anılan kitabın tarihi gerçekleri yansıttığına ilişkin iddiaların geçerli olmadığını ortaya koyan olay, kanıt ve kaynakları ayrıntılı biçimde açıklamıştım.
Ancak, sayın Belge Mavi Kitap konusunun peşini bırakmadı ve bu sefer Radikal’in 2 ve 10 Aralık nüshalarında yayımlanan sırasıyla ‘Mavi Kitap, mektup, münazara’ ve ‘Masmavi Kitap’ başlıklı makalelerinde şahsım, sayın Onur Öymen ve TBMM üyeleri hakkında, haksız, yanıltıcı ve küçültücü iddialarda bulundu. İddialar özetle şunlar:
(1) TBMM tarafından İngiltere Parlamentosu’na Mavi Kitap’la ilgili olarak gönderilmiş olan mektuba İnsan Hakları Grubu’nun Eş Başkanı olan Lord Avebury bir yanıt göndermiştir. Bir grup milletvekili ve lord tarafından da imzalanan bu mektup, bütün Türk milletvekillerine de iletilmiştir.
(2) Lord Avebury mektubunda “Mavi kitap sizin iddianız hilafına doğrudur. Siz ısrar ediyorsanız gelin bazı uzmanlar ve milletvekillerinden oluşan bir panel halinde bunu tartışalım” ve gerçekleri ortaya çıkaralım demiştir.
(3) Ancak, “TBMM’nin gururlu üyeleri” İngiliz parlamenterlerin “gelin tartışalım yollu gülünç çağrılarını ciddiye almayacak kadar ciddi insanlar” olduklarından bu çağrıya cevap vermemişlerdir.
(4) Bunun üzerine Lord Avebury bir açıklama yaparak Türk milletvekillerine diyalog çağrısını yinelemiştir.
(5) Bu çağrıya da cevap vermekten kaçınan Türk milletvekilleri Avebury’nin “söylediği ağır sözleri yutup oturdukça daha fazla ciddiyet kesbedeceklerdir”. (6) “Bu iş niye böyle oldu? diye Şükrü Elekdağ’a veya Onur Öymen’e sormaya gerek yok. Onlar bu işleri böyle yapan insanlar.” Ama yine de diğer milletvekillerine ve hükümet üyelerine şunların sorulması gerekir: İngiliz Parlamentosu’na mektubu “ne düşünerek yazdınız, şimdi niye böyle davranıyor” ve Avebury’nin mektubunu cevaplamıyorsunuz? (7) Bilmek istediğim “Avebury’nin mektubuna cevap verildi mi, verilmedi mi?”

Lord Avebury TBMM’nin muhatabı değildir
Sayın Belge’nin önemli bir hatası, sözünü ettiği Lord Avebury’i, TBMM Başkanı sayın Bülent Arınç’ın muhatabı olarak görmesinden ileri geliyor. Oysa, sayın Arınç’ın muhatapları Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası başkanlarıdır. Ve bu iki şahsiyet de TBMM mektubunu sırasıyla 16 Mayıs ve 21 Mayıs 2005 tarihlerinde resmen yanıtlamışlardır. Her iki mektupta da TBMM mektubunda ileri sürülen görüş ve tezlere karşı çıkılmamış ve Mavi Kitap’ın içerdiği rapor ve iddiaların gerçekliğini savunma veya kitabın uydurma ve düzmece olduğunu ret anlamında bir tek söz dahi söylenmemiştir. Diğer bir deyişle, İngiltere Parlamentosu, Mavi Kitap’ın İngiliz Savaş Propaganda Bürosu tarafından hazırlanmış bir propaganda malzemesi olduğunu ve tarihi gerçekleri yansıtmadığını sükût yoluyla ikrar etmiştir. Böylece, Mavi Kitap’ın tarihçiler için güvenilir bir kaynak olmadığı ve düzmece niteliği ortaya konmak suretiyle güvenilirliğine ağır bir darbe indirilmiştir.
Bu gelişme, İngiliz Parlamentosu’nda Ermeni lobisinin başını çeken Lord Avebury ve destekçilerini son derece rahatsız etmiştir. 12 Ekim 2005’te Lord Avebury başkanlığında düzenlenen ve Ermeni propagandasıyla görevli bir kuruluş olan Gomidas Enstitüsü direktörü Ara Sarafyan (Mavi Kitap’ın 2000 yılında yapılan baskısının editörü) ile birçok parlamenter ve akademisyenin katıldığı bir toplantıda, TBMM mektubundaki görüşleri tekzip eden bir cevabi mektubun hazırlanması amacıyla kapsamlı bir kampanyaya girişilmesi planlanmıştır (Press Release by Gomidas Institute, Nora Vosbigian, London, 12 October, 2005) Bu plan gereğince, “Mavi Kitap’ın tarihi gerçekleri yansıttığı ve uyduruk bir propaganda malzemesi olmadığı” yolunda hazırlanan mektubun çok sayıda Lord ve Avam Kamarası üyesi tarafından imzalanması için yoğun çaba harcanmıştır. Ancak, sonuç tam bir hezimet olmuş ve mektup metni 20 Lordlar Kamarası ve 13 Avam Kamarası üyesi tarafından imzalanmıştır. Gomidas İnstitute UK adlı Ermeni Propaganda kuruluşundan alınan bir rapora istinaden TBMM mektubundaki görüşlerin yanlışlığını ileri süren ve TBMM mektubunun geri çekilmesini öneren bu metin 27 Şubat 2006’da Lord Avebury’nin ofisinden bir basın açıklaması olarak yayımlanmıştır. Sayın Belge’nin yazdıklarından bu açıklamanın mektuba dönüştürülerek TBMM üyelerine de iletildiği anlaşılıyor.

TBMM’de yaptığım açıklama
Böyle bir mektup bana ulaşmadı. Ancak, basın açıklamasından haberdar olunca bu konuda 19 Nisan 2006 tarihinde TBMM’nde bir konuşma yaptım. Konuşmamda, müzmin Türkiye karşıtı 33 İngiliz parlamenteri tarafından imzalanan bu açıklamanın hiçbir resmi niteliği olmadığını, TBMM’nin İngiliz parlamentosuna gönderdiği mektuba hiçbir şekilde yanıt oluşturmadığını bu nedenle de Meclis’in bunu yanıtlamak hususunda hiçbir yükümlülüğü olmadığını açıkladım. Hemen belirtelim ki, Avebury’nin ortak basın açıklamasını 750 kişiden oluşan Lordlar Kamarası’nın yalnızca 20, 646 kişilik Avam Kamarası’nın da sadece13 üyesinin imzalamış olması, İngiltere Parlamentosu’nun yüzde yüzüne yakın bölümünün Mavi Kitap’ın yanıltıcı bir propaganda malzemesi olduğuna inandığına işaret etmektedir.
Bu bağlamda belirtmek istediğim önemli bir nokta var. Lord Avebury’nin mektubunun yazılmasında yardımcı olan ve Mavi Kitap’ın 2000 yılındaki yeni baskısının editörlüğünü yapan Ara Sarafyan, 15-17 Mart tarihlerinde İstanbul Üniversitesi tarafından düzenlenen “Türk-Ermeni İlişkilerinde Yeni Yaklaşımlar” konulu konferansa sayıları ona varan tanınmış yabancı tarihçi ile birlikte katıldı. Konferans sırasında yabancı tarihçilerden yarısı tarafından ileri sürülen Türk tezine karşıt veya ondan bir ölçüde ayrılan görüşler tam bir bilimsel ciddiyet ve sükûnet ortamında tartışıldı Sarafyan, 16 Mart’ta Mavi Kitap konusunda bir konuşma yaptı. Ondan hemen sonra, ben de aynı konuda bir sunuş yaptım. Mavi Kitap’ın yarı gerçeklerle ve uydurma hikayelerde dolu, düzmece bir yayın olduğunu somut kanıtlarla ortaya koydum. Sarafyan’ın görüşlerini temelden çürüttüm. Tabii bütün beklentim, basınımızın elinde tuttuğu Mavi Kitap’la fotoğraflarını tekrar tekrar yayımlamış olduğu Sarafyan’ın söylediklerime karşı çıkması ve hararetli bir tartışma ortamının doğması idi. Ne var ki, konuşmamı dinleyen Ara Sarafyan benimle bir tartışmayı göze alamadı. Ta İngiltere’den gelip Mavi Kitap’ın propagandası için konferansa katılan Sarafya’nın açıklamalarıma karşı ‘gık’ diyememesi hayret vericiydi.

Lord Avebury ateşli bir PKK sempatizanı ve savunucusudur
Şimdi bir de Lord Avebury’nin kimliğine ve Türkiye’ye karşı tutumuna bakalım. Lord Avebury, İngiltere’de Rumlar, Ermeniler, PKK ve aşırı sol gruplardan oluşan Türkiye’ye karşıt cephenin bir tür liderliğini yapmakta olup ülkemize karşı her türlü iddiaya sonuna karşı destek veren bir davranış içindedir. Türkiye’nin Avrupa’da yeri olmadığını savunur. PKK’nın ateşli bir savunucusudur. Med-TV’nin İngiltere’de yayına devam edebilmesi için yoğun mücadele vermiştir. Öcalan’ın İmralı’daki duruşmasında verdiği ifadeye göre Lord Avebury 1988’de kendisini üç kere ziyaret etmiştir. Duruşmaların 5. oturumunda, DGM Başkanı Okyay’ın Lord Avebury’nin ismini zikrederek “bu kişi İngiliz gazetelerinde yazı yazıyormuş (Ö) yazılar için sizden 40 bin sterlin almış, biliyor musun?” yolundaki sorusuna, Öcalan, her ne kadar “Bu konuyu bilmiyorum. Bu çok ilginç. Avrupada’ki örgüt sorumlularının böyle bir politikalarının olup olmadığını da bilmiyorum. Lord çok zengin. Kendilerinin bize vermesi lazım” diye cevap vermişse de, inandırıcı kanıtlar olmadan mahkemenin böyle bir iddiayı açığa vurmayacağı dikkate alınırsa, ortaya çıkan durum Lord hazretleri açısından en azından mide bulandırıcıdır. Murat Belge’nin sözlerine değer verdiği ve mektubunun cevaplandırılmasını istediği Lord Avebury işte böyle bir kişiliğe sahiptir. Bu nedenledir ki ben ve sayın Öymen yaptığı açıklamanın ciddiye alınacak bir tarafını görmedik. Bu durumda acaba Belge, Avebury’nin “ağır sözlerini yutup oturdukça daha fazla ciddiyet kesbedecekler” diyerek cevaptan kaçmakla suçladığı “Türk milletvekillerinden” özür dilemesi gerektiğini idrak edecek midir?

Şükrü M. Elekdağ: CHP milletvekili

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=208952&tarih=02/01/2007

Yorumlar kapatıldı.