İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hz. İsa’nın doğduğu şehirde bugün…

Haşmet Babaoğlu

Meryem dünyaya getirdiği oğlunu kundağa sardı ve ahıra götürdü. Çünkü Beytüllahim’de kalacak yerleri yoktu.

O sırada civarda koyunlarını otlatmaya çıkarmış çobanlar yanlarında bir melek görünce korktular. Melek “korkmayın, ben size Kurtarıcı’nın bügün doğduğunu müjdelemek için geldim. Yemlikte yatan, kundağa sarılmış bir çocuk göreceksiniz. Bu size işaret olsun.”

Melek gittikten sonra çobanların içine kuşku düştü. “Haydi gidelim de görelim bakalım, var mı böyle bir çocuk?” diyerek yola düştüler. Meryem’i, Yusuf’u ve yemlikte yatan çocuğu görüp şaşırdılar. Tanrı’ya şükredip dua ettiler.

Bir rivayete göre de Doğu diyarlarından gelen müneccimlere zamanın kralı Hirodes sormuştu: “Mesih nerede doğacak?”

Müneccimler de “Beytüllahim” demişlerdi de, Hirodes telaşa düşmüş, o kasabada doğmuş iki yaşına kadarki ne kadar erkek çocuk varsa hepsini öldürtmeye kalkışmıştı.

***

Biraz dolambaçlı, biraz çelişerek de olsa İnciller Hz. İsa’nın doğumunu yukarıdaki gibi hikâye eder.

Noel, “Noel Baba’nın günü” falan değildir.

Katoliklerin ve Protestanların 24/25 Aralık akşamı, Ortodoksların da 7 Ocak’ta kutladıkları Noel budur. Yani İsa’nın doğumunun kutlanmasıdır. (Noel, “Christmas”ın ‘eril’ Fransızcasıdır, dişil olanı Noelle şeklinde yazılır.)

Noel’de kiliselerde, sokaklarda, meydanlarda Hz. İsa’nın Beytüllahim’deki (Bethlehem) doğumunu canlandıran bir maket oluşturulur: Bir ahır, yerlerde samanlar, birkaç koyun, Meryem ve kucağında bebeği…

Ama bilmem ki, o yapay sahneye bakan milyonlarca Hıristiyan arasından acaba kaçının aklına şimdi Filistin’deki Beytüllahim’de neler olup bittiği gelir?

İki bin yıl önceki doğumu kutlarken bugün o doğumun gerçekleştiği kasabanın halini hiç merak etmemek…

İsa’nın doğumunun dünyaya Tanrısal Barış’ı getireceğine iman etmek ama bugün Beytüllahim’deki savaşı umursamamak, hatta hiç bilmemek…

Bu normal mi gerçekten?

***

Allah’tan İngilizlerin Independent gazetesi var da, 24 Aralık günü bu gazete sayesinde içime bir parça su serpildi. (Bazı gazeteler adlarına yakışıyor!)

Çünkü manşetten bütün Hıristiyanlara “Hz. Meryem bugün Beytüllahim’e gelse ne olurdu?” diye sordu Independent.

Çünkü bugünkü Beytüllahim İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria’da bir Filistin şehri.

İsrail’in etrafına duvar örerek insanlık adına utanç veren dev bir tutukevine çevirdiği bu şehirde acı hiç eksik olmuyor.

Dünyanın güçlüleri Hıristiyan devletler.

Ama peygamberlerinin doğduğu Beytüllahim, barışın değil, acıların merkezi.

Gazze’de 1.5 milyon Müslüman, 3 bin Hıristiyan Filistinli yaşıyor. Beytüllahim’in Hamas’lı belediyesi Noel kutlamaları için 50 bin dolar harcamaya söz vermiş, şehrin meydanının ışıklandırılması için çalışmalar yapılmış ama El-Fetih’le Hamas arasında çatışma başlayınca her şey durmuş.

23 Aralık’ta CNN’in şehirden yaptığı yayını izledim. Genç bir kız “Sanırım hayatımın en soluk Noel’ini yaşayacağım; şehre ne turist geliyor ne de kimse sokağa çıkmak istiyor” diyordu.

***

Independent Gazetesi’nin gündeme getirdiği olaya gelince, benzeri binlerce acı olaydan sadece biri…

Bir mülteci kampında yaşayan ve ilk kez anne olacak Fatma Cemal akşam saatlerinde sancılanıyor. Eşi ve annesi Fatma’yı alıp 20 dakikalık mesafede bulunan hastaneye doğru yola çıkıyorlar. Ama yolu kesen İsrail askerleri “sabaha kadar kimse geçemez, bekleyeceksiniz” diyor.

Akşam 17.00’de durduruldukları kontrol noktasında beklerken Fatma Cemal’in kanaması başlıyor.

01.00’de doktor ve hemşire olmaksızın oracıkta ikiz çocuklarını dünyaya getirmek zorunda kalıyor Fatma Cemal.

Çocuklardan birinin adını Mahmud, ötekinin Meryem koyuyorlar.

Fatma, kucağına hiç alamadığı oğlu Mahmud’un öldüğünü bir hafta sonra öğreniyor.

Filistinli küçük Meryem şimdilik yaşıyor… 

http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&sid=&Newsid=100166&Categoryid=4&wid=9

Yorumlar kapatıldı.